[ 0.2 ]

67 17 114
                                    

"'Samu! Sence hangisini giymeliyim?"

Atsumu iki elinde iki askıyla dikilirken, Osamu bakışlarını kardeşine çevirip gözlerini devirdi. Neden bu kadar hazırlandığını anlamıyordu, Sakusa ders çalışıp gidecekti ne de olsa.

"İkisi de aynı görünüyor." dedi Osamu, bakışlarını elindeki kitaba döndürürken. Atsumu kaşlarını çattı, somurttu. "Hiç de aynı değiller bir kere! Bak, bu kehribar." dedi, kıyafetlerinden birini kaldırdı. Sonra ise diğerini kaldırıp gösterdi. "Bu da taba."

Osamu öfledi, kitabını kapatıp kardeşine baktı. Elindekilerin birbirinin aynısı olduğunu ne kadar iddia etse de, biliyordu ki Atsumu kabul etmeyecekti.

"Kehribar olanı giy." dedi, omuz silkti. Atsumu ikna olmuş gibi başını aşağı yukarı salladı ve "Değil mi? Bence de..." dedikten sonra kıyafetleri ile odadan çıktı.

Osamu nihayet rahat bir nefes alıp arkasına yaslanırken, Atsumu hazırlanmaya kaldığı yerden devam ediyordu. Muhtemelen kısa bir selamlaşmadan öne gitmeyecek konuşmalarını düşünmek bile içini kıpır kıpır ederken, Sakusa yan odasında otururken ne yapacağını bilmiyordu.

Osamu'nun onu pataklamayacağını bile kesinlikle yanlarında otururdu.

Aynadan birkaç adım uzaklaştı, kendisini dikkatle inceledi. Her zamanki gibiydi işte, ama sanki biraz daha özenmişti bu kez kendine.

İstemsizce gülümsedi Atsumu, aynaya ufak bir öpücük attıktan sonra odasından çıkıp mutfağa ilerledi. Neyse ki Osamu, su içmek için mutfağa girmesi konusunda bir izin kâğıdı yazmıştı ona.

Atsumu mutfakta ikinci bardak suyunu içerken, kapı zilini duymuş ve bütün suyu tek yudumda midesine indirmeye çalışmıştı. Sarışın orada can çekişirken, gri saçlı ikiz ise kalkıp kapıya ilerlemişti.

Kapıyı kendisine çekerek açtı Osamu, Sakusa'yı görünce gülümsedi. "Hoş geldin." dedi, içeri girmesi için kenara çekilirken.

"Hoş buldum..." diye mırıldanan Sakusa, ayakkabılarını çıkarırken en fazla bu kadar huzursuz görünebilirdi belki de. Etrafına gergin bir şekilde bakıyor, bir yandan da gözleriyle lavaboyu arıyordu.

Osamu onun bu tavırlarına da, yüzündeki maskeyi neden hâlâ çıkarmadığına da anlam veremedi. "Odamda çalışma masası var, orada çalışabiliriz. Veya salona da geçebiliriz, ama ikiz kardeşim evde ve salonda rahat edemeyebiliriz." dedi Osamu, Sakusa omuz silkti. Fark etmiyordu onun için. Sadece kısık bir ses tonuyla "Lavabo nerede?" diye sorabildi.

Osamu bir süre ona baktı, sonra ise koridorun ortasındaki lavaboyu gösterdi. Sakusa hızlı adımlarla gidip içeri girdiğinde de anlamamış bir şekilde arkasından baktı, sonraysa omuz silkip mutfaktan çıkan ikiz kardeşinin yanına ilerledi.

"Salonda çalışın, 'Samu. Arada gelirim ben de." dedi Atsumu, sırıttı. Gözlerini deviren Osamu, ikiz kardeşinin ensesine ufak bir tokat yapıştırdı ve "Salak 'Tsumu, sakın çocuğu korkutup kaçırma." dedi. Atsumu ise güldü ve "Aşk olsun 'Samu, yapar mıyım ben hiç öyle?" diye sordu.

İkisi de biliyordu ki, Atsumu yapardı.

Sakusa nihayet yıkadığı ellerini kurulayıp lavabodan çıktı, ikizlere ilerledi. O maskesini çenesine indirdiğinde Osamu, Atsumu'nun hafiften açılmış çenesini kapatmak zorunda kalmıştı. "Rezilsin." diye fısıldadı, Atsumu kendisini toparlayıp gülümsedi.

"Hoş geldin. Sakusa'ydı, değil mi?" dedi Atsumu, sanki oğlan hakkında her şeyi zaten bilmiyormış gibi. Sakusa başını aşağı yukarı salladı, "Sakusa Kiyoomi." dedi. Atsumu'nun heyecanlı yüzünde tekrardan bir gülümseme yer alırken "Atsumu." diyerek tanıttı kendini.

Mahperi - [ SakuAtsu ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin