Zeynep
Ağzım açık, donmuş şekilde bir Kerem'e bir yüzüğe bakıyorum. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırıyorum. Düşünceler beynime hücum ederken Kerem'in elini gözümün önünde sallamasıyla uykudan yeni uyanmış gibi kendime geliyorum.
"Ağzını kapat, sinek kaçacak!" diyor Kerem gülerek.
Ağzımı kapatıp yutkunuyorum. Şuan aptal gibi hissediyorum. Kendimi toparlayıp tam bir şey söyleyecekken babamın sesini duymamla sözcükleri geri yutuyorum. Eyvah! Şimdi babama ne diyeceğiz acaba?
"Kerem, oğlum senin burada ne işin var bu saatte?" diyor şaşkınlıkla babam. Bunlarda Kerem'e ne çabuk ısındı arkadaş? Oğlummuş! Kerem'in cevap vermesini beklemeden konuşmaya başlıyorum.
"Şey baba Kerem benden özü-"
"Özünü görmeye geldim." diyerek sözümü kesti Kerem. Özünü görmek ne be? Babam şaşkınlıkla Kerem'e bakıyor. Ee haklı adam! Ben bile anlamadım ne demek istediğini.
"Yani Zeynep'i görmeye geldim efendim." diyor toparlayarak. Gözlerimi deviriyorum.
"Bu saatte mi?" diyor kaşları havaya kalkarken. Saat neredeyse 01.00. Hadi buna da cevap ver Kerem Efendi!
"Şey...şey bu saatte gelmemin sebebi..."
"Geveleme oğlum. Söyle işte." diyor babam kaşlarını çatarak. Kerem'in bir an duraksamasından sonra sözcükler dökülüyor dudaklarından.
"Zeynep akşam beni aramış. Bende geceleyin gördüm. Gece de telefona cevap vermeyince kötü bir şey oldu diye saate bile bakmadan buraya geldim." demesiyle ağzım yarım metre açılıyor. Yuh! Tek ayak üstünde 40 tane yalan attı ya. Ee tabi 'Ben bir hayvanlık ettim, Zeynep'i kırdım, özür dilemeye geldim' diyemezdi çünkü. Sormazlar mı adama 'Sabah aklın neredeydi' diye? Zorba herif!
"Tamam da sen neden ıslaksın peki?" diye soruyor babam.
"Dışarıdayken bir kaza oldu da..." diyor bana bakarak. Alttan kıkırdıyorum. "Neyse ben gideyim Cihan amca. Zaten rahatsızlık verdim yeterince."
"Bence de sen git." diyorum Kerem'in bedenini kapıya doğru çevirerek.
"Dur oğlum nereye?" diyor babam. İkimizde ona doğru dönüyoruz. "Saat epey geç oldu. Madem buralara kadar gelmişsin, bu gece burada kal."
Bugün bu ağzım bir kapanamadı arkadaş! Bu cümleleri babamın söylemesiyle daha da şok oluyorum. Kerem'e baktığımda onun da benden pek bir farkı olmadığını görüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
Fanfiction"Sen benim başımın belası mısın ya?" diye söylendi genç kız. Genç adam sırıtmaya başlamıştı. "Evet. Başının belasıyım ben. Ama tatlı bela." derken hala sırıtmaya devam ediyordu. Bu kızı sinir etmeye bayılıyordu. "Tatlı olduğunu söyleyemeyeceğim canı...
