Bana dönen liderin karanlık bakışları ile yerime daha çok yaslanıp masaya sağ elimi koyup ona döndüm, önce ona dönen bedenim ardından masaya koyduğum sağ elime baktığında elimi geri çekmem gerektiğini düşünüp durdum.
Ama çekmedim sadece düşünmüştüm, uygulamaya geçirememiştim. Yüzüme eğildiğinde tırsarak hafif geri yaslandım kara kaşları gözleriyle bir olucak kadar çatılmışken kömür karası gözler yüzümü turluyordu.
"Sana özel kurallar koyucam Teoman ve uymama gibi bir lüksün olmayacak" sesi o kadar sert ve itiraz kabul etmez gibi çıkmıştı ki kaşlarımı çatıp "ne kuralları yani neden" dediğimde masaya deri eldivenli elini koydu "çünkü gerekiyor" sanki kafasında bir düşünce varda bana söylemiyor gibiydi.
"Lider bakın tamam ben yani size başta en başında da söyledim ki bunu benden olmayacağını anlamalıydınız istemiyor olabilirsiniz, davranışlarım hareketlerim size tuhaf geliyo olabilir ama kendimi de değiştiremem değilmi?" Tek solukta söylediğim cümlelerin ardından onun yüzüme bakışı biraz yumuşamıştı ardından sol elini kaldırıp parmağını bana doğru tuttuğunda "ben asla yanılmam" dedi şaka mıydı bu tamam sayın ego anladık onu da, sen değilmiydin belkide yanılmışım diyen, "yanılmışım demiştiniz ama?"
Ensemi kaşırken söylediğim bu sözlerin ardından yüzünde gülümseme gördüm yani bu ilkti ilk kez görüyordum ama bu normal bi insan gülümsemesi gibi değildi, benim gibi hunharca da gülmüyordu bu tebessüm bile değildi anasını satayım sadece her daim gergin olan yüz hatları biraz yumuşamıştı.
"Bugün çok korktum daha benim hayallerim varken ölücem sandım" elimle saatin kordonunu oynarken onun ise nefes sesini duydum bakışlarımı ona çıkardığımda "yanında ben varken korkmana gerek yok, senin korkmana hiç gerek yok, sözlerimi dinle" dediğinde benden sana zarar gelmez dinle anla der gibiydi. Elimi burnuma götürüp dışından kaşır gibi yaptıktan sonra kordonu çözüp saati masaya bıraktım.
"Teşekkür ederim" yüzü bir an bile saate inememiş yüzümü turluyordu "işte bundan bahsediyorum" dediğinde bakışlarım yüzüne çıkmıştı "neyden" dediğimde masadaki elime uzanıp tıpkı arabada yaptığı gibi saati koluma özenle taktı "dinlememenden" kolumu bırakmadan arabadaki sıktığı kızaran yere bakıyordu topçu olmama karşın anneme bu kadar benziyor en ufak temasta kızarıp morarıyordum.
Aklımı okumuş gibi "annenle konuşmak istiyor musun" sorusuna karşılık bakışlarımı yüzüne çıkarıp kaşlarımı çattım ama cevap da vermeliydim "istemiyorum" yutkunduğumda derin bir boğaz acısı hissetmem ile sol kolum boynuma gelmişti.
"Milanoda istersen benimle istersen de tek başına gezmen için fırsat sana 2 gün tatil yapıp geleceğiz" dediğinde ilk defa benimle konuşması beni dinlemesi soru sorması bunlar asla ondan beklemediğim şeylerdi.
Kısa bir an düşündüm Liderle tatil hemde iki gün oldukça sıkılırdım ama bir o kadar da güvende olurdum. Bugün bu denli beni koruması başımı çamura da olsa bastırması peki tamam sanırım onunla kalmalıydım ayaklanma sesi duyduğumda salonu terk etmek üzere olan lidere "ben sizinle gelebilir miyim?" Sorumun ardından duran bedeninin yanına gittim.
"Geliceksin Teoman" dediğinde elleri cebinde salonda çıkmıştı. Nasıl yani bana seçenek sunmamışmıydı yani bu bi seçenek değil miydi?sikerlerdi çokta takmadım anlamıyordum zaten daireme çıktığımda kapıdaki uygulamdan çikolata söylemiştim.
Duşa girip Aryonun imkanlarını kullanıp kendime mükemmel bir ortam hazırlamıştım. Bir yandan filmim açık diğer yandan çikolatam elimde top ayağımın altından soğuk su ise yanımdayı bir süre sonra ortamın ışığını kapatıp film izlemeye daldım öyle ki başında uykum gelmişti üzerime örttüğüm battaniyeyi nereme sardığımı bilemeden uyumuş kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYON
ActionBir tarafta gizemin ve ülkenin en büyük kuruluşu olan ARYON un Lideri diğer tarafta koştukça özgür hisseden başkaldıran uslanmaz bir çocuk