Kris birasından büyük bir yudum alarak yarı dolu şişeyi boş olanların üstüne fırlattı. Yutkunsa da acı tat hala tazeydi. Aynı içkiyi içmiş dudaklara yapışıp yarı çıplak tenlerini değdirdi.
Bardan sonra hotelde sevişmek güzeldi. Karşısına oturmuş koyu teni kızıllaştırmayı istiyordu, kendini durdurmadı.
İkisi de inliyordu, olayları biraz daha kızıştırdıklarında dağınık saçlı Kris'e oral yapıyordu. Kris rahatladığında diğerine boşalmasında yardım etmek boynunun borcuydu.
Biraz öpücük ve dokunuşla işini bitirmişti.
"Duş alıp gitmem gerek" nefesini düzenledi Kris.
"Benim de gitmem gerek ama bu kadar erken değil, 1 saat daha oyalansak?"
"1 saat az önce ki kutlamadan sonra çok fazla" giysilerini aldı.
*
"D-dur lüt-f-fen" Sehun dinlemiyordu, duysa da algılamıyordu veya algılamak istemiyordu.
4 salak gece yarısı karşısına çıkıp ona kafa tutmuştu. Sehun kimseye yenilmez, güçlü bir kahraman değildi ama bu yeni yetme çekik kafalıların dengi de olamazdı.
Oldukça meşhur gangster bay Kim'in eğittiği ama çalıştırmadığı tek tük çocuklar dandı Sehun. O yüzden genç yaşında bu kadar hürmet görüyordu. Başka çetelerin kendini bir halt sanan ukalaların onu görmezden gelip geçmesiydi tüm ayrıcalığı.
Dördünün de hali yoktu, kanlar nedeni yüzleri ayırt edilemeyen veletlere tıslayıp yere düşen okul çantasını kavradı. Yeni günün ilk saatleri başındaydı ve eve gitmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı.
Kola içip oturduğu bankta rüzgarın eşliğiyle ağrıyan ayakları yatağını özlemişti. Kızaran gözleri kapanmak istiyordu. Yarın okula geç gitse sorun olmazdı.
Metal kola kutusunu çöpe atıp her kuşun son durağı olan evine gitti. Ailesi tek gecelik akraba ziyaretindeydi. Annesinin soğuk yemeklerini ısıtamayacak kadar üşengeç ti.
Tabakları çöpe boşaltırken harcanan emekler için üzüldü ama en azından annesi yediğini sanacaktı.
Yatağına yattığında elinde kurumuş kanlardan rahatsız oldu. Onları incelediğinde hayatının gidişine yakındı. Üzgün değildi ama farklı olsaydı neye benzerdi? Daha iyi, daha kötü? Ev çok sessizdi, fon sayılacak televizyon gürültüsü bu sessizliği daha berbat edecekti sadece. Sehun annesini özlemişti, o hep konuşurdu. Azar okuyup Sehun'u başka çocuklarla kıyaslasa da sevgi gösteriyordu. Dün sabahtan bu akşama kadar Sehun annesini özleyen süt çocuk olacaktı.
*
Kris motorun farını söndürüp büyük eve girdi.
"Oo, küçük bey gelmiş ha?"
Nefes alıp koltuğa oturdu "Savunmam şu; sıkça kutlama yapmıyorum"
Babası karşı koltuğa oturdu "Bara gidip onlarca kişiye bedava içki ısmarladığında zarara girdiğimi hesaplayamıyor musun? Pahalı viskiler içmek neyinize, bira da gayet güzel!"
"Kutlama dedim ya"
"Her hafta neyi kutluyorsunuz? Dünyada çok özel gün var sanki"
"Basketbol turnuvasına gidecek takımın kaptanıyım" gururla söyledi.
"Cidden?" Kris başını olumlu salladı "O zaman birkaç viskiyi gözden çıkarabilirim" güldü. "Arkadaşlarıma seni övebileceğim"
"Yakışıklılığım dan da bahset"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırak gideyim (M)✔
FanfictionSehun yumruklarına hedef olan çocuğa vururken Kris motorunu barın önüne park etmişti, Lay ise yarınki fizik sınavı için hazırlanıyordu.