Yazardan;
Sabah yine her zaman ki rutinini tamamlayıp okula geldi Semih. Arda' nın hastalığı geçmiş yani bugün okula gelmişti.
"Günaydın"
"Günaydın, oğlum lan çok özlemişim seni"
"Bende özledim bendee"
Birbirlerini ile özlem giderme faslı bittikten sonra okula girdiler. Sınıflarına girmeden önce kantine ilerlediler.
"Ne alacaksın?"
"Kahve, Sen?"
"Bende"
Semih kantinci abiden kahveleri istedikten sonra ikisinide aynı anda eline almaya çalışmıştı.
Elinden düşen ve pantolonun ön kısmına dökülen kahve ile bir çığlık attı Semih. Bütün bakışlar Semih ve Arda' nın üzerine dönerken Semih revire koşmuştu.
Revire geldiğinde hiç içeride birinin olma ihtimalini düşünmeden pantolonunu çıkarmıştı. Altında sadece Boxer kalan çocuk ön kısmına üflemeye başlamıştı.
Acısı biraz daha olsun hafiflemiş iken kafasını odanın sağ tarafında haraketlenen yere çevirdi. O an Barış ile göz göze gelmeyi planlamıyordu.
"H-hocam?"
"Üzerine ne döktün?"
"Sıcak kahve"
"Anladım, genelde ciddi yanıklar oluşuyor bakabilir miyim?"
Semih ona sorulan bu sorudan sonra konuşamayacağını anladığında 'evet' anlamında başını salladı. Oradaki yatak gibi olan yere oturmuş altında sadece iç çamaşırı olan çocuğa yaklaştı.
Önce bacaklarına baktı. Sonrasında ise çamaşırının lastiklerinden tutarak penisinin biraz üzerinde bir alan kalana kadar sıyırdı. Ciddi bir yanık olmadığı gördüğünde sanki bilerek yaparmışcasına elini çocuğun penisine sürterek çamaşırının lastiğini bıraktı.
"Ciddi bir şey yok gibi görünüyor yine de sen eve gidince krem sür tamam mı?"
"Ta-tamam"
Oturduğu yerden kalkıp tam pantolonunu giyecekken altının lekeli olduğunu hatırladı Semih.
"Bende yedek pantolon var veririm istersen?"
"Olur"
Barış ilaç kutularının yanında ki çantasına uzanarak içerisinden baggy mavi bir pantolon çıkardı. Semih' e verdikten sonra hiç arkasını dönmeyerek çocuğun pantolonu giyinişini izledi.
Revirden birlikte çıkan ikili Barış' ın odasına gitmesi ile ayrılmışlardı. Semih ise sınıf kapısını çaldıktan sonra içeri girmiş ve sırasına oturmuştu.
Semih yine dersi uyuyarak geçirdikten sonra zil çalmıştı. Zil çalar çalmaz Arda Semih'in yanına gelmişti.
"Lan oğlum iyi misin bir anda gittin endişelendim"
"Sorma amına koyayım emanet gidiyordu"
"Şuan iyi misin"
"Iyiyim şükür iyiyim"
Semih ve Arda sohbetlerine devam ederken zil çalmış ve hoca sınıfa girmişti. Bugün ders Fransızca' ydı.
Sınıfa giren Barış hoca ile onunla gözgöze dahi gelmek istemeyen Semih sürekli bakışlarını yerde gezdirmişti.
Ta ki Barış tahtaya soru yazana kadar. Herkes teker teker soruları çözerken Semih içinden 'umarım beni seçmez' diye geçiriyordu.
Duaları tutmamış olacakki Barış konuştu.
"Semih, gel sırada ki soruyu sen çöz?"
"Hocam... ben anlamam ki"
"Gel sen ben yardım ederim"
Tahtaya kalkmaktan başka çaresi olmayan Semih ayağa kalkmış ve tahtanın önüne geçmişti. Tahtada yazılı olan hiç anlamadığı bir dilden olan yazılar ile bakışmaya başladı semih.
"Semih oğlum aşık mı oldun yazılara çözsene"
"Hocam... ben size söylemiştim çözemem"
Semih' in söylediği ile çocuğun arkasına geçerek vucütunu ona yasladı Barış. Sonrasında ise hiç bir şey yokmuşcasına soruyu anlatmaya başladı.
"Ve işte böyle, anladın mı?"
"A-anladım hocam"
Soruyu çözdükten sonra sırasına giderek olayın şokunu atlatmaya çalıştı Semih.
Okul bitmişti, evine giderek yatağına ilerledi sonrasında ise huzurlu bir uykuya daldı Semih.
------------------------------------------------------------
Arkadaslar sevmediginiz bir yer varsa yazabilirsiniz umarim begenmissinizdir sizi seviyorum optum muahhhhh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My teacher/Barsem
FanfictionFransızca öğretmeni olan Barış Alper Yılmaz ve ona karşı yakınlık hisseden Semih Kılıçsoy OGRETMEN-OGRENCI ILIŞKISI RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN❗❗