Bir az sonra kapı zili duyulunca hemen kapıda kimin olduğuna bakmadan açtım. Karşımda yine o yakışıklı yüzü, sarı saçları, mavi gözleri görmek isterdim tabi, ama gelen Güney değil Alperen duruyordu.
-İçeri geçirmeyecek misin beni?
-T-tabi geç.
O geçince hemen kapıdan dışarı baktım. Nerde kaldı ki?
-Alev? İyi misin güzelim?
Sinir oldum.
-Ne güzelimi bee?
-Kızım problemin ne senin yiaa?
Tam o anda sarı saçlım geldi.
-Merhaba... -Heyecanla söyledim
-Merhaba Alara nerde?
Kırılmadım. Parçalandım. Ben? Ben de burdayım!
-A-alara mıı... İçeri geç.
Güney Alara'ya yüzde yüz aşıkdı. Tabi ki, çok normal. Ben de Güney olsam Alara'ya aşık olurdum. Alara'nın tam simetrik yüzü var, kahve rengi saçları hep düz, kahve rengi gözleri var ve dudakları hep aşırı iyi.
Bir seferinde, Alara'nın okuldaki fotoğraflarından biri yere düşmüştü sınıfta. Her halde öğretmenlerin belgelerinden düşmüştü. Sınıftan tam 4 erkek o an kuzenime aşık oldu. Ah... Sanki yerden meşhur idol fotoğrafı falan bulmuştular. "Aman Allah'ım, o çok güzel!". Bla bla. Kendine gel, Alev. Böyle düşünme.
-Aloşe, oreo saç rengi sana ayrı bi hava katmış. Çok güzel duruyor...
-Çok teşekkürler balım.
Balım? Balım? Daha fazla duramayınca odama geçtim. Üzülmüştüm, yine aynı hiss. Alara neden hep benden yüksekti? Alara neden hep benden daha fazlasını alıyordu? Neden Alara kadar Güzel/şanslı/akıllı değilim? Neden?!
Eski sevgilimi hatırladım. Onu aşırı seviyordum, siyah saçları... Neye desen değerdi. O da beni seviyordu... Yani saf gibi böyle düşünüyordum. Beni aldatıyormuş.
Beni inciden bu değil. Beni inciden, kıran, içimde büyük bir nefret yaradan şey, Beni Alara ile aldatması.
Tabii Alara bunu bilmiyordu. Öğrenince hemen ayrıldı. Ama ben hep Alara'dan az sevildim. Alara hep en iyisi oldu. İnsanlar için. Ailem için. Öğretmenler için.
Geçip aynaya baktım.
Hiç bir zaman gözlerimi beğenmedim. Artık bir daha aynaya bakmak istemiyordum. Her aynaya baktığımda, Alara'nın benden daha güzel olması gerçeği beni yaralıyordu.
Arkadan gelen ses beni sanki uyandırdı. Ne mi yapacaktım? Unutacaktım.
Bu dünyadaki en zor şeyi yapacaktım.
-Alev?
-Hm?
-Gelecek misin?
O anda Alara odaya daldı.
-Ale... Ow bozduysam sorry kaldığınız yerden devam edin.
-Yaa sikilmek mi istiyorsun kızım yaaa?!
-Romantizm dizileri falan oluyo ya hani. Çift odada, romantik sohbet ediyor... Sonrasında ne oluyor?
-Ney?
-Öpüşüyola-
O kadar kızdım ki ona, ne yapacağımı bilemedim. Telefonumu alıp evden çıktım. Karanlıkta, gecenin sessizliğini dinliyordum. Ah... Sessizlik diye birşey yoktur. Sadece sükutun, boşluğun kulak delen sesi vardır...
Sessizlik sana hep birşeyler hatırlatır. Tamamen boş olmasına rağmen, hep hatıralarla doludur. Kaybettiğin birini hatırlarsın. Kendini "Onu kaybetmedin, o hep kalbinde yaşayacak" cümlesine inandırmayı başardın mı? Yoksa hala, sessizlikden onun sesini mi duyuyorsun?
Sen de mi, her gece rüyanda "o"nun gecenin karanlığından çıkıp yanına geldiğini, yine sana sarıldığını, bu kabusun bittiğini ve her şeyin eskisi gibi olduğunu mu görüyorsun?
Ama, asla rüyalar gerçekleşmez. Sadece kabuslar gerçekleşir.
~ ~ ~ ~ ~
Evet my secretss, ikinci bölümün sonuna ulaştık. Umarım bütün duyguları yeterince iyi anlatmışımdır. Sizin yaranıza tuz basmak istemiyorum, ama bazen yaraya tuz basmak insana iyi gele bilir. "Onu kaybetmedin, kalbinde yaşıyor". Hatta bazen insan bağırıp, her şeyi kırıp dağıtmak, isyan etmek, ya onu geri kazanmak ya da onunla birlikte bu berbat dünyayı terk etmek istese de. Acı sınavlardan geçince, bu dünyada yaşamaya layık olacaksınız. Yoksa, hayata karşı mı kaybedeceksin? Yoksa, hayatın sensin hiç bir tadı olmadığını unuttun mu?
#JuliaGuliyeva #Alone #Yalnız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız | Turkish
RomanceAşık olmak, büyük bir hatadır. Platonik aşık olmaksa en büyük hatadır. Çünki aşık olduğunda 8 milyar insan uzaklarda bir yerde kalır, sense sevdiğin insanla kendi dünyana kilitlenirsin. Platonik aşık olduğundaysa, 8 milyar insan yine başka bir dünya...