2- İSPANYA TATİLİ

9 9 7
                                    

            ~ADRİAN HARRİNGTON~

İSPANYA

Sabah gözlerimi açtığımda, yanımda Jessica'nın olduğunu fark ettim. Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım; yüzü huzurla doluydu, nefes alıp verişi bile neredeyse bir melodi gibi geliyordu. Bana doğru sokulmuş halde yatıyordu, yüzü bana dönük ve saçları dağılmış bir şekilde yastığa yayılmıştı. Siyah saçları, yastıkla tezat oluşturan o koyu parlaklığıyla odada dikkat çeken ilk şeydi. Bu görüntüye kendimi kaptırdım. Onun yanında olmanın huzuru başka bir şeyle kıyaslanamazdı. Ne kadar şanslı olduğumu düşündüm; her sabah gözümü açtığımda yanımda onu görmek gibisi yoktu.

İspanya'ya geleli iki gün olmuştu ama yolun yorgunluğundan dolayı pek bir şey yapamamıştık. Yatakta geçirdiğimiz bu anlar, bize birlikte olmanın huzurunu daha çok hissettirdi. Jessica'nın yanımda olması, bu tatilin en güzel kısmıydı. Bugün kahvaltıdan sonra biraz dışarıya çıkıp şehri keşfetmeyi planlamıştık. Ancak şu an, onun yanımda böyle sakin bir şekilde uyuyor olması bana her şeyi unutturuyordu. Şehri gezme düşüncesi aklımın bir köşesindeydi ama bu anın tadını çıkarmak istedim.

Jessica'ya bir süre daha baktım, yüzündeki o huzur dolu ifadeyi izledim. Yüzünün küçük detaylarını, hafifçe aralanmış dudaklarını, yüzünü saran siyah saçlarını... Her zaman güzeldi, ama böyle uykudayken, doğal haliyle bambaşka bir güzelliğe bürünüyordu. Elimi usulca yanağına götürüp saçlarının arasından geçirdim, onu uyandırmamaya çalışarak hafif bir dokunuşla. Yüzünde hissettiğim yumuşaklık, onun ne kadar özel olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Jessica ile bir yıldır sevgiliyiz ama tanışmamız tam iki yıl öncesine dayanıyor. İlk tanıştığımızda aramızda hemen bir bağ oluşmuştu, ama o zamanlar bunun nereye varacağını ikimiz de bilmiyorduk. Dostlukla başlayan bu ilişki, zamanla ikimiz için de daha derin bir hale geldi. Onunla geçen her an, bizi birbirimize daha da yakınlaştırdı ve sonunda bir yıl önce, ona olan hislerimi açıklamak için doğru anın geldiğini hissettim. Beklediğimden daha sıcak bir karşılık aldım. Ve tam bu gün artık tanışalı 2 yılımızdı. Ben, Jessica, Lia ve Stiles'la bu gün ufak bir kutlama yapıcaktık. Bu kutlamadan ailelerimize bahsetmedik. Korumalarsız bir akşam geçirmek istiyoruz. Gün boyu birlikde şehri gezer,sonra otele döneriz,ondan sonra ise, gizlice otelden ayrılırız diye düşündük ama şimdi görelim neler olucak bu gün.

Jessica, yavaş yavaş uyanmaya başladı. Gözlerini açarken bana hafifçe gülümsedi, sonra yüzünü yaklaştırıp dudağıma yumuşak bir öpücük kondurdu. Bu sıcak ve samimi dokunuş, sabahın o tatlı sessizliğini daha da anlamlı hale getirdi. Ardından yataktan yavaşça kalktı ve onun her zamanki zarafetiyle odada dolaşmaya başladığını izledim.

Üzerinde hiçbir şey yoktu; bu görüntü, dün gece birlikte geçirdiğimiz özel anları hatırlattı ve yüzümde hafif bir tebessüm belirdi. Dün gece ikimiz de her şeyi bir kenara bırakmış, sadece birbirimizle geçirdiğimiz ana odaklanmıştık. İspanya'daki bu ilk günlerde yorgunluk yüzünden çok fazla gezemesek de, Jessica'nın yanında olmak her anı özel kılmaya yetiyordu.

Jessica banyoya gidip duş aldıktan bir süre sonra üzerindeki bornozla geri döndü. Saçlarından hâlâ birkaç damla su damlıyordu; o, kapıya yaslanmış, hafif bir tebessümle bana bakıyordu. "Sevgilim, hâlâ orada uzanacak mısın, yoksa duş alıp aşağıya kahvaltıya mı gideceğiz?" dedi. Sesinde hafif bir alaycılık vardı, ama gözlerindeki o sıcak bakış, bu sabahı çok daha özel hissettirdi.

"Unutma, Lia ve Stiles ne kadar uykucu olduklarını.Gidip onları da uyandıracağız," dedi, gözlerini hafifçe devirdikten sonra gülümseyerek. Jessica'nın bu sabah enerjisi, bana günün geri kalanı için fazlasıyla motivasyon veriyordu.

DÜŞEN MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin