3. BÖLÜM

2 0 0
                                    

"Ben bırakayım istersen seni" gözlerimi gözlerine çevirince büyük bir istek gördüm. Ancak şimdi cinayet yerine gidecektim. Kimsenin haberi yoktu. Ona bunu söyleyemezdim. Dudaklarıma hafif bir gülümseme yerleştirerek kafam teşekkür edercesine eğdim.

"Teşekkür ederim ben kendim giderim" dedim. Ardından lokantadan uzaklaşıp bir taksi çağırdım. 

 Taksi, beni cinayet yerinin yakınlarına bıraktı. Yaklaşık on dakika yürüdükten sonra, bu sabah ekiplerle geldiğimiz yere vardım. 

  Burası çok ıssızdı. Sık ağaçların olduğu kasvet dolu ormanda, sardece yarasa ve baykuşların sesi duyuluyordu. Çantamdan çıkardığım el feneri ile ay ışığının aydınlattığı ormana doğru baktım. El fenerini, kabaca etrafta gezdirdikten sonra yavaşça ormanın içine doğru yürüdüm.

   Her bir adımımda çıkan yaprak sesleri ormanda yankılanıyordu. Ekiplerin işaret koyduğu yere geldim ve etrafı iyice inceledim. Her hangi bir şey bulamayınca ormanı incelemeye karar verdim. Ormanın içinde biraz ilerledim. Ancak hiç bir şey bulamadım. _"bu lanet ortamda yarasa sesinden başka hiç bir şey olmaz mı?"_ diye düşünürken bir el belimi kavradı ve beni kendine doğru çekti. Sırtım bir yere çarpınca dudaklarımda küçük bir çığlık koptu. Bunu duyunca sinirlenmiş gibi burnundan bir nefes vererek, eliyle dudaklarımı kapattı.

  Sık nefesler alırken ne olduğunu anlamaya çalıştım. Burada bir cinayet işlenmişti. Ben bunu araştırmaya gelmiştim ve... Dur bir dakika katil şuan arkamdaki kişi olabilir mi?

  Aklıma gelen düşünce ile yabancının kollarının arasından kurtulmaya çalıştım. "şşşş sakin ol" sakin ve sessiz söylediği bu cümle ürpermeme neden oldu. Sesinden anladığım kadarıyla erkekti.

  Derin bir nefes alıp ayağımla erkekliğine vurunca bir küfür savurarak acı içinde geri çekildi.

  Kollarından kurtulan bedenim hemen silahıma sığındı. Elime aldığım silahı ona doğru uzattım. 

  Acı içinde bana bakarken bir küfür daha savurdu. Niye bu kadar çok küfür ediyor?

  Nefes nefeseyken ellerini havaya doğru kaldırdı ve bana doğru bir adım attı.

"Yaklaşma!" Dememle birlikte öne atıldı.

 Ben daha ne olduğunu anlamadan bileğimi sertçe tuttu ve silahının düşmesini sağladı. Ardından ayağıyla onu itti. Yere bakmasını fırsat bilip, diğer elimle ona yumruk atacakken diğer eliyle o elimi de tuttu. Ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

 İşte şimdi yüzünü tam görebiliyordum. Kahverengi gözleri ve hafif kirli sakalıyla beraber kusursuz bir yüzü vardı. Birden kendimi yüzünü inceler halde bulunca yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. 

 Elimi tuttuğu ellerinden birini bırakınca elim yana doğru düştü. Ardından eliyle çeneme hafifçe dokundu ve alttan iterek ona bakmamı sağladı. 

 Tekrar yüzüne bakınca kirpiklerinin ne kadar güzel durduğunu fark ettim. İster istemez gözlerim dudaklarına kayınca, dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Ardından "ne işin var burada?" Diye sordu.

Gözlerimi dudaklarından çekerek geri doğru çekildi. Bunu görünce, attığım adın kadarca bir adım daha attı. Aramızdaki mesafe tekrar kapanırken sesli bir nefes verdim dışarı.

Ardından tekrar geri çekildiğimde o da aynı şekil bana doğru yaklaştı. 

"Benimle oyun mu oynuyorsun?

"Oyun parkında olduğumuzu sanmıyorum"

"Ama oyun parkında gibi davranıyorsun" 

"Bence sen öyle sanıyorsun"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PAPATYA DÖVMELİ KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin