Oha.. merhaba arkadaşlar. Ya kafamda bi soru var ben bu hikayenin devamını yazmamışmıydım.. yazdım dı sanki yoksa yazmadım mı yazmışta olabilirim... niye sanki yazmışım ama biri silmiş gibi hissediyom?¿ Neyse bakalım hadi başlıyım yazmaya iyi seyirler ;)
Ve evet Hacı kazanmıştı. Badi yanıma gelip
-Boşver be kanka. Kaderde varsa ölmek neye yarar süzülmek.
-Üzülmek değilmiydi o ya? Dedi halktan darbe yemiş sezar.
+La oğlum nerden buluyon bu sözleri. Ceyhan pirensi adana mı dinliyon?
-O değilde nasıl Hacıyı seçerler ya? Hadi sen neyse Ateş de beni beni Sezarlarını nasıl seçmezler?
+O neymiş nasıl bi egoymuş arkadaş? Ağırlık yapmıyomu sana?
-Ha o mu? Yok asaletimin ve beynimin yaptığı ağırlık kadar değil. Aha ha ha haaaa
+Demek uçabiliyorsun. İlginç!
-Ne?
.
.
.
Çok geçmeden Hacı şakir yaşlanmaya başladı.(1 hafta) Beti benzi attı. Sararmış ambalajı söküldü. Derken içine su katılıp çalkalandı bile. Ve o kara gün geldi. Belinden sertçe sıkılmış olacak ki neredeyse ikiye katlı duruyordu ve bizlere veda etmeye bile vakti olmadan buharlar içinde hayata veda etti.
Evdeki tek kadın(yani evin annesi) Pakize hanım onu da diğer atıklar gibi bim poşedinin içine tıkıştırdı ve gitti. Herkes perişan arkasından ağladı. Duşakabine bakıp bakıp hüzünleniyorlardı. 2-3 gün böyle devam edince bu sessiz yeri canlandırmak için günler sonra ilk konuşan ben oldum.
+Neyse canım en azından ölüyü yıkama derdimiz olmadı. Hihi hi hi hi..
Bir anda bana dönen kafalar. Kızaran gözler..
+Ölenle ölünmüyor arkadaşlar. Totelde kaybımız bir yani dert etmeyin bu kadar.
Heeehhhh tam da bu cümleleri kurmamı beklemişler gibi İskender bey banyoya girdi ve olanlar oldu. Zavallı tahta daha silecek ne götler vardı halbusem. İskender beyin çaplı neticesi tahtanın mezarı oldu. Ve o da çöp kovasını boyladı. Bir müddet banyo sessizliğe karışmıştı. Bu sefer ortamı neşelendirmek için bi gayrette bulunmayacaktım. Çünkü tahtayı severdim.
+Allah ölümün bile hayırlısını versin dostlar.(oha yok artık bunu ben mi söyledim. Doğrusu bu kadar coğrafyam iyi değildir ama az biraz fizikle bu cümleyi kurmam yine kapasitemin bir göstergesi)
Neden nefretle bakıyorlardı ki?
.
.
.
Hobaaaaa... hay ağzıma.
-Senin ağzından çıkanla kulağnın duyduğunun tuttuğu şeyler acaba aynı şey olma ihtimali varmı yani ne kadar yüksek Ateş?
Diye sorunca Sezar ona katılan Su kafasını ağır ağır iki yana sallıyordu.
+Haklısınız ,kazara oldu yani sonuçta biz de bi canlıyız icabında ama ne demişler dilin kemiği yok :D
-Heeh bi klişemiz eksikti tam oldu Ateş!!
+ Uff olmadı deme bu? Tutamıyosam kendimi demek. Ama Badi önemli olan şey başka birimizin ölmemiş olması.
Sus artık Ateş diyen kalabalık ve sessizlik...
Amanın ne aksiyonlu işler bunlar. Sevgili kardeşimin tavsiyesi üzerine bölümleri daha kısa tutmaya kararverdim. Sizlerde yorum yaparsanız daha hoş şeyler olabilir sksmsm.
Ha birde bepenin kardeşim boşa yazmıyoz bak aşağıda yıldız var. Heh basın ona ;)
