esma elinde dört tane kahve olan tepsi ile masaya doğru ilerliyordu.
"bak çağlar boş yapıyosun yapma"
"niye gayet güzel kız, bırak o naz yapsın maşallah sizin ilişkide sensin naz yapan."
"lan çağlar" diyerek çağların yakasını sertçe tutmuştu ali. ali biraz şeydir. anlarsınız işte gelemez böyle şeylere. " bak çağlar ilişki filan diyosun, ne ilişkisi olum sadece boş yer bulamayıp yanıma oturdu."
ali ne kadar sert birisiyse çağlar da bir o kadar gevşekti.
"boş yer yoktu derken" yalandan olan büyük bir kahkaha ile alinin kızgın görünen suratına karşı gülmüştü.
ali tutmuş olduğu yakayı sertçe bırakarak "siktir git" diye söylenmişti.
masaya gelen esma " emir garibim çok üzüldüm sana şuan öyle bi duruyosun ki ay ağlayacağım." diyerek elindeki tepsiyi masaya bıraktı ve emire sarıldı.
çağlar ile aliyi öyle bir izliyordu ki emir, dışarıdan hem gülünç duruyordu hem de masum. anlamayan gözlerle izliyordu, ciddiler mi değiller mi bilmiyordu. odada didişiyorlardı evet ama bu kadar şiddetli miydi emin olamıyordu.
çağlar emirin suratına bakıp daha da bi gülmeye başlamıştı. esmanın sarılmasıyla daha da bi robot haline gelmiş ne yapacağını bilmeyen gözlerle etrafa bakınıyordu emir. çağlar emiri yanına çekip " emir alış bunlara" diyerek tepsiden bardağı alıp emirin önüne bıraktı, sonra da diğerlerinin önüne de koyup en son kendisine aldı.
güzel güzel konuşuyorlardı. emir gerçekten arkadaşlık konusunda ilk defa kendini şanslı hissediyordu. ilk defa bu kadar iyi yaklaşan insanlar görüyordu. altında bir şey araması gerekiyor muydu? bilmiyordu, düşünmek dahi istemiyordu.
"emir senle eve çıkmak istiyorum hemde çok istiyorum anlıyor musun?" esma heyecanlı heyecanlı konuşuyordu.
"esma bence çok heyecanlanma sen, bugün ki numarasını aldığı kızla çıkar ayrı eve." diye birden ortama girip söylenen berk herkesi korkutmuştu.
"lan oğlum niye aniden giriyorsun? niye sessizce geliyorsun salak mısın sen?" bir eli kalbinde konuşan çağlar öfkeli bakışlarını, emire bakan berke yöneltmişti.
berk elinde ki motor kaskını masaya bırakıp " ben de bir kahve alıp geliyorum" diyerek çağların lafını duymamazlıktan geldi.
esma meraklı bir şekilde emire döndü.
" oo bi kızdan numara filan almalar dakika bir gol bir hemen aşık mı oldun sen?"emir, berke sinirlenmişti. mal mıydı bu çocuk içinden geçirmeden edemedi.
"yok be ne aşkı, grup çalışması yapacaktık ondan aldım işte."
çağlar laubali bi şekilde "ne grup çalışması mı anlamadım canım" diyerek imalı gereksiz bir cümle kurmuştu.
emir yan gözle çağlara bakıp önüne döndü. tekrar gözleri berkeyi bulmuştu. gerçekten uyuz olmaya başlamıştı. şöyle iki üç tane geçirse kafasına yumruğu anca içi rahat ederdi. anlamsız şekilde çok da olay yaşamasan bile bir insana sinir olursun ya, hah işte tam olarak da o durumun içerisindeydi.
berkin kahvesini alıp masaya doğru geldiğini gören emir, hemen gözlerini çekmişti üzerinden.
"korkuttuğum için özür dilerim bu arada çağlar, niyetim o değildi." diyerek yavaşça sandalyeyi çekip oturdu masaya.
"he sorun değil ya ani şeylerden korkuyorum o yüzden, bu arada sen emiri tanıyo muydun daha önceden nedense öyle bir izlenim aldım."
emiri gıcık mı tutmuştu belli değil, yediği bir şey boğazına kaçtı desek yemiş olduğu bir şey de yoktu. masadakiler emirin öksürüğüne anlam verememişti, berk dışında.
![](https://img.wattpad.com/cover/369841348-288-k12700.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çat Kapı Aşk
Teen Fictionansızın geldiğin için mi bu kadar güzelsin, bu kadar hazırlıksız yakalandım. yoksa kaderimde mi vardın?ansızın olmayan, önceden belli olan.