4. Bölüm

108 21 3
                                    

Tuttuğum kovadaki çamaşırları dışarıda asacağım bir yer bulma umuduyla kucağıma alıp kapıyı açtım.

Daha sonrasında süratli bir şekilde esen kar fırtınasının yüzüme vurması ile tüylerim diken diken oldu, bedenim buz kesti.

Hemen kapıyı kapatıp, sırtımı kapıya yasladım ve çenemin az önceki soğuk nedeniyle titremesine engel olamadım.

Çamaşırların olduğu kovayı tezgaha bırakıp, sobanın yanına koştum.  Soba yavaş yavaş sönme evresine geçmiş olsa bile bu küçük ve sığ kulübeyi hâlâ ısıtabiliyordu ve yaydığı ısı az önce vücuduma hücum eden soğuğu da yok edebilirdi.

Rus Komutan dışarda bir işle ilgileniyordu ve henüz gelmemişti. Böylesine iliklere işleyen, insanın kanını donduran kar fırtınasında bile dışarıda kalmayı başarması benim için insanüstü bir davranıştı.

Soğuk atmosferin tenime etkisi hâlâ devam ederken bir miktar daha sıcaklık için yanda duran demiri aldım, sobanın kapağını açtım ve içinde iki adet kalın odun ekledim.

Odunların kirli ve tozlu yüzeyi elimde bir karartıya ve toza neden oldu. Ellerimi çırparken parmak uçlarım donduğu için canım acıdı ama pekte umursamadım.

Saniyeler sonra kapının sert bir şekilde açılması ile korkuyla kapıya döndüm. Bu adamın bu huyu berbattı, her defasında neden kapıyı çarparak açmak zorundaydı!?

Rus adam boğazlı siyah kazağı ve kahverengi keten pantolonu ve elinde kocaman odunla kulübenin içine girip ayağı ile kapıyı kapattı.

Yüzündeki iradesiz surat, sert bakışları ile her zamanki gibiydi.

Gecenin yaklaştığı şu vakitlerde banyo yapma sırası bana gelmişti, bunun için endişeliydim zira benim ona gösterdiğim saygıyı o bana gösterebilecek miydi? (Geçen bölüm Lukas, Leonard banyo yaparken arkasını dönmüştü, buradaki saygıdan kastı o.)

Siyah kazağının üzerinde kar taneleri vardı ve altın sarısı saçları hafif ıslanmış gibiydi. Elini sobanın demirine atıp sobanın ağzını açtı ve benim daha yeni odun koymamı umursamadan elindeki kalın odunu sobanın içine attı.

Arkasını dönüp bulduğu kıyafetlerden bir adet hırka alması ile "Gün bitmeden bende banyo yapmak istiyorum, bunun için arkanı döner misin?" Diye sordum çekingen bir tonla.

Bir kaç saniye sonra "Dışarı odun kesmeye gideceğim ben gelinceye kadar işini hallet." Demesi ile çıkışa doğru adımlayıp kapıyı açtı.

Az mı yoksa çok mu vaktim olduğunu bilmiyordum bu nedenle hızlı ve aceleci davranmak en mantıklı olandı. O utanmıyor gibiydi ama ben sanki genç, güzel bir bakire rahibe gibi utanıyordum.

Hoş, dış görünüşüm ve çehrem onun aksine tarif ettiğim gibi bir rahibe olmaya daha müsaitti. Bu nedenle ordudaki pek çok erkeğin ilgisini üzerime çekmeyi başarmıştım bile.

Çamaşırları dışarıya asla asamazdım zira bu hava sayesinde yumuşak bir yün gibi aştığım çamaşırlar bana sert bir halı olarak geri dönebilirdi.

Onunda bunu düşünebildiğini varsayarak bundan şikayet etmeyeceğini umuryordum ama buradaki tek sorun çamaşırlar değildi, eğer bu çamaşırları burada kurutursam rutubet yapabilirdi.

En iyisi bunları kilerde bir ateş yakıpta kurumaya bırakmaktı. Soba ile zar zor ısınan bu soğuk kulübe birde rutubet kokarsa kesinikle yaşanılmayacak bir hâle gelirdi.

~~~~

Hava kararırken bende kulübenin içine bulduğum sert, eski bir havlu ile saçlarımı kurutuyordum.

Rus Ruleti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin