"Katy" dedi Liz ve kolunu tutan mürettebatı umursamadan Katerina'ya doğru ilerlemeye başladı. Artık Kaptan bir serap kadar sahte Katerina gerçeğin kendisiydi. "Katy" diye yineledi ve kendine şaşkınlıkla bakan Katerina'ya sarıldı. "Bir şeyler yanlış gitti ve beni bulmak için geldin değil mi?"
Liz, gözlerini Katerina'ya dikmiş bir yanıt bekliyordu ki Katerina bir an ne diyeceğini düşünüp Liz'i tutmaya devam eden mürettebatına döndü.
"Serbest bırak." Kılıcını kınına yerleştirerek şüpheyle gözlerini Liz'e çevirdi ve incelemeye başladı. Bir an için bakışları Liz'in giysilerinde takılı kaldıktan sonra bir kez daha William'a döndü. "Bu nedir?"
"Bir kadın."
"Eğlenmek için üzerine giydirdiğiniz aptal giysilerden bahsediyorum. Bu yakışı kalır bir durum değil."
"Geldiğinde üzerinde o şeyler vardı" diye açıklamaya çalıştı William ama Katerina bir el hareketiyle susmasını işaret ederek kendi gemisine döndü ve seslendi.
"Majesteleri!" Kısa bir an sonra Katerina'nın gemisinde alımlı bir adam belirdi ve bir süre Liz'e ayıplayarak baktıktan sonra tekrar Katerina'ya dönerek başıyla onayladı. Aynı anda Katerina'nın yüzüne memnun bir gülümseme yerleşmiş fakat hemen silinivermişti. Liz'i tutmaya devam eden mürettebata döndü. "Majestelerini gemiye götür." Hâlâ Liz'in elinde olan kılıcı tek hamlede yakalayıp Kaptan'a doğru ilerledi. "Bana yalan söyledin Cooper" dedi Katerina gözlerini Kaptan'a dikerek. "Prensesin kaçmasına yardım ettin. Bir nevi kraliyet suçu işledin."
"Dümende bile değildim. Prenses olduğunu ise bilmiyordum" diye yanıtladı sakince elinde tuttuğu kılıcın kabzası ile oynarken ve gözlerini yavaşça Katerina'ya çevirdi. "Doğru söylediğimi biliyorsun." Artık herkes kılıçları indirdiğinden daha rahattı. "Sen de kraliyete yaltaklanarak bir deniz suçu işledin."
Liz şaşkınlığa karışan bir korkuyla diğer gemiye götürülürken gözleri hâlâ Katerina'daydı. Ayağı incindiğinden beri bale bile yapmaya cesaret edemeyen Katy hayal edemeyeceği şeyler yapıyordu. Katerina başıyla mürettebatına geri çekilmelerini işaret ettikten sonra iki kaptan öfkeyle kılıçlarını çekti.
Liz, bir şey yapmak bu kavgayı bitirmek istiyor en azından Katy sıfatındaki bu kadının kendisini dinleyebileceğini umuyordu. Yine de gücünün bir deniz korsanına yetmeyeceğini düşünerek izlemekle yetindi. Diğer gemiye henüz adımını atmıştı ki az önce adının Alexander olduğunu öğrendiği adam gözlerini kendisine dikti. Alexander tek kaşını kaldırmış başını iki yana sallayıp kınayarak bakıyor ancak konuşmuyordu. Eliyle yanına gelmesini işaret etti. Liz, Alexander'ın yanına ilerledi ve tıpkı onun gibi gözlerini az evvel geldiği gemiye çevirdi.
Katerina'nın bir anlık boşluğunu değerlendiren William ard arda yaptığı hamlelerle Katerina'nın kılıcını düşürmüştü. William'dan güç alan diğer korsanlar hızla dizleri üzerinden dikildi. Ellerinde kılıç olmaması onları durdurmuyor aksine yaşama tutunma isteği ve şimdi sahip oldukları umut yüreklerini coşturuyordu. Nitekim Katerina'nın mürettebatı her an saldırıyor yere düşen yoldaşlarına yardım etmekle dâhi vakit kaybetmiyordu.
"Ah sevgili kardeşim hayat ne kadar da iki yüzlü" dedi Liz'in hemen yanında diğer güvertede olan biteni izleyen Prens Alexander. "İdam kararı verdiği için babamın katil olduğunu söyledin" yüzünde küçük bir gülümsemeyle devam etti. "Turnuvalar için alıştırma yaparken kılıcımı bir köleye sapladım diye bana katil dedin. Şimdi bir güverte dolusu insan senin kaçışın yüzünden ölüyor. Şimdi babamın ne hissettiğini biliyor gibisin" ve dakikalardır olan biteni anlamaz bir korku ile izleyen Liz'e döndü. "Umarım benim hissettiklerimi öğrenmezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKA BİR ZAMANDA
FantasyElizabeth, kendini zamanda bir saat geri gideceği bir deneyin içinde bulur. Nitekim işler planlandığı gibi gitmez. O, artık tarihin en güçlü büyücüsü Merlin'in henüz Mervin adında bir genç olarak tanındığı yıllarda yaşamaktadır. *Hikâyede İrlanda...