8.BÖLÜM: MANO'NUN ÖLÜMÜ

16 3 0
                                    


Ramsess'in ağzından;

            Mısır halk'ının ihtiyaçlarını karşılamak için elimdeki belgeleri imzalarken bir yandan da aklım Umay'daydı. Onun sözleri beynimin içinde yankılanıyordu, ben onun için değişmeye hazırken ve onun için yaptığım onca şeyden sonra o bana 'ben seninle evlenemem' diyordu hala.

         Elimdeki belgeyi sinirle duvara fırlattım ve bütün belgelerin yerlere dökülmesine neden oldum.

        Bir anki baş ağrısıyla elimle başımı ovuşturdum, herşey üzerime doğru geliyordu ortada kalmıştım resmen. Kapı'nın odası bir hışımla açıldı ve içeriye telaşlı bir asker girdi.

        Elimdeki altın bardağı sinirle adamın kafasına fırlattım. "Ne cürretle haber vermeden içeriye girersin!!" diye bağırdığımda asker korkuyla yere eğildi. "Bağışlayın beni Firavun'um ama size kötü bir haberim var!! Hitit Prensi Yali Leydi Umay'ı kaçırmış!!" dedi asker telaşla.

         Haberi duyar duymaz başımdan kaynar sular döküldü. Nasıl kaçırılmış? O Hitit Prensi nasıl girmiş içeriye ayrıca neden Umay'ı kaçırmış olabilir ki? Sinirle yerimden kalktım ve hemen kapıdaki muhafızlara doğru döndüm.

        "Muhafızlar!! Çabuk atımı hazırlayın Hitite doğru gidiyoruz savaşa ve Umay'ı geri almaya herkese bildirin bunu!!"

        Muhafızlar önümde saygıyla eğilip hemen işe koyulmaya başladılar. Badru'yu azarlamayı sonraya bıraktım ilk önceliğim şu anda Umay'dı.

        Savaş kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve hemen atıma doğru yürümeye başladım. Tam atıma binecektim ki narin bir el bileğimden tuttu. Arkamı döndüğümde bu kişinin Nefertari olduğunu gördüm.

        "Nefertari, burada ne yapıyorsun?!"

         "Duydum ki Leydi Umay kaçırılmış Hitit Prensi tarafından. Yardım edebileceğim birşey var mı?"

         "Nefertari, sen burada bekleyip dua ederek bize çok yardımcı oluyorsun zaten bu yeterli"

        "Gitmen şart mı, askerlerin büyük çoğunluğunu gönderirsen onlar halleder zaten. Sen Firavunsun sana bir şey olmamalı" dedi Nefertari eliyle yanağıma nazikçe dokunarak.

        "Teşekkür ederim Nefertari ama gitmem lazım. Ayrıca bir sorun daha var. Hitit prensinin bu saraya elini kolunu sallayarak girmesi öyle basit değil. Birisi onu içeriye almış ve burada hititli biri olmadığına göre bunu yapan kişi bir Mısırlı. Aramızda bir casus var. O kişiyi bulduğumda ise onu halkın önünde idam edeceğim. Artık gitmeliyim Nefertari, yeterince oyalandım" dedim Nefertari'nin elini yanağımdan çekerek ve hemen atıma bindim.

       "Abiii!!"

        Henutmire'nin sesini duyar duymaz sıkıntılı bir nefes verdim. Bi bitmiyorlardı, biri bitiyor diğeri başlıyordu. Bıkkın bir şekilde Henutmire'ye doğru döndüm.

      "Abi gitmen şart mı? Sana birşey olsun istemiyorum!!"

       "Yeterince oyalandım! Daha fazla bekleyemem, Lapis ben yokken saray sana emanet!"

       "Elbette Firavun'um gözünüz arkada kalmasın" dedi Lapis saygıyla eğilerek.

         Başımla onayladıktan sonra askerlerle birlikte atımı sürmeye başladım hızlıca, yeterince vakit kaybetmiştim çünkü...

Umay'ın Ağzından;

        Gözlerimi yavaşça araladım ve etrafıma bakmaya başladım, heryerim çok ağrıyordu yine. Hareket etmeye çalıştığımda ise hiç kalkamadığımı fark ettim. Kendime baktığımda iplerle bağlı olduğumu gördüm.

Firavun'un Cariyesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin