Bölüm 7

30 5 36
                                    

YN: Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba, iyi okumalar 🌻

An sonra o doğruluk hissi kaybolmuş, yerini içini acıtan, kendisine belalar okumasına yol açan başka bir hisse bırakmıştı.

Pişmanlık hissi.

Çünkü öptüğü dudaklar hareket etmiyor, ona karşılık vermiyordu.

Kendisini özür dilemek üzere geri çekmeye kalmadan Serhat bir eliyle sertçe itti kıvırcık saçlı adamı, neredeyse yere sırt üstü düşmesine yol açarak. Ardından sinirle ayaklandı. Bir şey demeden gözlerinden ateş saçar bir şekilde öylece ona baktığı saniyelerde kendisini az sonra duyacaklarına hazırlamaya çalıştı Barbaros.

Sanki mümkünmüş gibi.

"Söyle de kurtul artık," diye düşündü ve utançla öne eğdi başını, Serhat'ın ona öyle bakmasına daha fazla katlanamadığından.

Ne iğrenç bir herifsin sen.

Uzak dur benden.

Amına koduğumun ibnesi.

Aşikardı onu bekleyen aşağılamalar.

Alkolden dolayı hafif bulanmış, bulutlanmış zihninin de etkisiyle yanlış yorumlamıştı bir anlık samimiyeti ve de bedelini ödemesi gerekecekti şimdi. Hem de en ağır şekilde, en ağır sözlerle. Yerin dibine girmek istedi o an, tüm bunları duymak yerine.

Mesele sadece sarf edilecek olan cümleler değil, o cümleleri Serhat'ın sarf edecek olmasıydı.

"Sen ne biçim bir adamsın ya? Gerçekten-"

İstemeyerek de olsa başını yukarı kaldırıp Serhat'a baktığında diğer adam hâlâ burnundan soluyordu.

"Gerçekten anlayamıyorum seni. Ne yapmaya çalışıyorsun anlam veremiyorum."

"Serat-"

"Kendinde nasıl beni," yüksek sesle başladığı cümlesine daha alçak bir ses tonuyla devam etti gözlüklü adam, içeride diğer yarışmacıların olduğunu hatırlamış gibi. "O cesareti kendinde nasıl bulabiliyorsun sen ya? Hangi hakla? Hiç mi utanman yok?"

"Özür dilerim, ben bi' anda öyle..."

"Sen bi' anda ne?"

"Beynimi, mantığımı dinlemek yerine kalbimi dinledim bi' anda; kalbim de, ruhum da beni sana çekiyor. Hem de seni ilk gördüğüm andan beri," diye itiraf etmek istedi.

Ama sustu ve yutkundu kalbinden geçeni söylemek yerine. Her şeyi daha da berbat etmekten başka ne işe yarardı ki bunları söylemesi?

"Her şeyin bir anda senin zaten ne de olsa, değil mi? Paşa gönlün nasıl isterse. Başka hiçbir şeyin önemi yok ne de olsa çünkü. Birtakım yanlış düşünceler edinmişsin görünen o ki, Yoloğlu. Edinme."

"Edinmem," diye Serhat'ın duyamayacağı kadar kısık bir sesle mırıldandı kendi kendine Barbaros.

"Susacak mısın şimdi sadece böyle? Bir şey demeyecek misin?"

Alaycı, acı bir kahkaha attı buna. Ne demesini bekliyordu ki Serhat? Özrünü dilemişti işte, başka ne diyebilirdi? "Ey yüce hetero adam, dudaklarını dudaklarımla kirlettiğim için affet beni, iğrenç bir herifim ben. Nasıl böyle bir şey yapmaya cüret edebildim bilmiyorum, istersen şu ağaçtan sallandırayım kendimi," deyip ayaklarına kapanmasını mı bekliyordu?

"Ne diyeyim Allah aşkına Serat? 'Bu acı sözler öyle gönül kırıcıdır ki... İnsaf et, o ağza bunlar yaraşır mı? Yok, yok; onun tatlı dudağı hiç acı söz söyler mi? Bu tatsızlık ancak benim bahtımın kötülüğündendir' mi diyeyim?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uyanalım N'olursun | Serhat x BarbarosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin