Sehun çantasını sıranın üzerine özensizce bıraktı, az sonra kendisi de başını çantanın üzerine yaslamış uyuyordu. Dersleri dinlemezdi, öğretmenler onu sorun çıkarmayıp sessizce durduğu için derslerden geçiriyordu, bir de nadiren yaptığı ödevler.Berbat notları Sehun'u ilgilendirmiyordu, anlamsızdı. Zaten okul denilen saçma yer zamanını çalarken bir de zihnini mi ele geçirecekti.
Teneffüs zili çaldığında acıkan karnını doyurmak için yemekhaneye indi. Hiç bitmeyecek gibi görünen sıraya girip bekledi.
Sehun'un arkalarında olduğunu fark eden birkaç öğrenci tekrar geri dizildi, daha öndekiler de. Böylece Sehun çabucak kantin yemeğini alabilmişti.
Sehun okulun ucubesi, eziği değildi. Kimsenin konuşmadığı, güçlü yumrukları olan acımasız çocuktu. Basit birkaç sözcük için adam dövebilirdi. Bunu yapmaktan asla mutlu olmamıştı, insanların gözlerine bakması onu kavgaya sürüklüyordu.
Ondan korkmalarından nefret ediyordu!
Görünmez olabilirdi, alışmıştı. Ama kendisine bakanların titreyen göz bebekleri hiç hoş değildi. Sehun değil etrafı onu farklılaştırmıştı.Yemekhaneden çıkıp tek başına olabileceği bahçede ki banka oturdu. Sandviçini hızla yerken onu rahata bırakmayacak biri geldi.
"Selam Sehun. Sevgilini beklemeden mi yemeğe başladın?" ağzında ki lokmanın tadı kalmamıştı.
"Yok ol Kris"
"Hayatım her zamanki gibi çok hırçınsın" gülümseyip kolunu Sehun un omzuna attı. Kris'in yakın arkadaşları da etrafa toplanmaya başlamışlardı. Sehun sadece huzur istiyordu!
Kris'in kolunu itip yemek tepsisiyle kalktı. "Hey Sehun nereye?""Yüzün kıçından farksız. Bakmaya katlanamıyorum!"
"Yani kıçımı gördüğünü kabul ediyorsun?" güldü.
Sehun cevap vermeye uğraşmadı bile. Ne kadar kızdırsa da Kris'e dokunmazdı. Şimdiye kadar Sehun'a korkuyla bir kez olsun bakmayan tek insan Kris idi. Sehun'la rahatça konuşuyor, hiç sıkılmadan istediği gibi davranıyordu.
Kendine başka yer baktı fakat öğrenciler tüm boş alanları kapsıyordu. Onlarla gitmelerini söylemekle uğraşmak istemiyordu.
Sessiz ve boş bir yer arıyorsa bu kütüphane olmalıydı. Pek boş sayılmasa da en azından sessiz olurdu, zaten okulda fazla inek yoktu, herkes aşağıda tıkınıyor olmalıydı.
İçeri girip büyük masaya oturdu, şans eseri masa boştu. Birkaç öğrenci raflarda kitap arıyor ve düzenliyordu sadece. Rahat kaçıracak bir durum yok.
Paketlenmiş tatlısını açarken kağıt sesi sessizlikte vurgu yaptı. Elleri sandviçten biraz yağlı olduğu için açması zorlaşıyordu.
"Burada yemek yiyemezsin" duyduğu fısıltıya doğru döndü.
Bu çocuğu biliyordu, birkaç defa dönüp bakacak kadar dikkatini çekmişti. Sehun'un uzun bir süre okula gitmediği dönem notları o çocuk vermişti. Zorla değil, korkuyla değil, kendi isteği ile. Sehun ile konuşmak için adım atmıştı. Diyalogları kısa sürmüştü, Sehun kuru bir teşekkür dahi etmediği kişinin kendince dikkatini çekmeye çalışmıştı. Küçük oğlanların anlaşılmaz hareketleri gibi, onun sınıfı önünden daha sık geçiyordu.
Yeniden gelen bu fırsatta Sehun iki kelime edebilmeyi umut ediyordu. Dış görünüşü değil davranışlarıyla aklına kazınan kişiyi Sehun kendine yakışmayacak masum hayallerine davet etmişti.
Soran bakışlar Sehun'un kaşlarını çattırmıştı. Sinirli değil tedirgindi, konuşmak istiyordu. Onu durduran şey bunu 5 yaşındayken bile düzgün yapamamasıydı.
Yerinden kalkıp tepsisini aldı, diğerini arkada bırakırken kendine lanet ediyordu.
*
"Wuhhuuu!!!" Kris ve takımı koridorlarda dans edip koşarken el ilanlarını etrafa saçıyorlardı. Basketbol turnuvasına katılacaklardı, elemeleri geçmişlerdi.
"Ah lanet bu ne gürültü" ellerini yüzüne bastırdı Sehun. Tüm okul delirmiş gibi çığlık çığlığaydı.
Sehun pes edip çantasını aldı. Tüm teneffüs onları çekemeyecekti. Okuldan çıkıp keyfine bakacaktı.
Kutlama arası Kris Sehun'u fark edip yanına gitti.
"Sehun akşama bara gidiyoruz, gelsene"
"Canın cehenneme" fısıldayıp başını ters yöne çevirdi.
"Hadi ama bebeğim"
"Kris, sinirimi bozuyorsun!"
Kris güldü "Saat 22.00, benim barım da ol" söyleyip göz kırptı.
"Çok beklersin!" giderken tısladı Sehun.
"Neden şununla uğraşıp duruyorsun? Bırak gitsin"
"Okulun en yakışıklı çocuğu olarak oldukça bilinen im Chan. Sehun da kavgacı, herkesin ondan ödü kopuyor, eğer benim sevgilim olursa onun ününden bana da pay düşecek ve okulun tek ilgi göreni ben olacağım, malum Sehun yanına kimseyi yaklaştırmaz."
"Tüm kabadayı bozuntuları Sehun'u biliyor, bir sevgilisi olduğu ortaya çıkarsa-"
"Adımı bilen daha fazla insan olacak" gülümsedi.
"Sehun'un yanında tuttuğu tek 'insan' olarak da sana zarar vermeye çekinirler"
"Diretiyor ama sevgilim olacak"
Yeol başını olumsuz salladı "Çok sabırlısın, bu yönünü bilmiyordum" Kris Sehun'un peşine dün takılmamıştı, aylardır kovalıyordu.
"Sonunda onu yatağıma atıp acısını çıkaracağım, bunu düşündükçe sabırsızlanıyorum" elleriyle Sehun'un hayali kalçasını kasıklarına çarptı.
"Kesin çok seksidir"
"Sana da paslarım" göz kırptı.
"Woow, evcilleştirilmiş olsun lütfen" kahkaha attı.
//
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırak gideyim (M)✔
Fiksi PenggemarSehun yumruklarına hedef olan çocuğa vururken Kris motorunu barın önüne park etmişti, Lay ise yarınki fizik sınavı için hazırlanıyordu.