Genesis [GAY]

7 - Sabah Yıldızı II

İyi okumalar,
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

...

...

Ben bu hikayenin kötü adamı olmak istemiyorum.

[Aif'is'in Günceleri, Sayfa 13]

...

"Konuşmayı düşünüyor musun?"

Birbirimize attığımız sessiz bakışlar neredeyse yarım saati bulmuştu ve ona ne zaman soru sormaya kalkışsam hep sessiz kalmıştı. Tıpkı Dani gibi. O ergen veledin kimi örnek aldığı, kimden emir aldığı gayet apaçık ortadaydı aslında. O kişi tam karşımda oturup kahverengi gözlerini bana dikmiş, göğsünü saran X şeklini almış iki zincirin kanatlarını sarmasıyla ara sıra rahatsızca kıpırdanıyordu.

Benden bir yaş küçük ama daha yaşlı duruyordu, hayatı benden daha çok tecrübe etmiş ve daha çok şey yaşamıştı haliyle. Buradaki durumunu da ele alırsak eğer, bu gayet mantıklıydı. Vücudunda yer alan ufak tefek kesik izleri bunu kanıtlar nitelikteydi. Ama fiziği gayet yerindeydi, çokça yiyip ardından kendisini ağırlıklara atıyordu belli ki. İriydi. Onu bu yarım saat içinde gözlemlediğim kadarıyla ağırbaşlı bir yapıya sahipti, kaşları her daim çatık ve tetikteydi. On yıl önceki devrimin başı olmasına şaşmamak gerekirdi.

"Tamam o zaman, ben başlıyorum." dedim, iç çekerek. "Açık konuşacağım."

Çenesi kasıldı ama yine de istifini bozmadı, gözlerini birkaç kez kırpıp beni izlemeye devam etti.

"Daniel'la arandaki ilişkiyi bilmiyorum ve umrumda da değil." dediğimde, gözleri kısılır gibi oldu. "Ona akıl hocası olmaya çalışıyorsun diye tahmin ediyorum ama aksine, kafasını karıştırıyorsun."

"Ne demeye çalışıyorsun?" Sonunda onun sesini duyduğumda, kaşlarım havalandı. Benimkine nazaran daha kalın ve daha pürüzlüydü. "Açık olacağım demiştin."

"Sürekli seni anıyor, seni haklı buluyor."

"Onun kafasını karıştırmıyorum, anlatıyorum ve o da dinliyor." dedi Aiden. "Düşünceleri ona kalmış."

"Neyi anlatıyordun?"

"Her şeyi."

Kaşlarım çatıldı. "Amacın ne peki?"

"Herhangi bir amacım yok benim." dediğinde, başını iki yana salladı ve kaşları çatıldıkça çatıldı. "Daniel, benim kardeşime benziyor ve onu benimsedim. Yıllar geçince onun yüzünü unuttum... Ama Daniel geldiğinde, küçük kardeşimin yüzü tekrar gözlerimin önüne geldi. Ona sahip çıkmam gerektiğini hissettim. İtilip kakılmasındansa onu kanatlarımın altına aldım. Hem mecaz hem de gerçek anlamda. Geceleri uyuyamadığı için ona hikayeler anlatıyorum, sırf daha rahat uyusun diye başını dizlerime yerleştirmesine izin veriyorum." Başını yana doğru eğdi hafifçe. "Ve sen gelmiş, bana onun beynini yıkadığımı ima ediyorsun."