6 - Sabah Yıldızı

113 28 86
                                    

İyi okumalar,
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

...

Bugün seni Genesis üzerinde çalışırken gördüm ama yanına gelemedim, senden gerçekleri sakladığım için yüzüne bakmaya utandım.

[Aif'is'in Günceleri, Sayfa 11]

...

"Bunu benden istemediğini varsayarak buradaki işine devam etmeni isteyeceğim senden, William."

Siyah deri sandalyesinde oturan Leonard, yüzüme dahi bakmadan masasındaki dosyaları karıştırdı iç çekerek. Ondan istediğim şey tam olarak Sabah Yıldızı'yla görüşmek istememdi... ama o bunu reddetmişti, bunu öngörmemek imkansızdı. Ya da sadece beşinci seviyelerin ayak basabildiği, tuhafların tutulduğu hapishaneye inmek istememdi. Er ya da geç onunla görüşmek zorundaydım çünkü bu gidişle Dani beni daha çok zorlayacaktı.

"Lütfen." dedim, ellerimi belime yerleştirerek. "Onunla görüşmek zorundayım."

Başını kaldırıp bana baktı. "Nedenmiş peki?"

"Daniel'ı örgütlüyor." dediğimde, kaşlarını çattı. "Ona yardımcı olamıyorum, sürekli onu anıp duruyor ve benimle konuşmayı reddediyor. Belli ki bu Sabah Yıldızı denen kişi onun beynini yıkıyor."

"On yıl önce yaptığı gibi." dedi Leonard.

Bu sefer kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. "Nasıl yani?"

Leonard sandalyesinden ayaklandı ve masanın etrafından dolanarak köşede duran dolabın önünde bitti. "On yıl önceki Tuhaf Devrimi'ni hatırlıyor musun?" diye sorduğunda, dolabın kapağını açıp içinden başka bir dosya çıkardı.

"Evet?"

Dosyayı alarak bana doğru ilerleyip karşıma durdu ve bana uzattı. "Aiden, o devrimin başıydı."

Şaşkına uğrayıp ağzım aralanırken, bana uzattığı dosyayı aldım ve yavaş yavaş okumaya başladım. Bundan tam on yıl önce, tuhaflar kendi aralarında ayaklanmak için toplanmıştı ve onları istemeyen insanlara karşı devrim başlatmıştı. Artık dayanamamışlardı, gizliden gizliye toplanıp hiç olmadık bir anda hepsi sokaklara dökülmüştü ve hükümete kafa tutmuşlardı. O anları pek fazla hatırlayamıyordum ama çok iyi hatırladığım bir şey varsa, o da çok fazla ölünün olmasıydı.

Her iki taraf da kendi türünden çok can kaybetmişti.

Ama yine değişen bir şey olmamış, hatta tuhaflara gereğinden daha çok nefret beslenmeye başlanmıştı.

Ve buna sebep olan adam buradaydı, birkaç kat altımızdaydı ve belki de oradaki tüm tuhafları örgütlüyordu.

Aiden Campbell...

"Onunla görüşmek istiyorum." dediğimde, Leonard'a baktım ve yüzündeki ifadeyle onunla dalga geçip geçmediğimi anlamaya çalışıyordu. "Onu seanslarıma ekle demiyorum, sadece tek bir seferlik."

"O tehlikeli."

"Hadi ama," deyip elimdeki dosyayı salladım. "Burada yazdığına göre bir çift kanadı varmış, o kadar da tehlikeli görünmüyor. B sınıfı bir tuhaf. Güneş görmediği sürece içindeki enerjiyi dışarıya vuramaz ve bil bakalım burada ne yok?"

"O sıradan bir enerji depolamaz, güneş ışınlarından bahsediyoruz."

"Ama yine de burada güneş yok, yani gücü de yok."

"Tehlikeli olan şey tuhaflığı değil zaten, düşünceleri."

Derin nefes alıp verdim, haklı olabilirdi ama bu yine de onunla görüşmemi engelleyemezdi. Onunla konuşacağım ve Dani'nin beynini yıkamasından vazgeçirecektim. On yedi yaşında olmasına rağmen o daha çocuktu, zihni çabucak bulanabilir ve karıştırılabilirdi. Ama bunu tek seferde yapabilir miydim emin değilim. Daha on yıl önce yüzlerce kişiyi kanatlarının altına alıp devrim başlatmıştı.

Genesis [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin