VII. Bölüm [DÜZENLENMİŞ]

18 1 2
                                    

Ahmet Ali'nin elleri, fırtınada sallanan ince bir ağaç dalından daha kötü titriyordu. Genç çocuk evinin önünde dikelirken güneş dağların arkasına yeni yeni saklanmaya başlamış, bütün gökyüzünü turuncunun tonlarıyla boyamıştı. Kapıyı çalmaktan ölesiye korksa da babasının sokaklarda onu aradığını öğrenince eve dönmek zorunda kalmıştı. Sessizce küfretti. Annesi, Ahmet Ali olmadan da yeterince acı çekiyordu zaten.

Ev ürkütücü derecede sessizdi. Genellikle avluda oynayan komşu çocuklarının gevezeliklerini duyabiliyordu ama bu gece havada asılı kalan ağır bir sessizlik vardı. Derin bir nefes aldı ve kapıyı iterek açtı. Kalbi göğsünde güm güm atıyordu, her atış bir davula vurmuşsunuz gibi tüm vücudunda yankılanıyordu. Kapı eski menteşeleri üzerinde gıcırdadı ve Ahmet Ali'nin omurgasından aşağı bir ürperti yayıldı.

Ahmet Ali içeri adımını atar atmaz karanlık onu sarıp sarmaladı. Mum ışığıyla aydınlatılmış odanın olağan sıcaklığı yerini buz gibi bir ürpertiye bırakmıştı. Duyulan tek şey, sızdıran tavandan gelen ara sıra damlayan su sesiydi. Sanki ailesinin özü emilip, geride eski evlerinin boş bir kabuğu bırakılmış gibiydi. Gözleri gölgeleri taradı, bir ışık titremesi, bir yaşam belirtisi bulmayı umdu ama hiçbir şey yoktu.

Dikkatlice hareket etti, çıplak ayakları taş zemine karşı soğuktu. Boşluk sanki ona baskı yapıyormuş gibi hissediyordu. Karanlık ona duymak istemediği sırları fısıldıyordu. Mutfaktaki tencere ve tavalar ortalıktaydı, sanki birisi yemek pişirdiği sırada yok olmuş gibiydi. Annesinin şalı, yokluğunun sessiz bir bekçisi gibi yerde buruşmuş bir şekilde duruyordu.

Ahmet Ali'nin nefesleri, korkusunun ağırlığı her adımda daha da ağırlaştıkça hızlı ve sığ hale geldi. Boğazından kaçma tehlikesi olan hıçkırığı bastırmaya çalışarak güçlükle yutkundu. Odaya yayılmış yanmış ekmek kokusu midesini bulandırıyordu. Bebek kız kardeşinin beşiği boştu, battaniye bir kenara atılmıştı. Düşünceleri vahşi atlar gibi yarışıyordu. Paniklemeye başladı.

Annesinin odasına koştu, adını seslendi ama annesi cevap vermedi. Oda, sanki yağmalanmış gibi dağınıktı. Yatak yapılmamıştı ve kıyafetleri yere saçılmıştı. Soğuk bir korkunun kalbini kavradığını ve daha hızlı atmasına neden olduğunu hissetti. Onu bulmalıydı, onun güvende olduğunu bilmeliydi. Onu kaybetme düşüncesine dayanamazdı.

Babasının annesine vurmamış olması için dua etti. Babasının sağı solu belli olmuyordu. Ahmet Ali 7 yaşındayken, babası onu da annesini de öldüresiye dövmüştü. Tek sebebi de Ahmet Ali'nin doğup üzerine kalmasıydı. Neden evi terk etmeyip hayatı üçüne de zehir ettiğini anlayamıyorlardı. Sarışın çocuk derin bir nefes alarak evden geri çıkmak için kapıya doğru uzandı ama eli kapının koluna değmeye fırsat bulamadan tahta çarparak açıldı. Kapıda buram buram alkol kokan babasını görünce irkildi. Ahmet Ali tam "Baba?" diyecekti ki babası yakasından tuttuğu gibi evin içine ittirdi. Bu ani hareket yüzünden dengesini kaybeden çocuk yüz üstü yere düştü.

"Sen asla dersini almıyor musun lan?"

"Baba-"

Ahmet Ali, babasının elinin sırtına çarptığını hissetti, darbeler şiddetli bir fırtınadaki dolu taneleri gibi yağıyordu. Vücudu acıyla kasıldı ve kendini korumak için bir top gibi kıvrılmaya çalıştı, ama babası amansızdı. Her darbe, kemiklerine kadar yankılanan yeni bir acı dalgası getirdi. Ağzında korkunun metalik tadını alabiliyordu ve kendi terinin keskin kokusunun babasının öfkesinin bayat kokusuyla karıştığını hissedebiliyordu. Gözleri sıkıca kapanmıştı, sanki bu bir şekilde olan bitenin gerçekliğini engelleyebilirmiş gibi.

Genç çocuk düştüğü yerde doğrulmaya çalışırken kapıdan giren annesinin ayak seslerini duydu. "Özür dilerim. Yemin ederim-"

"Bütün mahalle yediğin dayaktan bahsediyor lan! İnsan içinde dayak yemeğe utanmıyor musun?" Ahmet Ali, kulaklarındaki çınlamanın arasından babasının geveleyerek söylediği kelimeleri duydu. "Aynı annen gibisin, beni rezil etmekten bıkmadınız ulan!" Ses tonundaki öfke elle tutulur gibiydi, odayı canlı bir varlık gibi dolduruyordu.

18. Sone [bxb] [DÜZENLENECEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin