14

215 31 29
                                    

İyi Okumalar!

-

Görkem, Umay'a yetiştikten sonra on beş dakikalık sessiz yürüyüşün ardından aramanın yapıldığı bölgeye ancak varabilmişlerdi.

Ancak fark eden bir şey olmamıştı. Görkem'in söylediği gibi olay yerine girmeleri bir yana dursun yakınına bile yaklaşamamışlardı. Kenarında bekledikleri anayoldan hızla geçen arabanın arkasından Görkem, sinirle konuştu.

"Yavaş ulan it!"

Umay, yanaklarını sıkıntıyla şişirirken omuz silkti.

"Sanırım seni dinlemem gerekiyordu."

Görkem, çantasının sapını çekiştirirken hızla akan trafikten ürkmüş Sarı Pisi'yi kucağına aldı.

"Eh yani, kaçar gibi bastın gittin. Karadenizlilere inatçı, burnunun dikine giden derlerdi, abartıyorlar sanırdım. Birinci elden full paket deneyimlemiş olduk, çok şükür."

Umay, kollarını gövdesine sararken kaşlarını çattı.

"Gelmeseydin, seni zorla peşime takmadım ya."

Görkem, bakışlarını kısarken başını sağ omzuna doğru yatırdı.

"Abisi kılıklı seni! Yalnız bırakmadık ya hani, teşekkür ederim falan demen gerekiyor ya?"

Umay, önlerinden hızla geçen arabaları seyrederken surat asıp ses tonunu alçalttı.

"İyi, teşekkür ederim."

Görkem, başını ciddiyetle salladı.

"Ha şöyle! Şimdi takip et beni."

Umay, kaşlarını çattı ancak itiraz etmeden kolunun altında çantasıymış gibi kedi taşıyan çocuğun peşine takıldı.

Yolun biraz ilerisinde bulunan yan yana dizilmiş rengarenk mekanlar arasından diğerlerine göre oldukça eski görünüme sahip çayevine girdiklerinde Umay, okey oynayan yaşlı amcaların bakışlarından çekindiğinden Görkem'e yanaşıp mırıltıyla konuştu.

"En azından yandaki kafede bekleseydik ya, burası biraz şey..."

Görkem, göz devirdi.

"Karadenizli değil misin, çay içersin işte."

"Ne Karadeniz'miş arkadaş, bizim kadar taş düşün başına, sevmedim burayı hiç!"

Görkem, onu dinlemeyip çayevinin arka tarafına doğru ilerlemeyi sürdürdü. Otantik ahşap kapıdan geçerek çayevinin arkasında kalan geniş balkona çıkmışlardı.

"Geç otur kenara, aramanın yapıldığı kısmı net görüyor burası. Arkadaşımla konuşup geliyorum hemen."

Umay, başka zaman olsa denizin kucağına açılan bu balkonun manzarasından oldukça etkilenebilirdi ancak şimdilik zihni endişeyle karardığından tadına varamamıştı.

Balkon duvarının kenarındaki masalardan birine oturup aşağıya baktı. Olduğu yerden sahil güvenlik bir yana dursun dalış yapan ekibi bile görebiliyordu. Bakışları kısa süreliğine abisini aradı.

Yüzlerini, gözlerini kapatan dalış ekipmanları olmasa bile yüzeyde kısa süreliğine görünüp yeniden denizin koyu bilinmezine dalan bu ufak siluetlerden bir sima çıkaramayacağını anlaması uzun sürmedi, aptalca bir fikirdi.

Görkem, stresle alt dudağını kemiren kızın hemen karşısına oturdu.

"Bir şey içer misin?"

Kız kafasını iki yana sallayınca Görkem, yan tarafta başka bir masaya çay bırakan arkadaşına eliyle işaret etti.

BAHRİYELİ - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin