Luhan dün eve geldiğinden beri tüm gece ağlamış ve Yixing'e ne yapması gerektiğini sormuştu. Gamzeli çocuk Luhan'ın içinden geldiği gibi davranmasını istiyordu ama biliyordu ki Luhan Sehun' u affederse gururu yüzünden birşey olmayacaktı ve Luhan sürekli kendisini suçlayacaktı.
*
Luhan sabah şiş gözleri ile uyandığında neredeyse küçük dilini yutacaktı. Gözleri kızarmış ve yüzü top gibi olmuştu...Bunun nedeni apaçık belliydi. Sehun ve dün olan duygusal itiraf.
Luhan hala dünki itirafın etkisinde kalarak arabasına bitmişti. Yixing bugün tek başına gideceğini söyleyen bir not bırakmıştı ve Luhan bugün onca şeyle kendi başına idare etmek zorunda kalacaktı. Yol boyunca düşünmüştü Luhan. Tamam Sehun'u hala seviyor olabilirdi ama erken de affetmek istemiyordu. O kadar acının üstesinden tek başına gelmişti ve yapacak başka birsey bulamıyordu...Sehun'u biraz daha süründürecekti sadece. Eğer Luhan Sehun'u öyle görürse belkide onu affetme işi daha da kolaylaşacaktı.
*
Luhan teneffüste kitabını alarak bahçeye kuruldu. Biraz önce Min Hyun'un okula bugün gelmeyeceğini öğrenince tek kalıp kitap okumak istemişti. Yada belki düşüncelerini anlamaya çalışmak...
Elinde kitabı ile merdivenlerden inip bahçeye yürümeye başladı. Kafasını kaldırıp boş yer arayacakken Sehun'un tek başına bir bankta oturup yüzünü avuçlarına dayayarak durduğunu gördü. Acaba kötü birşey mi oldu diye düşünmeden edememişti. Kitabını göğsüne bastırarak Sehun'un yaklaşık 5 metre ilerisindeki boş banka oturup kitabını açtı. Hangi sayfa olduğunu önemsemeden duruyordu. Aslında merak ettiği tek şey vardı. Sehun'un nesi olduğuydu?
Dikkat çekmemek amacıyla kitabı okumaya çalıştı ama aklı sürekli yanında duran ve iç cekerek düşüncelerden kurtulamayan Sehun'daydı.
Yüzünü kitaptan kaldırdı ve biraz yan tarafa döndü. Sehun tamda kendisine bakıyordu. Luhan korkusuzca onun gözlerine bakmaya zorladı kendisini. Sehun cok farklı bakıyordu. Gözleri derinleşmişti ve sanki biraz da yorgunlardı. Sanki yaralı bir ceylan gibi acı çekiyordu...Luhan'a muhtaçça bakıyordu.
-"Beni artık affedecek misin?"
Sehun yorgun sesle konuşuyordu ama sesi Luhan'ın kulağını yakıp geçiyordu.
+"Dün herşeyin kolay hallolmayacağını sana söylemiştim. Bu kadar olayın üstesinden tek başına geldim. Sanırım artık tek başıma da devam edeceğim"
-"Beni hiç mi affetmeyeceksin Luhan?"
Sehun ayağa kalkarak Luhan'ın yanına oturmak için ayağa kalktı. Adımları sarsak ve birbirine dolanıyordu.
+"İçtin mi sen?"
-"Hayır"
Sehun ağzını açınca Luhan ondan gelen buram buram içki kokusunu fark etti. Emindi ki Sehun yavaş yavaş kıvama geliyordu.
+"Neden eşkimiş gibi kokuyorsun o zaman?"
-"Sorun değil Luhan"
Sehun başını kaldırıp kafasını kendisine dönen Luhan'ın omzuna koydu.
+"Hey Sehun! Ne yapıyorsun bahçedeyiz...Herkes bize bakıyor"
-"Parfümünü değiştirmişsin"
Luhan Sehun'un gülüşünü hissedebiliyordu.
-"Eskiden tatlı bir kokun vardı ama şimdi Giorgio Armani kullanıyorsun"
Sehun ona yaklaşarak kollarını onun beline doladı. Kafası hala onun omzundaydı. Bahçedeki öğrencilerin ne dediğini yada ne yaptığını umursamayacak kadar yorgun ve kırgındı. Luhan'ın çektiği acıların onda birini yaşadığını biliyordu ve her zaman Luhan'a yaptıkları yüzünden vicdan azabı çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Fanfiction-"B-ben s-s-sana a-aşığım." +"NE? HAHAHHAHHAHAHAHHA. Şaka yapıyor olmalısın." -"B-ben ciddiyim. S-senden uzun bir süredir h-hoşlanîyroum." +"Şu tipinle beni sevmeye utanmıyor musun? Hiç aynaya baktın mı pis fare?" Şişman ve herkes tarafından dışlan...