Bizi yerlerimize yetleştiren kadın çok durmadan dışarı çıktı. O da farketmişti kocasının nasıl bir dışkı şampiyonu olduğunu. Kokudan midesi bulanan aşkım Su, lavaboya biraz kusmuştu. Herkesin aksine böğürtlen kokulu kusuşu beni daha bi kendine çekmişti. Neyse o benden uzakta yukarılarda Tahta ile takılıyordu. Allahtan Tahta kızdı yoksa kafam bozulabilirdi. Bende aşağılarda sürtüyordum. Bu yaz gününde mermerler buz gibiydi ve beni serinletmekte birebirdi. Hazır banyo at gibi kokarken çaktırmadan ben de salayım dedim. Alttan alttan sızdırırken içimdeki sıkışmayı arkadan bir ses
- öhö öhö öhö.. yok artık sıçsaydın ağzımın içine. Dedi
Biraz gerilmiştim. Osuruk da olsa benim osuruğumdu ve başka birinin ağzına giremezdi. Arkamı döndüğümde garip bir şekilde tanıdık gelen çirkin bir sima ile karşılaştım ve
- Ben sizi bir yerden tanır gibiyim, dedim melodili bir şekilde.
-Nasııı?
-Yıllardır sevmiştiim , seneler önce...
Bana ee! dercesine baktı. Sonra
- Pardon da, sen konuyu mu değiştiriyorsun? Pabucumun terliği, buraların reisi benim ve az önce beni zehirledin.
Ne diyordu len bu. Alt tarafı iki üç tırt osurmuştum.
-Aloo! Sen benimle sidik mi yarıştırıyorsun len? Sana bir fırça çekerim görürsün.
Fırça derken espiri yapmıştım. Gerçeken fırçaydı. Tuvalet kağıdı Toprak'tan daha kötü durumda olan biri varsa o da bu asabi fırçaydı. Ömür boyu boktan muhabbetler edecekti. Tuvalet fırçası olmak kolay olmasa gerekti. Aramızdaki bu gerilimi üst raflarda duran Toprak bokla bölerek
-Arkadaşlar yapmayın Allah aşkına. Daha yeni tanıştınız, dedi.
Aslına bakarsanız daha tanışmamıştık.
-Ben Ateş. Bu ismi bana şu yukarda iki salak ve aşkım Su verdi. Peki ya sen?
Sapını kırdığımın çocuğu bana umrumda değil dercesine bir bakış attı ve
- Ben de Badi. Bu ismi bana bi arkadaşım verdi.
İşte o an anladım bu gerizekalıyı nerden tanıdığımı. Bu benim Badi'm di. Gözlerimin içi parlamıştı. Ölmediği için üzülsem de onu özlemiştim. Hiç bozuntuya vermeden
-Heralde çok seviyordunuz birbirinizi. Ne oldu sonra ona?
Hiç tereddüt etmeden cevap verdi.
-Yoo! Şerefsiz atık toplama kamyonuna girerken beni bırakıp kaçtı. Karı kız gördü heralde. Ama ölmüştür kanımca. Uzun süre dayanamaz o mal.
O neydi len? Benim hakkımda ileri mi geri konuşuyordu? Yok dedim daha neler. Ben mi mal mışım?
-Sensin şerefsiz len. Beni bırakıp giden sendin. Hem ne mallığımı gördün. Köpek gibi işediğim suyu mu içtim, kuyruğumu mu kovaladım?
-Yok artık dostuuummm. Sen nasıl buralara geldin? Vay it çok şaşırdım gel bi sarılayım.Uzun bir süre sarılı kaldık. Üzerindeki bakterilerden bi tiksinti hissettim ama neyse.
-Ee nasıl işler, dedim.
-Bok götürüyo, dedi
Biz boktan muhabbetler ederken içeriye lise çağlarında bi ergen girdi. Üstü çamur çaylak içinde. Beni giydi ve küvete gelince çıkardı. Her yeri batırmıştı it. Üstünü çıkardı ve duş yapmaya başladı. Bu ne iğrençlikti böyle. Hadi biz erkektik belki ama ortamda iki tane kız vardı.
-Oha oha! Çüşş yani bu nedir arkadaş insan bi haber verir, dedi psikolojisi darma duman olmuş aşkım Su. Bir anda herkes vıdı vıdı tiksintilerini anlatmaya başladı. Banyoyu aldı bir gürültü. Paspas ayrı dedikodu yapıyor havlular ayrı. Derken buna dayanamayan Tahta kedini lavobodan aşağıya bıraktı. Bir nevi intihar niteliğinde olan bu girişimi sadece canını acıtmakla kaldı. Bir süre sonra su sesi kesildi. İşte o zaman tehlikenin yaklaştığını anlamıştık.
-Herkes gözlerini kapatsıın. Diye bağırdım. Yavaşça çıktı ve beni ayağna geçirdi. Vücudunun tüm suyu sırtıma inceden değmeye başladı. Havluyu sırtlayıp kapıya yöneldi. Ve eşikte beni bırakıp gitti. Bu durumdan en madur ben çıkmıştım. Yaz da olsa ayazda kaldım. Kapı altından gelen soğuk sırtıma vuruyordu. Yaz günü çırçır olacaktım.
-Ulan sıçık beyinli ayı. Yaş bıraktı gitti. Adam gibi dikersin suyum akar deme. Gödüm doniii!!
Badi bana baktı ve-İyi misin kardeşim? Dedi
- Kendimi, anlatılan şeyi duymayıp hıı? diye soran sonra karşıdaki kişinin ne dediğini anlatmayışıyla beynim tarafından o konu anlaşılıp "hee anladım" dememin kaşrılığında "hani duymamıştın?" tribiyle karşılaşmış gibi hissediyorum. Boşluktayım bro.
Badi bana baktı ve
-Sulu şakalar yapma kanka, dedi.İşte o an Toprak beni savunurcasına
-Ağzına ıslak odunla vur Ateş , dedi.
Bu ne şimdi ya herkes bana yürüyordu.
-Islaklık, kuruluk,nem , yaş, sıvı .. hiçbir şey duymak istemiyorum artık. Hani o annelerin hiç hedef şaşmayan gizli silahı var ya işte o benim. Beyninizi patlatırım. Susun artık.
Herkes sırıtarak bana bakıyordu. Ahh sinir bozucu. Yapacak pek birşeyim yoktu. Kurumayı bekledim bekledim... O şerefsizi bi elime geçirirsem...Merhaba arkadaşlar! Daha çok yeni olduğum için çok görülmediğinin farkındayım. Beğendiğiniz bölümleri oylarsanız ve yorum atarsanı çok memnun olurum. Merak edip okuduğunuz için sizlere çok teşekkür ederim :)