Sevgili Okurlar,
Tatlı okumalar 💜💗💗💗
Tabaklarını bitirince kadınlara veda edip bahçeden ayrılmışlardı. İskender'in evine doğru yürüyorlardı. Sinan'ın bu akşam kendi evine dönmeye niyeti yoktu. İskender de zaten onu bırakmazdı. Gece gece mezarlığa gitmişse üzgündü, onu konuşmadan gönderemezdi.
"Anlatmayacak mısın?" diye sordu yanında sessizce yürüyen arkadaşına.
"Evde konuşuruz." tekrar öfke krizine girmemek için konuşmayı erteliyordu Sinan.
"Pekâla. Evde kesinlikle konuşacağız."
"Konuşuruz."
İskender bir an boş bulundu ve sordu "Asya nasıl biri sence?"
Sinan birden durdu İskender'in gerçekten böyle bir soru sorup sormadığını algılamaya çalışırken yüzünde yadırgayıcı bir ifade oluştu.
"Öylesine bir soru öyle bakma." sorduğuna pişman olmuştu.
Sinan göz devirip yürümeye devam etti." Ruh hastası, ayarsız, yabani, gıcık, muhtemelen daha fazla kötü huya sahip ama ben bu kadar tanıyabildim."
"Abartma."
"Eksiği yok fazlası var. Deli midir nedir? Ben onu görmedim bile. Benden kaçıyormuş güüya. Yersen."
İskender, Sinan'a hevessiz yan bakışlarla karşılık verdi. Çok güzel bir kızdı ve en fazla ne kadar zararlı olabilirdi ki? Sert görünmeye çalışsa da gözlerinde masumiyetin ışığını görüyordu. Boynuna kadar uzanan saçları bebek gibiydi. Sanki dokunsa elleri bu pamuksu yumaşaklığa dayanamayıp orada yaşamaya karar verecekti.
İskender düşüncelerinin farkına vardığında gözlerini kocaman açıp başını hızla iki yana salladı. "Noluyor lan?"
"Ne noluyor? Tuhafsın he."
"Yoo tuhaf değilim. Sinek ısırdı galiba." İskender ensesini kaşıyıp saçlarını düzeltti.
"Sevda yine mektup mu verdi yoksa?" Sinan sırıttı, biraz eğlenecekti.
"Saçmalama. Öyle bir şey olmadı."
"Eskisinin etkisinden çıkamadın yani." Sinan sırıtmaya devam ederek ellerini hırkasının cebine attı.
"Sinaaaan. Öyle bir şey yok. Ne etkisi?" İskender sinirlenmeye başlamıştı.
"Herkes hayranlarından hoşlanır."
"Dövecem lan seni!"
Sinan kahkaha atarak koştu. İskender ise sabır çekip sakinleşmeyi denedi. Sakinleşemeyince Sinan'ın arkasından koştu.
"Dur lan! Seni bi hayran edecem görecen! Hayranmış! Ya sabır ya sabır!"
Tarçın da bu yakalamaç oyununu beğenmiş, neşeyle havlayarak onların arasında koşuyordu. Böylelikle kalan yolu tamamlayıp evin önüne vardılar.
"Eve geldik. Herkes duymasın değil mi Sevdayla seni?" Sinan işaret parmaklarını birbirine sürtüp sırıttı.
"Yürü lan geç içeri. Sabırlı insanım beni bile delirttiniz. Badem bir, sen iki, Arda üç."
"Bir numara nasıl ben olmam? Üzüldüm. Puhahahaha"
İskender sinirle dudaklarını yaladı. "Yürü lan, yürü!"
"Tamam lan ne bağırıyorsun? Geçtik." Sinan Tarçın'la birlikte bahçeye girdi. İskender de çatık kaşlarla peşlerinden girip bahçe kapısını kapattı.