Yeni Hayat

179 14 7
                                    

Multimedyada Mine.

Bu ağacı buraya kim koydu!?
Evet düşündüğünüz gibi daha demin ağaca çarptım. Bence bu bir işaret okula gitmemeliyim uğursuz o okul. Diye söylene söylene giderken yanımdan ultra lüks arabalı bi zibidi üstüme çamur atarak geçti. Arkasından "götü kalkık kaltak" diye bağırdım. Zübbe nolcak. Sağ salim okula varabildim. Her zaman çantamda yedek kıyafet taşımışımdır. Sağım solum belli olmuyo yırtarım mırtarım rezil olmak istemem. Soyunma odasına gidip üstümü değiştirdikten sonra eşyalarımı dolaba yerleştirdim. Aynaya baktıktan sonra tam soyunma odasından çıkacakken tekrar dönüp aynaya baktım. Şu halime bakın. Kaç aydır aynaya neredeyse hiç bakmamıştım. Resmen ortalıkta kezban gibi dolaşıyodum. Bu halimle mi birini tavlıycaktım. Acilen iş bulup para kazanmam lazımdı. Kendime bir kaç bakım eşyası alırsam belki kıza benziyebilirdim. Neyse ki yanımda bitmek üzere olan fondotenim vardı da sivilce ile siyah noktalarımı biraz da olsa kapatabilirdim. Hah şimdi oldu. Hiç değilse eskisine göre daha iyi gözüküyorum. İşimi bitirdikten sonra odadan çıktım. Koridorda gezinirken arkadaşlarımı gördüm. El salladım. Aralarında fısıldaşıp hemen ordan uzaklaştılar. Resmen aşşağılık bir sürtükmüşüm muamelesi yaptılar. Hiç bi zaman filmlerdeki gibi gibi bir hayatımın olmayacağını biliyorum. Ama hiç mi mutlu olamıycam ? Hiç mi bir şey yolunda gitmicek ? Hiç mi kimse yanımda olmıcak ? Anlamıyorum. Hiç bişeyi anlamıyorum. Herşey güzellik yada parayla mı oluyo? Anlamıyorum. Hani herşey film gibi yada kitaplarda ki gibi olsun demiyorum. Sadece biraz beni seven birilerinin olması yeter benim için. Mal mal espriler yapıp beni güldüren biri bile olsa yeter diye kendi kendime düşünüp üzülürken zil çaldı. Sınıfa gittim. Herkesin sırası belli olduğu için tatlı mı tatlı adının Mine olduğunu öğrendiğim kızın yanına oturdum. Çok iyi birine benziyordu. Belki belki... konuşmaya çalışsam arkadaş olabilirdik. Tam ağzımı açtım konuşuyordum ki ağzıma "sinek" girdi. Evet bildiğiniz girdi. Öksürük krizine girdim. Sağolsun Mine yardım etti. Tanıştık falan filan. Yani Mineyle tanışmamız böyle oldu. Baya komik ve iyi kızmış. Çok sevdim. Öğrendiğim kadarıyla zenginlermiş. Ama paralarına pek fazla önem vermeyen bir aile olduklarını söyledi.
-"Hiç arkadaşın yok mu?"dedi.
Nasıl bir hayatım olduğunu bilsen arkadaş olmazdın benimle diye içimden geçirdim. Anlatıp anlatmamak arasında ki ince çizgide kalsam da ilk tanıştığım kişiye fazla güvenmemem gerektiğini hatırlayıp anlatma işini sonraya erteledim ve kısaca ;
-"Hiç arkadaşım yok."Dedim.
-"O zaman yeni çevrene hoşgeldin" deyip beni kolumdan çekmeye başladı. Aşağı kantine indik. 3 kişilik bir grup vardı. Sanırım onlarla tanıştırcaktı beni. Onlarda çok şirin insanlara benziyordu. Yanlarına yaklaştığımızda biri camdan aşağıya atlamaya bir diğeri ise ortamdan uzaklaşmaya çalışıyordu. Diğer kalan ise anırırcasına gülüyodu. En başta ne olduğunu anlamasam da daha sonra adının Caner olduğunu öğrendiğim çocuğun espri yaptığını anladım. Vay tam kafa jojuk. Sabah ki düşüncemi hatırladığım da medyum muyum lan yoksa ben diye içimden geçirdiği mi düşündüm. Meğerse dışımdan söylemişim. Cin çarpmışçasına bana bakıyorlardı.
-"Hayır hayır öyle bakmayın! Sakin olun! Öyle bişey yok!" dediğimde Caner gerizekalısı kahkahalarla gülmeye başladı halime. Sanki gülünecek ne varsa. Oturup masaya tanışmaya başladık. Caner adımı sordu Çise dediğimde
-"O ne be! Çiş gibi." dedi.
Bu çocuk tam bi gerizekalıydı. Canerin yanında oturan sarışın kızın adı Derin. Derinin yanında oturan kaslı çocukta Erenmiş. "Oha bildiğiniz kas". 5 kişilik grup olmuştuk. Çok mutluydum. Bahçeye çıktık. Ultra lüks arabalarıyla bi kaç kişi okula girdi. Mutluyum mu demiştim?
Ta ki onu görene kadar!

İlk kitabım :ad geleceğe dair çok güzel planlarım var. Başı biraz saçma gelmiş olabilir jsjsks ama çok güzel olcak. Aklımdaki planı uygulamaya çalışcam sjsjs :dsffa Nolur okuyun.

Karanlığın Sırrı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin