Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin..
Oldum olası okula gitmek istememişimdir ama bugün o salaklar yüzünden ekstra istemeyerek evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Çok geçmeden yanımda siyah camlı koca siyah bir araba belirdi. İlk aklıma gelen şeyler organ mafyası, sapık gibi seçenekler olsa da cam yavaşça açılınca bunlardan daha kötüsü olduğunu gördüm.
''Atla.'' dedi Taylor ciddi bir ifadeyle. Sürücü koltuğundaki Cameron hızını adımlarıma göre ayarlamaya çalışıyordu. Kafamı çevirme gereği bile duymadan;
''Hayır.'' dedim emin bir sesle.
''Bak, bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum, tamam mı?''
Adımlarım durmuştu, Cameron da benle beraber arabayı durdurmuştu.
''Şimdi, biniyor musun?''
Belki de bir şeyleri gerçekten düzeltmeliydik. Arka kapı içerdeki kişi tarafından açılınca Shawn'ın o muhteşem suratını görmem bir oldu. Ne bir davet, ne bir selam, sadece yana kaydı ve gözlerini yola dikti.
Arka tarafın siyah bir camla ön taraftan ayrıldığını, ne ses ne görüntü, hiç bir şekilde birbirimizi anlayamayacağımızı bindikten sonra anladım. Bu yüzden Taylor'ı göremiyor ya da sesimi duyuramıyor, bu şekildeyken bir şeyleri (!) nasıl halledeceğimizi düşünüyordum.
Aklımdan belki Shawn'la ve benle ilgilidir diye düşündüm ama Shawn'ın orda olduğumu unuttuğuna yemin bile edebilirdim. Okul bahçesine girdiğimizde en kalabalık saatti.
''Teşekkür ederim, bu çok şeyi düzeltti.'' dedim imalı imalı ve kendimi hızla arabadan attım.
Benimle birlikte hepsi arabadan indi. Shawn ve Cameron arabayı turlayıp Taylor'ın yanındaki yerlerini aldılar. Yapıcı bir konuşma beklerken Taylor herkesin duyabileceği şekilde;
''Çok teşekkürler Calanthe! Shawn'ın araba fantazisi konusunda ona yardımcı olduğun için. Bunu tekrarlayın.''
Taylor ve Cameron gülerken, Shawn boş gözlerle bana bakıyordu, öylece bakıyordu. Ne olup bittiğinden habersiz öğrenciler de dönmüş aval aval bizi izliyordu ve muhtemelen önde iki kişi daha varken arkada biriyle neler yaptığımı düşünüp iğreniyorlardı.
Daha dün 5 yaşındaki çocuğun zeka seviyesinde davranan birinin bir günde olgunlaşacağını sanmak tamamen benim suçum. Beni arabasına almasında başka bir iş olduğu başından beri belliydi ama ortada Shawn hassas noktam olduğundan mantığım devre dışı olmuştu sanırım.
Normal kızlar kızarıp bozarır mıydı, utanıp yerin dibine mi geçerdi bilmem ama, ben sinirlenmiştim, sadece sinirlenmiş, hem de çok.
''Çok üzgünüm Taylor ama, arkadaşında bazı problemler var ve bilirsin, çok... küçük! Sandığın gibi bir şey olmadı.''
Ben de herkesin duyabileceği bir ses tonuyla söylemiştim, özellikle 'bir şey olmadı' kısmını ki hala andaval andaval bakanlar anlasın. Bakışlar Shawn'a dönmüştü bu sefer.
Taylor'ın gülüşü suratından silinmişti ama Cameron hala kahkaha atıyordu. Gözlerimi Shawn'a çevirmeme kalmadan dirseğimden sertçe tuttu ve sırtımı arabaya çarptı. Yüzünü bana doğru eğdi, laflarım onu biraz sinirlendirmişe benziyordu.
''Nasıl olduğumu görmek bile istemezsin.'' diye tısladı suratıma. Belki de çok sinirlenmiş.
Ah aslına bakarsan çok isterim.
''Bırak kolumu.'' dedim sessizce ve hızlı adımlarla okula girdim.
Angelin'in arkamdan koşturduğunu sezebiliyordum ama durmak gibi bir niyetim de yoktu. 3. kez ''Calanthe bekle!' diye bağırdığında yavaşça arkamı döndüm.
''Günaydın Angelin.''
''O da neydi Tanrı aşkına?!''
''Hiçbir şey.'' dedim omuz silkerek. ''Sadece benimle uğraşıyorlar, sanırım aklınca beni rezil etmeye çalıştılar.''
''Hayır Calanthe onu demiyorum, senin yaptığından bahsediyorum.''
''Ne yapmışım ki ben?''
''Cidden onları küçük düşürmeye çalışıp sonra elini kolunu sallaya sallaya gününü geçirebileceğini mi sandın?''
''Aslında öyle sandım. Daha da uğraşmazlar heralde?''
''Senin Shawn hakkında dilini uzattığın şeyin gerçekten erkeklerin hassas noktası olduğunu bilmiyor olamazsın. Hele onlar gibi her okulda bulunan uyuz ukala kaprisli çocukların.''
''Sonuç olarak Angelin?'' dedim bıkkınlıkla.
''Seninle uğraşmalarını istiyorsun değil mi?'' diyiverdi bir çırpıda. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı.
''Ne?!''
''Duydun işte, istiyorsun.''
''Tabiki de istemiyorum, sadece.. bilemiyorum, neden sadece benle uğraşıyorlar?''
''Çünkü Calanthe,'' dedi gözlerini kapayarak, 3 yaşındaki çocuğa sabırla bir şey öğretiyor gibi bir havası vardı.
''Sen onlara kaşılık veriyorsun ve bu da onları kızdırıyor, bu böyle sürüp gidecek. Buna bir an önce son vermelisin, hemen!'' diye ekledi ve salına salına koridorda kayboldu.
Bu okulda normal bir tane insan bulursam cidden çok sevinecektim.
*****
Zille beraber kendimi sınıftan dışarı fırlattım, tam anlamıyla fırlattım. Aklımda onca şey varken dersler çok canımı sıkıyordu. Sessizlik için kütüphaneye doğru ilerlerken, depolara giden tarafa doğru sürüklenip koridordaki girintiye sokuldum.
Yüzüm sertçe duvara çarptı, kollarımı arkamda tek eliyle tutan kişinin kim olduğunu anlamam için dönüp bakmam gerekmiyordu ki zaten kafamı çevirecek halde değildim. Hafif kavun ve misk karışımı kokusunu her yerden tanırdım.
''Shawn.'' diyebildim fısıltıyla, sesim cılız ve acınası çıkmıştı.
Bedeni bedenimle resmen bütünlük sağlıyordu. Ellerimi başımın üzerinde duvarda birleştirdi.Nefesini boynumda hissediyordum. Kalçalarıma sürtünüyordu.
''Demek bazı problemler var, ha?'' diye tısladı kısık sesle.
''Shawn.'' diye fısıldadım. Tek yapabildiğim buydu çünkü karşısında kendimi hiç olmadığım kadar çaresiz hissediyordum.
Ani bir hareketle yüzümü kendine çevirdi. Bir eliyle suratımı avuçladı, kolunu bana dolamış kendine iyice bastırıyordu ve dizini duvara dayayarak onu hissetmeme yardımcı oluyordu. (multimedya) Nefesini her suratıma verişinde biraz daha titriyordum.
''Nasıl olduğunu görmek bile istemezsin.'' diye tekrarladı aynı sabahki tınısıyla ve ellerini aniden üzerimden çekip karanlık koridorda kayboldu.
