selam millet
hayat nasıl gidiyor?
kendime nazar etme şeklim önceki bölümdedir. istikrarlı ilerliyorum deyip o günden sonra bölüm atmadım.
KJNHGTFRDERHJKHLJNH
biliyorum harikayım 💅🏻
neyyseh efenim bölüme geçelim
iyi okumalarrr...
...
Melih'e haber verdikten sonra biraz telefonda gezinmiştim. Üniversite sınavına hazırlandığım için sosyal medya hesabımı gizliye almıştım. Bu sayede paylaşım yaptığım zaman sadece belirli kişiler görecekti ve ben de az kişinin yorumuna cevap verecektim.
Şimdi aklıma geldiği için hesabımı tekrar açığa aldım. Takipçi sayım azdı. Ancak derdim yükseltmek değildi. Farklı insanları tanımış oluyordum. Akşam çıkıp evin ön tarafındaki taş merdivenlerde fotoğraf çekinip paylaşmayı düşünüyordum.
Ben biraz daha gezindikten sonra kapı çaldı. Annemle babam Bornova'daki akrabalarımızı görmeye gittiği için evde tektim. Oradaki kuzenimle iyi anlaşmadığım için gitmemiştim. Şimdi de sanırım abim gelmişti. Oflayarak yataktan kalkıp aşağıya indim.
Ay hayır yani abi, anahtarını alsan ne olur sanki! Hep aynı şey.
Kapıya gelince kaşlarımı çatarak bezmiş bir ifadeyle kapıyı açtım.
Ancak kapıyı açınca abimi elinde kat kat straforlar, çubuklar ve kartonlarla görmek beklediğim en son şeydi.
Öylece kaldıktan sonra abim malzeme dağının ardından kafasını çıkardı. Tam o anda gülme krizine girdim.
Abim sinirli bir şekilde konuştu.
"Kapının önünden çekilmeyi düşünüyor musun?"
Hala gülmeye devam ederken zar zor kapının önünden çekilmeyi başardım. Abim ayakkabılarını çıkarıp evin içine doğru fırlattı. Aniden gülmeyi kesip içeri giren orangutana döndüm.
"Salak mısın? Şu ayakkabılarını fırlatma dedik kaç kere! Elindekileri bırakıp ayakkabıları yerine koy yoksa kalırlar orda. Annem de gelince mısır patlatır sizi izlerim."
Bana ters bir bakış attı malzemeleri salondaki sehpaya bırakırken. Kapıyı kapatıp peşinden gittim.
"Sanki sen çok düzenli yerleştirirsin ya her şeyi."
Gözlerimi devirdim.
"En azından annemin bu konuda ne kadar katı olduğunu biliyorum."
Evet düzenli bir insan değildim. Hem de neredeyse hiç. Odam çok dağıldığında bile zorla toplardım.
Kesinlikle annemin zoruyla değil.
Beni aşırı rahatsız ettiği zaman her yeri döküp baştan düzenlerdim. Tabii onun için gaza gelip sonra da pişman olurdum. Annemin ufak yardımlarıyla toplardım tekrar.
Ama yine de eve girerken hayvan gibi ayakkabılarımı fırlatmazdım. Sonuçta düzenli olmamak ve etrafı kirletmek ayrı şeylerdi.
"Tamam kardeşim."
Ellerini yıkamak için banyoya gidince ben de geçip koltuğa oturdum. Hemen sonra abim gelmişti. Yanıma oturdu ve ters ters straforlara baktı.
"Abi sen belge götürmeye gitmemiş miydin? Bu malzemeler nereden çıktı?"
Ters bakışlarını straforlardan çekti ve bana döndü.
Yak bir de straforları.
"Onun için gitmiştim zaten. İstanbul'daki yönetici, buradaki şirket yurt dışına daha çok proje yaptığı için burada çalışmaya başlamamı istedi. Ben oraya giderken konuştuk. Ben de uzun zamandır bunu beklediğim için kabul ettim. Buradaki yöneticiyle konuşup anlaşmışlar. Belgeyi verdikten sonra bana form verdiler. Doldurdum ve artık yeni yerim orası."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ BAHARI
HumorTEXTİNG Ailesiyle beraber bir yazlığa taşınan İnci, yeni yazlıklarında pek çok arkadaş edinir. Yeni dostluklar, yeni aşklar...