2.BÖLÜM.

4 2 0
                                    

İnsan, yaşayıp giderdi bu dünyadan. Geçmişi sorgularak, geleceğe bakmayarak. Halbuki geleceğe baksalar görürlerdi bazı şeyleri, alırlardı önlemlerini. Yaşamak; geçmişi sorgulamak değil geleceği düşünmektir. 

  Bende her insan gibiydim. Geçmişimi sorgulamak isterdim. Fakat benim geçmişim sadece bir karanlıktan ibaretti. İçeri girdiğinde kaybolacağın bir karanlık. Ve ben karanlıktan korkardım...

  Koridorda yürürken, elimde tuttuğum dosyalara baktım. Şunları hemen Kadirhan'a versem iyi olacaktı.

Bir alt kata indiğimde Kadirhan'ı yukarı çıkarken gördüm.

"Kadirhan!" Gözleri beni bulduğunda yüzünde bir tebessüm oluştu. Yanıma gelene kadarda o tebessüm hiç solmadı aksine artmıştı. 

 Uzun boylu sarışın bir adamdı. Yakışıklıydı, aynı zamanda karizmatik. Yanıma geldiğinde "efendim" der gibi kaşlarını kaldırdı. Elimdeki dosyaları ona uzatarak,

"Bunları sana verecektim." Dedim. " Seni odanda sanıyordum."

"Bende sana geliyordum." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ne güzel bir tesadüf.

"Şey istersen.." derken çekiniyordu. " İstersen bu akşam beraber bir yemeğe çıkalım" Gözleri bu teklifi kabul etmem için an kolluyor gibiydi. Bazen çocuksu olabiliyordu. Bunu gözlerinin parlamasından anlıyordum. Onu baştan aşağı süzdükten sonra dudağımın bir kenarı kıvrıldı.

"Bunu neden bu kadar çekinerek söyledin savcım?" Gözleri önce dudaklarıma kaydı. Ardından tekrar gözlerimle buluşunca dişlerini göstererek sırıttı.

"O zaman iş çıkışı seni alıyorum ve hep bera..."

"Kabul ettim demedim" dedim lafını bölerek. " Neden çekinerek söylediğini sormuştum sadece" onu tekrar baştan aşağı süzdüğümde cümleme devam ettim. "Tabii eğer bu kadar istekliysen neden olmasın?"

Önce şaşırmış gözlerle bana baktı. Ardından tekrar bütün dişlerini göstererek sırıttığında bana sıcak bir kucak armağan etti

Önce şaşırmış gözlerle bana baktı. Ardından tekrar bütün dişlerini göstererek sırıttığında bana sıcak bir kucak armağan etti. Sarılışı içtendi. Fakat daha çok izin ister gibiydi. Öyle ki bana takındığı çekingen tavır gözümden kaçmamıştı.

"O zaman iş çıkışı seni alıyorum ve gidiyoruz."

Saatimi kontrol ettiğimde, mesaimin bitmesine bir saat olduğunu farkettim. Kadirhan'ın yanından ayrıldıktan sonra odama geçtim. Masamın üzerinde gördüğüm şey ile Beynimden vurulmuşa döndüm.

 Bir papatya vardı orada. Yanında da bir not. 

  Önce, etrafıma bakındım. Ardından sakin ve emin adımlarla masama doğru ilerledim.

Papatyanın yanındaki notu elime aldığımda okumaya başladım.

NOT:

 Merhaba :) canım sana selam vermek istedi. Birde elim boş vermiyim diye bir hediyemde var. Büyük ihtimalle notu almadan önce görmüşsündür. Senin için taze topladım.

                              YABANCI

 Neydi bu şimdi? Bir çeşit oyun mu? Dalga mı geçiyor bunlar benimle? Notu ve papatyayı hızlı bir şekilde çekmeceye koyduktan sonra güvenlik kameralarına bakmak üzere Eda'nın yanına gittim.

Merdivenlerden aşağı inerken aklıma gelen bir çok sorudan kaçamadım. Eğer bu notu gönderen kişi papatya dövmeli katiller ise -ki ben öyle düşünüyorum-  neden benim odama giripte önlem almasın ki? Yada  benim dibine girecek kadar yakın birisi miydi? Belki de burdan birisidir. Sahte bir avukattır veya savcı. Yada hiçbiri değil belki de bir temizlikçi...

 Merdivenlerden yukarı çıktım. Dediğim gibi arkalarında hiç bir iz bırakmazlar. Şimdi gidipte kemeralara bakmak aptallık olurdu. Odamın kapısına gittiğimde yerleri silen temizlikçi ile karşılaştım. Kadın yerleri silerken,

"Pardon" dedim. "Benim odamı temizlediniz mi?" Kadın bana baktığında hafifçe gülümsedi ardından kafasını salladı.

"Hayır. İsterseniz şimdi temizleyeyim" Odama doğru yönelirken elimle durdurdum.

"Şimdi değil, iş çıkışı temizlerseniz sevinirim" Kadın, başını öne doğru eğip geri çekildi. Ardından yeniden bakışlarını elindeki pas pasa çevirdi. 

"He bir de" dedim heyecanlı bir şekilde "Bugün herhangi birisi temizledi mi odamı?" Kadının bakışları yeniden beni bulunca, garipseyici gözlerle karşılaştım.
"Benim bildiğim kadarıyla hayır"

Teşekkür eder gibi başımı öne eğip, odama girdim. Ardından dosyaları incelemek üzere masama oturdum.


              §§§§§§§§§§

"Ne kadar hoş bir restoran değil mi?" 

"Evet, öyle" Kadirhan'la beraber yemek yemeye geldiğimizde çekingen tavrı hala üzerinden gitmemişti. Ancak biraz sohbet olunca yeniden sıcaklığı geldi. Restoranda herkes bize bakıyor, fısır fısır konuşuyorlardı. Ünlü olmak bunu gerektirir. İnsanlar senin her davranışını yadırgar,yanında bir erkek gördüğünde arkadaş olarak değil, sevgili olarak anlar. Bunun üstüne bu kişiyle gizli gizli buluştuğumu falan söylerlerdi. Bu her ne kadar rahatsız edici olsa da insanların her dediğine kulak asmamak gerekirdi.

PAPATYA DÖVMELİ KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin