“Asbar adlı bir film mi çıktı benim niye haberim yok” Emir gülümseyerek Gökçe’ye baktı.
“Çıkmadı, öyle bir film yok ben uydurdum.”
“Uydurduğun saçma filmin açılımı ne Emrecim.”
“Hemencecik söyleyeyim Urascığım. Asena ve Baran’ın büyük aşkı” Baran kaşlarını çatarak Emir’e döndü.
“Ona aşık değilim aksine ondan nefret ediyorum.” Baran’a sinirle döndüm.
“Duygularımızın karşılıklı olmasına sevindim. Çünkü ben de senden nefret ediyorum.”
“İlk aşklar nefretle başlar.” Baran ile aynı anda Uras’a döndük.
“KES SESİNİ!”
“Offff Asbar’dan o bahsetti ben değil.” Sinirle ayağa kalktım bu saçmalıktan bıkmıştım kafeden çıktım hava kararmıştı bir ara sokağa girdim. Ara sokakta yürürken bir el beni tutup duvar ve kendisi arasına aldı. Adam içki kokuyordu anlaşılan sarhoşun tekiydi.
“Naber güzellik böyle bir güzelin burada ne işi var” diyip yanağıma dokunan elini çektim.
“Rahat bırak beni!”
“Bırakmazsam ne olur burada sadece sen ve ben varız güzelim” diyerek yüzüme biraz daha yaklaştı telefonu polisi aramak için elime aldım ama adam telefonu alı yere fırlattı.
“Sakın böyle bir hata yapma güzelim.” Adam beni kolumdan tutup kendisine çekti bırakması için bayağı uğraştım ama nafile.
“Rahat dur güzelim sadece öpücem” tam dudağıma yaklaşmışken Baran’ın sinirli sesi ara sokakta yankılandı.
“HEMEN ELLERİNİ SEVGİLİMİN ÜZERİNDEN ÇEK!” Baranla sevgili bile değiliz ne diye öyle diyor ki. Baran bir anda sarhoş adamla aramıza girdi. Sesi alçak ve tehlikeliydi:
“Seni bir daha uyarmayacağım. Ondan uzaklaş yoksa seni onu gördüğüne pişman ederim.”
Baran yumruğu adamın çenesine dokunarak onu yere serdi.
“Bana başka seçenek bırakmıyorsun.” Sesi tehdit doluydu ve her kelime adamın kaburgalarına atılan bir tekmeyle noktalanıyordu.
“Benim olana dokunmaya cesaretin var mı? Ona bakmaya cesaretin var mı?” Yüzü öfkeden buruşmuştu, boynundaki damarla şişmişti. Baran’ı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Baran adamın bana dokunan elini aldı ve mide bulandırıcı bir çatırtı duyana kadar şiddetle büktü.
Her yeri kırık adamı kaldırdı ve tekrar ara sokak duvarına çarpmaya başladı; kemiklerin çatlama sesi ve betona çarpan etlerin sesi havayı dolduruyordu. Baran tamamen aklını kaybetmiş gibi çıplak elleriyle adamı parçalamaya başladı, parmakları etleri tırmalayıp parçalıyor, başparmakları gözlerini oyuyordu. Baran’ın kolunu tutup ayağa kaldırdım.
“TAMAM BARAN YETER!”
“YETMEZ!” diyip adamın karnına tekme attı.
“BARAN YETER DEDİM!!” Baran’ı adamdan uzaklaştırdım. Adamın yüzü resmen kandan gözükmüyordu. Sinirle döndüm:
“NE İSTİYORSUN BARAN?!”
“Seninle uğraşmak istemiyorum Asena seninle her şeyi istiyorum.” Diyip dudağıma yapıştı. Gözüme tekrar beyaz bir perde geldi.Gözümü açtığımda yataktaydım telefonu elime alıp saate baktım. Alarmımdan tam 1 saat önce uyanmıştı ama üzerimde hala Baran’ın beni öpme şokunu atlatamamıştım. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Giyinme odasına gidip okul formamı giyip makyajımı yaptım. Bizimkilere kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Dolaptan zeytin, peynir ve reçel alıp yemek masasına koydum. Ekmekleri dilimleyip yağladıktan sonra çayı demledim. Çay demlenirken yumurtayı tavada kırıp pişirdim. Piştikten sonra yumurtayı masaya koyup bizimkileri uyandırdım ve birlikte kahvaltı yaptık. Bedenen ruhum o masadaydı ama ruhum orada değildi aklım ikide bir Baran’ın beni öptüğü sahne gelip duruyordu. Kafamı sallayıp düşüncelerimden arındım. Yemeklerimizi bitirip tabakları bulaşık makinesine koyup evden çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENİN OYUNU
Romance"Ne istiyorsun Baran?" "Seninle uğraşmak istemiyorum Asena seninle her şeyi istiyorum"