Semih' ten;
Sabah gözlerimi açtığımda yabancı bir yatakta olduğumu fark ettim. Uyku sersemliği ile hızlı hızlı hareket ederken yataktan düşmem bir oldu. Ani gelen refleks ile çığlık attığımda direkt susmam gerektiğini hatırladım.
Yerden kalkarken bir yandan da etrafı inceliyordum. Kapıyı açtığım sırada bir beden ile yüz yüze gelmemle şaşakaldım. Barış hocaydı bu nefeslerimiz birbirimizin suratına vururken sadece duruyorduk.
Göz temasımızı ayırmıyorduk, gözleri yüzümün her tarafında turladıktan sonra konuştu.
"Ben... çığlık sesini duyunca bir şey oldu sandım."
Hala gözlerini çekmez iken konuşmuştu.
"Y-yataktan düştüm o yüzden"
"Yataktan mı düştün?"
Evet anlamında başımı sallarken yüzünde küçük bir tebessüm oluştu.
Komik miydi amına koyayım?
"Ben kahvaltıyı hazırlayayım sen de yüzünü yıka"
"Tamam"
O odadan gittikten sonra önce yatağımı toparladım, sonra ise yüzümü yıkayarak Barış hocanın(!) Yanına ilerledim.
"Hocam?"
"Efendim? Ve ayrıca okul saatleri dışında 'hocam' demene gerek yok."
"Şey, ben dün buraya nasıl geldim?"
"Boş ver orasını, gel kahvaltı yapacağız."
Masaya oturduğumuzda etrafın sessiizliği dikkatimi çekmişti.
"Barış"
"Efendim?"
"Tek mi yaşıyorsun?"
"Ben mi?"
Yok ebem başka kim olacak
"Evet"
"Tek yaşıyorum evet."
"Ailen peki?"
"Yaşamıyorlar"
"Ben...özür dilerim çok soru sordum"
"Sorun değil, alıştım."
Bu sohbetten sonra kahvaltımızı sessizce bitirmiştik. Sonrasında ise salona gelmiştik.
"Ben kalkayım artık."
"Biraz daha kal ne olacak?"
"Okul var yarın, ders çalışacağım"
"Ben çalıştırırım"
"Ne olacak Barış? Evime gideyim işte"
"Ne olacak sarı? Biraz daha kal"
"Sarı mı?"
"Beğenmedin mi?"
"Kedim bekliyor evde gitmem lazım"
"Kedi mi? Kedin mi var?"
"Dün sahiplendim"
"Anladım, bırakayım ben seni"
"Gerek yok, kendim giderim"
"Inat etme hadii"
Bir of çekip kapıya yöneldim. O arabaya bindikten sonra bende ön koltuğa oturdum. Barış kemerini takınca bende takmak istedim. Kemeri kendime doğru çekerken takılmıştı, kemeri takamazken Barış bana yaklaştı nefesi yüzüme vururken gözlerim dolgun ve pembe dudaklarına kaydı.
Çok güzellerdi
Yüzü hizalıydı, uzun kirpikleri, dolgun ve pembe dudakları ve onlara orantılı burnu. Ben onun yüzünü incelerken o kemeri halledip bana döndü. Bu kez inceleyen taraf o olmuştu. Nefesimi hızlı hızlı alıp verirken biraz daha yaklaştı.
Dudakları ile dudaklarımın arasında küçük bir boşluk kalmıştı, o boşluğu da yaklaşarak kapattı. Yumuşak dudaklarını onun aksine kurumuş dudaklarımın üzerine kapattı. Gözlerimi kapatırken haraketsizdi. Iki elini yanaklarıma getirdi. Yanaklarımı elleri ile tutarken dudaklarını oynattı.
Alt dudağımı iki dudağımın arasına aldığında ellerimi omuzlarına koydum. Bu sefer alt dudağımı bırakıp üst dudağımı aldı ağzının içerisine. Nefesim giderek tükenirken o da bunu fark etmiş olacak ki ayrıldı dudaklarımdan.
"Sarı... Çok güzelsin"
Söylediği şey afallamamı sağlamıştı. Kendi koltuğuna oturarak arabayı çalıştırdı. Ellerim ara sıra dudaklarıma giderken yol bitmiş evime gelmiştim.
"T-teşekkür ederim"
"Ben teşekkür ederim sarı, herşey için"
Söylediği şey ile yanaklarımın kızarmasını anbean hissederken kapıyı kapatarak eve ilerledim. Son kez arkama bakarak el sallayıp eve girdim.
İnanmıyordum.
Barış beni öpmüştü.
Üzerimdeki şoku geçiremezken sarı bacağıma sürtündü. Onu kucağıma aldıktan sonra odama geçtim. Yatağıma oturduktan sonra onuda kucagıma bıraktım. Yaşadıklarımı ďüşünürken uyku üzerime basmıştı.
Mayışmamla birlikte kendimi uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My teacher/Barsem
FanfictionFransızca öğretmeni olan Barış Alper Yılmaz ve ona karşı yakınlık hisseden Semih Kılıçsoy OGRETMEN-OGRENCI ILIŞKISI RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN❗❗