Party

573 41 22
                                    

"Bu etek o kadar sıkı ki, götüm  kangren olacak ve götümü kesecekler. Kimse götsüz bir kızla çıkmak istemez. Senin yüzünden sonsuza dek yalnız kalacağım."

"Tanrı aşkına sızlanmayı kesip hazırlanmaya bakar mısın? Biraz geç gitmek asil olabilir ama çok geç kalmak görgüsüzlük olur."

"Angelin sana yemin ediyorum, o Taylor piçi damarıma basmasaydı gelmezdim."

Aynada kendime bakarak sızlanmayı kesip yatağa oturdum. Angelin'in odası klasik bir genç kız odasıydı ve 'hey ben ortalama bir amerikan genciyim' diye bağırıyordu. Benim odama giren biri yatağımın altında kedi kafalarının olduğunu falan düşünebilirdi. Bunun yanı sıra sinir bozucu derecede düzenliydi ki gene benim odama giren o kişi, altına bakmak için yatağıma ilerlerken daha yatağa varamadan gazi olurdu.

"Tamamdır çıkalım" demesiyle ayağa fırladım. Yol boyunca sorular sorduğumdan Angelin'i çok sıkmadığımı umarken;

"İşte burası." dedi eliyle sade bir evi göstererek.

"Angelin, canını sıkmak istemem ama bence burda parti falan yok. Baksana, ev sahipleri muhtemelen uyuyordur bile."

Ama lafımı dinlemeden kolumdan eve doğru sürüklemeye başlamıştı bile sağolsun. Yaklaştıkça müzik sesleri artmaya başladı, tam kapıya yaklaştığımızda sanki bekliyormuş gibi birisi kapıyı açtı. Birden kulağıma dolan müzik sesiyle refleks olarak boynumu kendime gömdüm. Aksine ses evden gelmiyordu, dışardan geliyordu ve ev oldukça boştu. Merdiven başında, kapı ağızlarında konuşan gruplar vardı. Parti anlayışını yere göğe sığdıramadıkları çocuk bu muydu yani?!

Etrafı andaval andaval seyrederken Angelin'in arka bahçeye gitmekte olduğunu fark ettim. Ev ortalama bir evden geniş sayılırdı. Salon kısmına girdiğimizde müzik daha da arttı ve diğer sesler duyulmamaya başladı. Salonun sonundaki camekan kapıya ulaşmaya çalışırken refleks olarak gözümü sağ tarafa çevirdim. Çevirmemle beyaz deri koltuklara yayılmış Shawn'ın iç gıdıklayıcı derecede ateşli ve iç karartıcı derece ciddi bakışlarıyla karşılaştım. 

En ufak bir kası bile hareket etmiyordu ve elinde tuttuğu viski bardağını nasıl sıktığı belli oluyordu. Muhtemelen devasa bir partinin ağzında olmasak beni şuracıkta boğacaktı. Yanındaki iki kızı parti sonunda becereceği bariz belli olan Cameron ve bir kaç oğlanla derin muhabbetlere dalmış Taylor'ın gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Ne kadar orda öylece durdum ve Shawn'ın tam gözlerimin içine işleyen korkunç bakışlarına maruz kaldım hatırlamıyorum ama bir süre sonra gözleri aşağı doğru kaydı. Gecenin sonuna kadar beni götümden edecek eteğimde durdu gözleri. Bir süre orda oyalandıktan sonra yutkunmasıyla boğazı hareket etti. Gözleri tekrar yavaş yavaş yukarı doğru süzüldü ve gene gözlerimde durdu. Tanrı'ya şükür ki Angelin tam o sırada elleriyle cam kapıyı yumruklayarak dikkatimi çekti.

"Gelmeyi düşünüyor musun, yoksa sabaha kadar orda durup 'selam beni düzmek ister misin' yakışıklı bakışlarını atmaya devam mı edeceksin?"

Kapıdan adımımı dışarı atarken tekrar gözlerimi Shawn'a çevirmiş olabilirim ve heykel gibi duran aynı bakışlı Shawn'la karşılaşmış olabilirim.

"Ben o bakışa 'lütfen beni öldürme kaçardım ama bakışların kanımı bile donduruyor veh hareket dahi edemiyorum' adını vermiştim."

'Ne cins bir malsın sen' bakışını da Angelin'den yedikten sonra gözüm partiyi görmeye başlamıştı. Hayatım boyunca böyle bir parti görmediğime yemin edebilirim. Gerçi gördüğüm son partiler ilkokuldaki Dave adındaki sümüklü çocuğun doğum günü partisiydi ve diğeri lisenin başında gittiğim 'tembel gençler için dersi cezbedici hale getirmek' amacıyla yapılan bir konferansın ardından verilen kokteyl gibi bir şeydi.

SCHOOL HALLWAYSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin