Semih' ten;
Dünden beri hastanedeydim bugün taburcu olacaktım. Ve bu saatler içerisinde Arda ve Barış hiç yanımdan ayrılmamıştı, sürekli yanımda olmuşlardı.
Hastane yatağında yatarken yanımda hissettiğim haraketlilik ile uyandım. Gözlerimi yan tarafıma çevirince Arda' nın bana sokulmaya çalıştığını gördüm.
Üşümüştü, belli oluyordu ve bende sıcak olduğum için bana yaklaşmaya çalışıyordu. Etrafıma baktığımda Barış' ın gittiğini gördüm.
Arda' nın belinden tutarak kendime yaklaştırdım. Göğsüme sokulmuştu, üzerimde ki battaniyeyi çekip Arda' ya örttüm.
Ben Arda' ya sarıldığımda odanın kapısı açıldı. Kapıdan içeri Barış girdi.
Bizi böyle görünce yanımıza ilerledi. Yatağın yanında ki koltuğa oturdu, bunları yaparken yine sessizdi."Nereye gittin?"
"Lavaboya"
Konuşmamız böyleydi iki gündür. Sadece bir kaç kelime konuşuyorduk.
"Rahat mısın?"
"Sanırım"
"Emin misin"
"Arda var haraket edemem"
Bunu dedikten sonra ayağa kalktı, ben ne yaptığını anlamaya çalışırken ellerini koltuk altıma getirdi. Sonrasında ise kollarını havaya kaldırıp beni Arda' nın yanından aldı.
Kollarını bedenine yaklaştırdıktan sonra bir elini belime diğer elini de kalça altımdan geçirdi.
Beni bacaklarına oturttu, şuan tam anlamı ile kucağında oturuyordum. Vücudu sıcacıktı. Yüzümü göğsüne sokuşturdum.
"Çok tatlısın sarı"
Bunu duyduktan sonra gözlerimi suratına çevirdim. Kollarımı boynuna sarıp başımı omuzuna koydum. Bedenimi ileri iterek bacaklarında öne kaydım.
Bu kez belimde olan ellerini kalça altımdan geçirdi. Omzunda soluklanırken boynumda bir ıslaklık hissettim.
Boynumu öpüyordu
"B-barış"
"Hm?"
Mırıldanışı ile biraz daha sokuldum onun vücuduna, bu sefer nefesini hissettim kulağımda.
"Hareket etme"
Uyarışı ile bir şey anlamamıştım.
"Bir şey mi yaptım"
Sorduğum soru ile kol bileğimi tutarak yönlendirdi. Elimi kendi kasıklarına ilerletti. Elimin altında hissettiğim sertlikle neye uğradığımı şaşırmıştım.
"B-ben şe-şey yani istemeden oldu özür dilerim"
"Korkma, bir şey yapmam"
Başımı 'anladım' anlamında aşağı yukarı salladım.
"B-ben kalkıyım"
"Sarı... bir şey olmaz, korkma yani"
"Ama şey sen"
"Bir şey olmaz bana otur"
Bu kez kollarımı boynuna sardım. Kafamı da kaldırdım omzundan. Yara olmuş dudaklarımı onun kan kırmızısı dudaklarına bastırdım hafifçe.
Tam geri çekildiğimde ensemden tutarak dudaklarıma yapıştı. Susuz kalmış da sanki dudaklarımdan su içer gibi öpüyordu.
Ellerimi omuzlarına koyarak nefesimin bittiğini anlaması için tişörtünü sıktım. Yavaş yavaş ayrıldı dudaklarımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My teacher/Barsem
FanfictionFransızca öğretmeni olan Barış Alper Yılmaz ve ona karşı yakınlık hisseden Semih Kılıçsoy OGRETMEN-OGRENCI ILIŞKISI RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN❗❗