''Fırtınadan sonra güneş açar değil mi?''
Onun hayatında işler öyle yürümüyordu.
Onun hayatında işler sürekli kötüleşir ve hiç değişme şansı olmazdı.
Neden bunun hakkında düşünüyordu ki? Sonuçta o bir yabancıydı.Ama adını biliyorsa yabancı sayılmazdı değil mi? Yine de düşününce bütün bu olanlar ona fazla garip geliyordu.
***
Adını söyledikten sonra Seungri çocuğa baktı.Ağzından kelimeler bir türlü çıkmıyordu.Tekrar konuşabilecek duruma geldiğinde parktan uzaklaştı.Arkasında onunla konuşmaya çabalayan ve biraz hayal kırıklığına uğramış Jiyong'u bırakarak...
Seungri hocanın söylediklerini odaklanmaya çalışmaktan vazgeçip kafasını sıraya koydu.
''Bugün pazar.''
Çok açık bir şeymiş gibi söylemişti.
Tamam o gün pazardı ama...
''Onu anlayamadım.''
''Kimi anlayamadın?''
Daesung ellerini havada salladı.
''Heeeyyy!! Ders bitti kendine gel.''
''Onu duydun Seungri.Cevap versene neyi anlamadın?''
Hara meraklı gözlerle masasına oturdu.
''Biriyle mi tanıştın? Hadi Seungri bu kadar utangaç olma!''
Arkadaşlarıma ne söyleyeceğim? Daha bunun hakkında niye düşündüğümü bile bilmiyorum ki.Ağlayıp, kendi kendime konuşurken beni gören biri..Tamam beni tanımasa bile koruyucu davrandığını kabul ediyorum.Aslında bu güzel ama biraz da tuhaf.
Şimdi düşününce, gülümsemesi çok samimiydi.Benim kafamı dağıtmaya çalıştığı belliydi ama yine de yapmacık bir gülümseme değildi.Yüzü de çok güzeldi.
''Ahh..Bakın kim kızarıyor!''
Düşüncelerinden sıyrılıp arkadaşlarına döndüğünde sırıttıklarını farketti.
''Kızardığım filan yok, abartmayın.''
''İnkar etme Seungri.'' Hara kafasına vurdu.
''Her neyse..O kim? Nerede tanıştınız?''
Derin bir iç çekip anlatmaya başladığında arkadaşları pür dikkat onu dinliyordu.
''Aslında biriyle tanışmadım.Sadece bir yabancıyla sohbet ettim diyelim.''
''Düşünüp durduğun bir yabancı.''
''Düşünmüyorum.''
''Yine kızarıyorsun!'' Hara hala sırıtıyordu.
Açıklamasam da ne düşündüğümü nasıl anlıyorlar?
''Yani dün tanıştınız?'' Daesung konuya döndü.
''Ben sadece parka gittim ve birden benimle konuşmaya başladı.''
''Sadece...Bu biraz garipti, kafamı karıştırdı.''
''Kafanı karıştıracak ne söyledi?''
''Fırtınadan sonra güneş açtığı için yağmurun umut gibi olduğunu söyledi.''
''Awww..Bu çok güzel!'' Hara Daesung'a dönene kadar gözleri ışıldıyordu.
''Hiçbir zaman böyle şeyler söylemedin...''
''Her neyse...Sonra ne oldu?'' Tekrar Seungri'ye dönmüştü.
''Sonra...Kendini tanıttı ve eve döndüm.''
''NE!?'' İkisi de aynı anda söyledi.
''Öylece gittin mi!?''
''Seungri tamam içine kapanık olduğunu biliyoruz ama sence de bu biraz...yani...''
''Yani ona ismini bile söylemedin mi?''
''Onunla bir daha karşılaşmak istemiyorum zaten.''
Çok inandırıcı söyledim inandılar değil mi?
''Yalancı.'' Tabii ki de inanmadılar.
Tam kendimi savunacaktım ki zil çaldı ve zaten savunmaya halim olduğu da söylenemezdi.Kafam hala karmakarışıktı.
Çok sıkıcı bir dersten sonra okul bitti ve hep birlikte eve dönüyorlardı.
''Onunla bir daha nasıl karşılaşacaksın?''
''Bilmem..'' önünden geçtikleri parka bakarak söyledi.
Hara kolunu omzunu attı ve gülümsedi.
''Her şey yoluna girecek, endişelenme.'' Daesungla ona el sallayarak kendi yollarına yöneldiler.
Kafası karışık, umutsuz ve üzgün..Bu Seungri'nin her zaman nasıl hissettiğiydi.Ama şimdi özleme yakın bir duygu daha eklenmişti.
''Her şey yoluna girecek.''
Nasıl? Sonuçta onu orada bırakan bendim..
Belki..
Seungri adımlarını hızlandırdı ve parka gidip bankına baktı.
''Ne bekliyordun ki Seungri?''
***
Kapının önüne geldiğimde tartışma sesleri buradan duyuluyordu.
Şimdi ne kadar iğrendiklerini herkese duyurmak mı istiyorlar? Ne hoş...
Odama çıktığımda eve geldiğimi bile farketmediklerine emindim.Çoğu insan pazartesiyi sevmezdi, ama ben zamanla sevmeye başladım.Okul yeniden başlıyordu ve bu kafamı dağıtan tek şeydi.Çünkü pazartesileri babam akşama kadar, annem öğlene kadar çalışırdı.Babam bir polis.Yabancıların hayatını korurken benimkini mahveder...
Önceden bende onun gibi olmak isterdim, önemli bir şeyler yapmak, işe yaramak, saygıdeğer biri olmak.
Ama gördüğünüz gibi..
Bu düşüncem değişti.
Annem de bir otelde aşçı.Bana ufak tefek şeyler öğretirdi ama tabii bu da son buldu.
Bağırdıklarını duyuyordum.
''Belki de sadece kafası karışıktır.''
''Ne hakkında karışık!? Hangi cinsin kıçını seçeceği hakkında mı!?''
Oh..Bakın bu yeniydi.
Radyoyu açıp seslerini bastırdı.
''Benim fırtınam ne zaman bitecek merak ediyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is...
Fanfictionİlk farkettiğinde 17 yaşındaydı. Dünyası yavaş yavaş parçalanmaya başladığında, Artık kimseye ait hissetmediğinde 17 yaşındaydı. Seungri bir daha asla değişemeyeceğini anladığında henüz on yedisindeydi.