Zeynep
"Ayy, benim olduğun zaman. Dedim her şeyim tamam. Elimi tutmuştun sonra inceden usuldan."
"Zeynep! Yeter kızım bir sus! Başımı şişirdin." diyor annem 15671 kez sızlanarak. Ne var yani? Şarkı söylemeyi seviyorum. Tamam sesim birazcık kötü olabilir. Ama sadece birazcık. (!)
"Aman ya tamam. Söylemiyorum daha." diyorum börekleri fırından çıkarırken. Övünmek gibi olmasın ama güzel börek yaparım. Allah bir yerden almış, bir yerden vermiş ehehe.
"Kuzum sesin güzel olsa gam yemeyeceğim. Ama kargalar bile kaçtı annem." diyor koca bir kahkaha patlatırken. Dudaklarımı büzüp mutfaktaki sandalyeye oturuyorum. Annem ise hala gülmeye devam ediyor. Komik bir şey var da ben mi anlamadım acaba?
"Hiç komik değil tamam mı? Bazen kendimi üvey evlat gibi hissediyorum. Ya bir anne kızıyla bu kadar dalga geçer mi? Cami avlusunda mı buldunuz siz beni?" diye söylenirken mutfak kapısının orada benim söylediklerime gülen babamı görüyorum. Yanıma gelip yanaklarımdan öpüyor beni. "Yine kim kızdırdı benim aşkım kızımı?" diye de anında soruyor tabi.
"Baba ya anneme bir şey söyler misin? Bana sesimin çok kötü olduğunu söyledi." diyorum hemen şikayete başlarken. Babam da gülmeye başlıyor bu sefer. Haydaaa!
"Annen doğru söylemiş kızım. Bir şey söyleyemeyeceğim." diyor babam da anneme katılarak. Ardından ikisi de birbirlerine bakarak kıkırdıyor. Yok yok kesin üvey evladım ben!
"Aşkolsun ya!" diyorum sandalyesine oturan babama bakarak. Göz kırpıp yanağımdan bir makas alıyor. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyorum. Annemde masaya oturduktan sonra çayları doldurmaya başlıyorum.
"Zeynep Burak uyanmadı mı daha?"
"Yok babacım. Saolsun benim canım kardeşim uykusundan hiç ödün vermiyor." diyerek gülüyorum. "Uyandırırım ben şimdi onu." diye de devam ediyorum sözlerime. Çayları doldurduktan sonra tam mutfaktan çıkacaktım ki Burak Beyler teşrif ediyorlar.
"Günaydın benim canım ailem. Ablammm!" diyerek yanaklarımdan sulu sulu öpüyor. En sinir olduğum şeyi yapıyor yine! Eşek kadar oldu ama akıllanamadı bir türlü.
"Buraaak! Yapma şunu!"
"Tamam be. Cırlama!" diyor sandalyesine otururken. Koluna sertçe geçiriyorum bir tane. Seslice gülmeye başlıyor. Bu sabah herkes beni sinir etmek için kalkmış galiba.
"Ooo ablam börek yapmış. Of nasıl da özlemişim. Ellerine sağlık Zeynoom." diyor ağzının suyu aka aka. Börekten koca bir ısırık alıyor hemen. Bende "Afiyet olsun." diyorum içten bir gülümsemeyle.
Ne olursa olsun seviyorum ben ailemi. Onlar iyiki varlar. Bazen üvey evlat olduğumu düşünsem bile..
Kerem
"Kalkmadı mı bu haylaz daha?"
Dedemin sesi kulaklarımda çınlıyor resmen. Onun sesini duyduğum an yataktan fırlıyorum hemen. Dedemin ayak sesleri gittikçe yaklaşıyor. Odaya girince gülerek kollarımı açıyorum.
"Uyandım tabiki dedecim. Günaydın."
32 diş sırıtırken dedem kaşlarını çatmış bana bakıyor. Dün eve geç gelmenin cezası Kerem. Aferin!
"Yalakalık yapma eşek herif! Neredesin sen dün akşamdan beri?" diyerek söylenmeye başlıyor. Gazam mübarek olsun.
"Buradayım ya dedecim." Zaman kazan Kerem zaman!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
أدب الهواة"Sen benim başımın belası mısın ya?" diye söylendi genç kız. Genç adam sırıtmaya başlamıştı. "Evet. Başının belasıyım ben. Ama tatlı bela." derken hala sırıtmaya devam ediyordu. Bu kızı sinir etmeye bayılıyordu. "Tatlı olduğunu söyleyemeyeceğim canı...