Yine yeni yeniden hepinize esellamu aleyküm. (Ne de olsa wattpad'daki herkes çok(!!) imanlıdır.)
Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Diyecektimde zaten cevap gelmediği için sormadım var sayın.
Hepinize iyi okumalar!
~•○°●°○•○°●°○•○°●°○•○°●°○•○°●°○•○°●°○•
Kapının önünde durmuş herkes birbiriyle bakışırken, kimseden ses çıkmadan birbiriyle bakışmaya devam etdi.
Bunlarda bakışmayı ne çok seviyor amk.
Bak bakta örnek al. Ne güzel bakışıyorlar. Hint dizisinden fırlasalar bu kadar uzun bakışmazlar.
He ya öyle oldu bunlar fazla bakışıyorlar.
Bu sesizliği bozan şey ise "Kıdemli Üsteğmen Sarp Eroğlu/Mardin/Emredin komutanım" diyen ses oldu.
Herkes, bio'lar hariç anlamaz gözlerle Sarp'a bakarken o hala hazır olda bekliyordu. "Rahat asker, karargahta değiliz" diye sert sesimle konuşmamla bu seferde tüm gözler bana döndü.
Bense onlara bakmadan dede bey'e baktım. Beni hatırlamaya çalışırcasına gözlerini kısmış, saçındaki beyazlıklara rağmen hala dik duruşundan ödün vermeden karşımda duruyordu.
"Ee nasılsın bakalım Haşmet ağa?" Diyerek elini öpüp başıma koydum. O da sonunda beni hatırlamış olmalı ki. "İyiyim. Sen nasılsın deli komutan?" Diyip bana sarılınca bende kollarımı beline doladım. Benden ayrılınca sorusunu cevapladım. "İyi diyelim iyi olsun" dediğimde başıyla beni onayladı.
"Sanki ben yokmuşum gibi davranıyorsunuz, beni hatırladığın bile meçhul" diyerek bize trip atan Gülsüm babanneye döndü bakışlarım.
Elini tutup öptüm ve başıma koydum. "O nasıl söz? Sen unutulacak birimisinki unutayım" dememle gülümsiyerek bana sarıldı.
Ayrılınca sorularını sıralamaya başladı.
"Nasılsın kuzum? Niye gelmiyorsun? Yaralandın mı? Ne zaman geldin?" Devam etmesine izin vermeden "İçeri geçip konuşalımmı? Ayakta kaldınız" diyince herkes beni onayladı.Herkes salona geçmeye başlayınca ne kadar kalabalık olduklarına an be an şahit oldum.
Metro ya da trenmi bunlar? Geç geç bitmediler yav. Keşke en önden gitseydinde arkalarından 15 dakika bakmak zorunda kalmasaydık.
Bugün niye bu kadar haklısın sen fiture?
Her zamanki halim canım.
Senin kesin ayarların bozuldu.
Herkesin salona girmesiyle bir şükür çekerek fitureyle konuşmamı sonlandırıp, bende salona girdim.
Neyseki herkese yetecek kadar yer vardı. O yüzden herkes sığmıştı ama bana sadece bir kişinin yanı boş kaldı.
İlerleyerek onun yanına oturdum. İkizim Asil. En çok onunla konuşmamıştık. Hiç bir tepki vermiyor sadece beni gözlemliyordu. Beni gözlemlemesi bir yandan iyiken diğer yandan kötü. Yani benden nefret edeceğine gözlemlemesi iyi ama ikizim olarak yanımda olmamasıda kötü birşey, bence.
Bakışlarımı ondan çekip diğerlerine baktığımda akrabaların dikkatle bana baktığını gördüm. Haşmet dede konuşmaya başladı. "Demek artık benim torunumsun ha deli komutan" demesiyle, ciddiyetle kafa sallayıp "Öyleymiş" dedim.
Bu seferde bio baba Ahmet bey konuşmaya başlamasıyla sadece benim değil herkesin bakışları ona döndü. "Kızım siz nerden tanışıyorsunuz?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hissiz (Gerçek Ailem)
AçãoBen Yüzbaşı Asel sert, kendimi tamamen vatanıma adadım ve bu günlere geldim. Asker gerçek ailem kurgusu.