Çamaşır çekmecemin içinde boğulurken annem odama daldı. Kapımı tıklaması gerektiğiyle ilgili yıllardır nutuk çekiyordum bu kadına ama bir gram gelişme kaydedememiştik.
Önce çekmeceden yere saçtığım yığında dolaşan gözleri beni bulduğunda;
"Tatlım ne arıyorsun?" dedi endişeyle.Sıkıcı ten rengi ve beyaz iç çamaşırlarımdan daha seksi bir şey anne. Çünkü Shawn muhtemelen bugün beni becerecek.
"Ihm.. Hiç. Sadece neden böyle çamaşırlarım var diye düşünüyordum."
"Hepsi senin tercihin. Şimdi neden bunu sorun ediyorsun?" dedi kaşları sinirden değil de daha çok meraklı bir şekilde çatılırken.
Sadece omuz silktim. Kızının okulda birilerine vereceğini bilmesi iyi olmazdı.
"Bir erkek arkadaşın mı var?"
"Ne? Tabiki de hayır."
"Ah, bu cevap beni pek de tatmin etmedi."
Ama bugün kızını birileri çok güzel tatmin edecek anneciğim.
"Gerçekten. Yemin ederim."
Yemin edebilirdim çünkü Shawn benim gerçekten erkek arkadaşım değildi. Sadece üstüme çıkması için haberleşiyorduk ve bana iç çamaşırım hakkında istekte bulunuyordu o kadar.
"Ah, tamam o halde." dedi.
Bu sefer inanmıştı.
Tanrım 43 yaşındaki bir kadını tatmin etmek zordu. Her iki manada da..Ben umudumu kaybetmiş bir şekilde çamaşırları tekrar çekmeceme yerleştirirken biraz sonra tekrar odama girdi. Elinde bir kutuyla?
"Bunu hatırladın mı? Genç kız olduğunda sana almıştım ama kutuyu açtığında bu aptal şeyi giymeyeceğini söyleyip suratıma fırlatmıştın."
"Ah evet, bunun için özür dilerim." diyip kutuyu elinden çektim.
İçindeki siyah garip şey (media) hala bana aptalca geliyordu ama ten rengi olanların da Shawn'a aptalca geleceğinden emindim.
Pantolonumun üzerinden rahatsızca içimdeki şeyi çekiştirirken mutfakta kahvesini yudumlayan anneme sadece el sallamakla yetindim.
*****
Biyoloji dersine kadar Shawn'ı ortalıklarda görmemiştim. Sınıfa girdiğinde sırasını es geçerek yanıma yaklaştığında iyice gerildim, -ki zaten kıçımın arasına giren şeyden dolayı yeterince huzursuz ve gergindim.
"Ödev evde kaldı." dedi iğrenç bir sakinlik ve umursamazlıkla.
"Sana söyledim gerizekalı aklın nerede senin?!"
"İçine ne giydiğinde."
"Çok komik seni aptal senin yüzünden notum düşecek."
Kapıyı neşeli bir şekilde açan biyoloji öğretmenimizin sınıfa selam vermesinin ardından;
"Bay Denyford, ödev arkadaşım ödevimizi evde unutmuş da, arabamla gidip hemen alıp gelsek diyordum? Lütfen kusura bakmayın ve onun salaklığına verin." dedi.
Tam bir şeyler söylemek için ağzımı açtığım sırada Bay Denyford;
"Pekala Bay Mendes, yalnız lütfen çabuk olun." dedi.
"Merak etmeyin, işimizi hemen halledip döneceğiz." derken suratıma imalı imalı bakması midemi çalkalamıştı.
*****
Hızla evine doğru sürerken ödevi unutması ve bu da yetmiyormuş gibi suçu benim üstüme atmasıyla ilgili aralıksız söyleniyordum.
Tanrı şahidim olsun ki eve gidip ödevi alıp sonra tekrar okula dönene kadar susmazdım -tabi evindeyken ağzım dolu olmazsa- fakat nerden çıkardığını anlamadığım bir şekilde ödev dosyasını kucağıma fırlatması beni susturmuştu.
Ben aptal aptal bir ödev dosyasına bir de yalamak istediğim o surata -beni yargılamayın- bakarken, ciddi bir şekilde yola bakıyordu.
"Bu da neydi şimdi?"
Ciddiyetini dudağının kenarındaki arsız gülümseme bozdu.
"Başından beri istediğin şey."
Bundan kastının ödev olmadığına adım gibi emindim.
![](https://img.wattpad.com/cover/19472121-288-k508442.jpg)