Arabadan inmem gereken sürede heyecanımı bastırmaya çalışıyordum. Nevzat Demir Tesislerinin otopark kısmındaydık, elim tam kapıya varacağı sıraca kapım açıldı. Semih aynı zamanda rahat kalkabilmem için elini uzattı, "Buyurun, prenses." dediğinde elini tuttum ve dikkatlice arabadan çıktım. Ardımdan kapıyı kapattı ve arabayı kitledi.Yürümek için onu bekledim, aşırı heyecanlıydım. Gerçekten tek kelime edemiyordum, Semih heyecanımı fark etti. "Sakin olsana sen biraz... Ailenleymiş gibi hissedeceksin." dediğinde derin bir nefes bırakıp tebessüm ettim. Kolunu açtığında, koluna girdim ve onun yönlerini izleyerek yürümeye başladım.
Tesis sandığımdan büyüktü, yürü yürü bitmiyordu ya da ben çok heyecanlı olduğum için bu an çok uzun sürüyordu.
"Neşe Abla var, Ersin Abinin kız arkadaşı, onla da çok iyi anlaşırsınız." dedi brni rahatlatmak için, "Olmadı sana yapışırım, olmaz mı?" dedim gülerek. O da güldü, "Bana yapışabilirsin zaten," dedi.
"Baş belan olurum, görürsün." dediğimde alayla bana baktı, "Değil misin zaten?" dediğinde ona dil çıkardım, güldü.
Geldiğimiz alan oldukça genişti, bir sürü yuvarlak masalar vardı. Henüz çok kişi yoktu. Semih beni bir masaya yönlendirdiğinde masada; sarışın bir adam, onun aksine esmer güzeli bir kadın ve kumral bir kız çocuğu vardı. "Mert Abi, eşi ve kızı, milli takımın as kalecisi Mert Abi." diye bana tanıttığında masaya vardı.
Mert Abi, Semih'i görmesiyle ayaklandı. Ayaklandığını gören eşi de ayaklandı, Semih'in kolundan ayrıldığımda, "Vay, starboy!" Mert Abi Semih'e sarıldığunda bana sıcak bir tebessümle bakan kadına, "Merhaba," dedim, "Hoş geldin, Aslıhan ben." diye kendini tanıttığında, "Kayra ben de, Semih'in arkadaşıyım." dediğimde tebessüm etti.
Semih ve Mert Abi ayrıldığında Mert Abi, elini uzattı. "Hoş geldin," dedi enerjik bir sesle, "Dün kupa maçına da gelmiştin ama tanışamamıştık." dediğinde başımı salladım ve el sıkıştım. "Hoş buldum, evet gelmiştim ama inanılmaz bir maçtı..." dediğinde gülerek başını salladı. Masaya oturacağımız sırada, "Ala, babacığım noldu?" dedi Mert Abi kızına doğru.
Kızı Ala, onun bacağına sarılmıştı, "Abla çok güzel." dediğinde şimdiden bu aileye çok alışmıştım. Eteğime dikkat ederek onun boyuna doğru eğildim, "Merhaba," diyerek küçük eline el uzattım. Utanarak gülümsedi, başını babasının bacağına sürttü.
"Merhaba..." dediğinde kıkırdadım, "Adın ne senin?" dediğimde, babasının bacağına sarılmayı bıraktı. "Ala, senin ne?" dediğinde eli de elimi tutuyordu. "Kayra benim adım da... Tanıştığıma menun oldum güzellik." dedim.