bölüm şarkısı; neşet ertaş- yazımı kışa çevirdin.
....
benim yazımı ne zaman kışa çevirmişlerdi?
beş yaşındayken mi? yoksa altı ya da yedi mi? hayır. ben doğduğum andan itibaren yazı hiçbir zaman görememiştim. ağlayarak sığındığım terasta saatlerdir oturuyordum. evler hemen karşılıklı olduğu için ablamın anneme sarılarak ağlayışlarını duyabiliyordum.
kızmamalıydım, ablam da kendince haklıydı ama yapamıyordum işte! canım yanıyordu. beni, o zamanlar beş yaşında olan kardeşini burada bırakmış ve bir daha geri dönmemişti. hâlbuki babam onu zorla odaya kapattığında polisi aramasını bile ben sağlamıştım, üstelik ben sadece beş yaşındaydım.
"mahvettin kendini."
duyduğum sesle irkilerek arkama baktığımda gönlümü yakan yeşilleri gördüm. kıyafetleri dağılmış, güzelim gözlerine kan toplanmıştı. sinirle bana doğru adımladı ve oturduğum yerin tozlu olmasını umursamadan karşımda iki dizinin üstüne çöktü.
gözleri dolu dolu kavradı ellerimi "mahvettin beni."
yeni yaşlar gözlerimden akıp giderken ellerini sıktım. "yapma." dedim "benim yüküm çok ağır zaten züleyha-"
"sus" dedi sinirle sözümü bölerken. "ben sana yük mü olacağım sanıyorsun helin? sana bakmaya kıyamıyorum ben, sen beni yük olarak mı görüyorsun?"
gözlerim telaşla büyürken "hayır" dedim zorlukla "o anlamda demedim. lütfen zorlama beni, anlatamıyorum ben kendimi. benim kanatlarım kırık züleyha karşımda seninde kanatlarının kırılışına sebep olamam."
o an anladı.
göz bebekleri titrerken ellerimi daha sıkı tuttu, züleyha gözlerimden yüreğimi yakan sevdamı gördü. ancak üstüme gitmedi, bir elini yanağıma çıkartıp gözyaşlarımı sildi nazikçe. her bir dokunuşu titrememi sağlarken ona sığınmak istedim, ancak geri dönüşü olmayan bir yola girmek istemiyordum.
"ablan perişan oldu helin. seni arıyor köşe bucak, anlıyorum ona kırgınsın peki ya ben? saatlerdir bakmadığım yer kalmadı. dersleri bırakıp çıktım okuldan her tarafta seni aradım. çok korktum helin, ya bir umut belki burdasındır diye terasa çıkmasaydım?"
burukça tebessüm ettim "biliyor musun?" dedim ağlamanın getirdiği sarhoşlukla "ilk defa biri beni böyle önemsiyor."
doğruydu, ben ilk defa önemseniyordum.
annemin biriciği hep ablam olmuştu. ne yapsam da annem hiçbir zaman bana anne gibi hissettirmemişti. helin dediği an hazır olda beklerdim, ne sevgiden ne saygıdan kusur etmezdim. ancak annem hapiste ki şerefsiz kocasını bile benden daha çok önemsiyordu.
züleyha'nın elleri saçlarımda gezinirken sessiz kaldık. o yaramı deşmek istemedi, şifalı ellerini bir an olsun benden ayırmazken gözleri yüzümün her bir köşesinde gezindi. "çocuksun sen daha." diye fısıldadı.
yaşımdan dolayı demediğini biliyordum, reşit olalı iki sene olmuştu çünkü. ancak züleyha gözlerimin arkasına saklanmış küçük helin'i görmüştü. annesi yorulmasın diye tarlalara koşturan helin'i, annesi onu sevsin diye saatlerce ders çalışan helin'i, annesi onu sevsin diye benliğinden vazgeçen helin'i..
bir şey demeden ona bakmaya devam ederken duyduğum ufak öksürük sesiyle bakışlarımı ondan çekip terasın kapısında dikilen genç kadına çevirdim. siması hiç yabancı gelmezken züleyha ayağa kalkarak "buyrun?" dedi. ses tonu ciddileşmiş, az önce ki ortamdan çabuk sıyrılmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Yan | gxg
ChickLithelin köylerine yeni taşınan öğretmen züleyha'ya aşık olmuştu. [gxg] yan benimle fici ile bağlantılıdır