Zeynep
"Ay inanmıyorum ya." diyor Yağmur bir kez daha. Beraber odamda oturmuş bütün olanları Yağmur'a anlatmıştım. Her sözümde ağzı bir karış daha açılmıştı.
"Bu yaptığıma bende inanamıyorum Yağmur." diyorum oflarken. Ne vardı gaza gelecek Zeynep?
"Ya sıkma canını birtanem. Olan oldu artık yapacak bir şeyimiz yok."
"Ne kadar güzel moral veriyorsun ya!" diye çıkışıyorum ona.
"Olanlar yüzünden sinirini benden çıkarmayacaksın herhalde! Git o Defne'nin saçını başını yol. Bana ne bağırıyorsun?" diyor kızgınlıkla. Haklı kız. Of Zeynep! Her şeyi berbat etmek zorunda mısın?
"Ya küsme bana. Özür dilerim. Sinirlerim bozuk biraz." diyorum Yağmur'a yanaşıp dudaklarımı daha çok büzerken. Dayanamayıp gülümsüyor sonunda. Canım arkadaşım benim!
"Tamam tamam. Küsmedim zaten."
Bir süre ikimizde konuşmuyoruz. Sessizce etrafa bakınırken Yağmur'un üzerimdeki bakışlarını farkediyorum. Tövbe estağfurullah! Bir değişik bakıyor bu kız.
"N'oldu? Yüzümde bir şey mi var?"
"Zeynep sana bir şey soracağım. Ama kızmayacaksın." diyor tedirgince. Bakalım yine ne yumurtlayacak?
"Söz veremem. Kızacağım bir şeyse saçını başını bile yolabilirim Yağmur." diyorum ciddi bir şekilde.
"Yaaaa." diye mızmızlanıyor hemen. Gülerek "Söyle hadi." diyorum. Yağmur hemen oturuşunu dikleştirip yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiriyor. Görende Da Vinci'nin Şifresi'ni buldu, onu bana söyleyecek sanır.
"Nasıldı?" diyor gözlerini merakla kırpıştırarak. Tabi ben hiçbir şey anlamadım.
"Ne nasıldı?"
"Kızım bu senin ilk öpücüğündü. Yani öperken illa bir şeyler hissetmişsindir. Neler hissettin söyle işte. Nasıldı?" diyor heyecanla. Şurada o anı unutmaya çalışıyorum ama Yağmur buradayken bu mümkün mü? Hayır!
"Yağmuuur! Gebertirim seni!" diyerek kaşlarımı çatıyorum. "Arkadaş katili olmak istemiyorum."
"Üf Zeynep! Benden mi saklayacaksın? Bal gibi de hissettin işte. Sanki her gün ilk öpücüğünü alıyorsun."
"Aman tamam be. Değişik bir histi." diyorum o anı bir kez daha hatırlayarak. "Ne kadar tanımadığım bir adamı öpsem de bu his...farklıydı işte." diye tamamlıyorum sözlerimi. Yağmur bana gülerek bakıyor. 'Ne?' anlamında kafamı sallıyorum. Konuşmaya başlıyor sonunda.
"Etkilenmişsin sen." diyor sırıtırken.
"S-saçmalama. Yok öyle bir şey." diyorum hemen itiraz ederken.
"İnkar etme Zeynep. Basbaya etkilenmişsin işte." diye ısrar ediyor. Lan gerçekten etkilenmiş olabilir miyim? Oha! Yok canım. Olamaz öyle bir şey. Etkilenmiş olsam ben bilirdim zaten. Hıh!
"Hiçte bile. Hadi uyuyalım artık. Benim çok uykum geldi." diyorum yalandan esnerken. Hemen yorganın altına girip Yağmur'a arkamı dönüyorum. Tabi Yağmur Hanım yemiyor bunu.
"Kaç bakalım nereye kadar kaçacaksın?" diyor gülüp bir yandan da sitem ederken. Ardından ışığı kapatıyor. Sinir şey!
ERTESİ GÜN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
Fanfiction"Sen benim başımın belası mısın ya?" diye söylendi genç kız. Genç adam sırıtmaya başlamıştı. "Evet. Başının belasıyım ben. Ama tatlı bela." derken hala sırıtmaya devam ediyordu. Bu kızı sinir etmeye bayılıyordu. "Tatlı olduğunu söyleyemeyeceğim canı...