Multimedyada yeni Çise ve yeni Ege var.
Bir sürü sıkıcı derse girdikten sonra nihayet eve varabilmiştim. Yatağıma uzandığımda son günlerde yaşadığım o kadar karmaşık olaydan sonra köpeğim Parsı boşladığımı farkettim. Unutmuştum köpeğimi. Evin içinde bir süre Parsı aradıktan sonra kanepede uyuduğunu gördüm. Kokumu almış olmalı ki hemen uyandı ve yüzümü salyalarıyla ıslatmaya başladı. Köpeğimle biraz yürüyüş yapmaya karar verdim. Odama çıktım ve üstüme kot gömleğimi altına ise kot şortumu giydim. Maviyi çok sevdiğim için kıyafetlerimin yarısı mavi rengindeydi. Saçımı at kuyruğu yapıp odadan çıktım. Köpeğim eğitimli olduğu için tasmaya gerek duymuyodum. Konverslerimi giyip evden çıktım. Parka doğru yürümeye başladık. Biraz dolaştıktan sonra eve dönmeye karar verdim. Yanımızdan geçen kadının kucağında bir çanta çantanın içinde ise Chiahuahua vardı. Birbirlerine aşk dolu bakışlar gönderdiler. Tövbe tövbe. Bunlar bizden daha fena. Hava kararmaya başlamıştı. Zaten bizde eve varmıştık. Kapıyı açıp direk kanepeye atladım. Çok yorulmuştum. Acıktığımı hissettim. Mutfağa koşup abur cubur dolabını açıcakken büyük şoka uğramıştım. Bütün cips,çikolata,çekirdek,kek ve içeceklerim çöpteydi. Yanımda ise Caner yemek yapıyodu. Bu çocuk eve nasıl girmişti. Ve abur cuburlarımdan ne istiyordu. Büyük hayal kırıklığına uğramıştım.
-"Kızım tipine bak. Bunları yemekten yüzün sivilce dükkanına dönmüş. Biraz çeki düzene ihtiyacın vardı. Bende yardım ediyim dedim. Hata mı ettik?"
-"Doğru söylüyosun ama bari bitirseydim. Yazık olmasaydı. Bitirdikten sonrada çeki düzene sokabilirdin. Ve sen eve nası girdin?"
Elindeki anahtarları gösterip;
-"Pek zor olmadı. Yine bir gün sen sakarlık yaparken anahtarlarını düşürmüştün. Bende alıp kopyasını çıkardım. Daha sonra anahtarlarıda çantana attım. Artık beni evde görürsen şaşırma. Alışmalısın."
Oflaya poflaya son kez çöp kutusuna bakıp selfie çekildikten sonra Caner'in ne yaptığına baktım. Vay be baya marifetli çocuk. Bugünki menümüzde
Terbiyeli şehriye çorbası
Etli pilav
Çoban salata
Cacık
vardı. Üşenmeden yapmıştı bide. Ben tuvalete gitmeye üşenen bir kızken sen nasıl bunları yapıyosun anlamıyorum. Ayı gibi yedikten sonra bir ilk yapıp bugün bulaşıkları ben yıkıyım dedim. Demez olaydım heryeri köpük su ve cam kırıkları içinde bıraktım. Caner bana ters ters bakarken ortalığı toplaması için mutfağı ona bırakıp odama kaçtım. Bugün telefonuma hiç bakmamıştım. 5 mesaj ve 3 cevapsız arama vardı. Mesajların 4'ü Mineden 1'i ise Aveadandı. Cevapsız aramalar ise anneme aitti. Aramaya üşendiğim için daha sonra ararım deyip telefonu yatağa fırlattım. Aynanın önüne geçip biraz kendimi inceledim. Fazla kilo almıştım. Geçen seneden beri ne annemin doğum günümde aldığı motora nede kaykayıma binmiştim. Hiç değilse o zamanlar dışarda aktiftim. Koşu falan da yapıyodum formumu koruyodum. Şimdi patates çuvalına dönmüştüm. Yarın hafta sonu olduğu için hem iş arıycaktım hemde kaykayımla biraz gezintiye çıkcaktım. Sahalara geri dönme zamanı gelmişti belkide. Kaykayımla usta hareketler yapmaya bayılıyodum. Bu işte kendimi geliştirdiğim için düşüp rezil olmuyordumda. Yarın çok güzel bi gün olcak diye umut edip aşağıya Caner'in yanına indim. Oha! oha! oha! Heryer tertemiz pırıl pırıl olmuştu. Ne çabuk yaptı bunları. Bide üstüne üstün mutfağı temizlemiş daha sonra salonu toplamış şimdi de televizyon izliyordu.
-"Yoksa sen vampir misin Caner? Bana doğruyu söyle. Nasıl bu kadar hızlısın? O gün her yerim kanadığında bu yüzden mi yanımda yoktun. Doğruyu söyle bana sen vampir misin? Nesin sen?"
Dediğimde anırarak gülmeye başladı.
-"Kızım sen vampir günlüklerini fazla izleme kafa yapıyo sende."
Deyip gülmeye devam etti. Daha sonra beni taklit etmeye başladı.
-"Nesin seğğnn? Nesin seğğn?
Kafasına yastığı fırlattıktan hemen sonra zil çaldı. Babam yada abim gelmiştir diye düşündüm. Kapıyı açtığımda karşımda Mine ve yanında Ereni görmeyi beklemiyodum. Tamam Mine gelebilirdi de. O gerizekalı hangi yüzle gelebiliyordu?
-"Evet ekip tam olduğuna göre artık film izleyebiliriz." dedi Caner tabi ya başka kim çağırabilirdi onları evime.31 dakika sonra...
31 dakika oldu ve siz hâlâ ne izliyeceğimizi bulamadınız diye isyan ederken aklıma ne izleyebileceğimiz geldi. Kurt kapanı tabi ya. Psikopat olduğum için o filmi izlettircektim. Milleti kesip biçiyolardı ne kadar da datlı. Filmi açtık. İzliyorduk ki içeriyi iğrenç bi koku sardı. Döndüğüm de o iğrenç sahneyi görceğimi tahmin etmiyodum. İşemişti. Ahahaha Eren altına işemişti. Bende bunu bekliyodum. Yaka paça Ereni dışarıya attım. Sonra kanepeye baktım sarı sarı öğk iğrenç. Canerin kanepeyi koklaması ise daha iğrenç. Canerle, Mineyide dışarı attıktan sonra çok yorulduğumu farkettim. Gidip hemen uyuyacaktım. Yarın çok işim vardı. Yukarı çıktım. Yatağa atladım. Ve annemi aramadığımı farkettim. Çok uykum vardı. Yarın ararım dedim. Ve uykuya geçiş yaptım.
Alarmın sesiyle uyandım. Alarmımı kapatmayı unuttuğum için daha karga bokunu yemeden uyanmak zorunda kaldım. Çok uykum vardı sabahın yedisinde ne işim vardı ayakta. Neyse olan oldu deyip banyoya geçtim. Duş almalıydım. Girip duşumu aldım. Ondan sonra on bir deyip kendi kendime espri yaptım. Saçlarımı kuruttum sonra düzleştirdim. Üstümü giyip aşağıya indim. Bugün iş bakmaya zorla Caneride götürcektim. Nihahaha kötülük. Evden çıkıp Canergilin eve doğru yürümeye başladım.
Kime:Gerizekalı
Birazdan orda olcam. Uyanmassan burnuna geyiririm.
Diye bir mesaj atıp olacakları özetledim. Evlerine vardığımda zili çaldım. Kapıyı şuan baksırıyla duran zıplayarak pantolonunu giymeye çalışan bir Caner görmeyi beklemiyordum.
-"Uyandım sakın öyle birşey yapma!"
Haykırarak güldükten sonra içeri girdim.
-"Umarım kahvaltıyı hazırlamışsındır" dedikten hemen sonra şahane bir sofrayla karşılaştım. -"Annengil nerde?" diye sordum.
-"Biz genellikle ailece kahvaltı yapmayız. Onlar dışarda yapar. Ben ise kardeşimle evde yaparım. Ama o da şuan evde yok yani tekiz rahat rahat anırabilirsin."
Güldüm. Oturup kahvaltıyı yaptık daha sonra sofrayı topladı ve evden çıktık. Heryeri dolaştık Eleman aranıyor yazısı aradık ama bulamadık. Tam ümidimi kesmiştim ki Bayan eleman aranıyor yazısını görüp Caner'in sırtına atladım. Kaçır beni deli oğlan dedikten sonra niye böyle bişey dediğimi sorgulayıp heyecandan olur arada böyle şeyler deyip direk içeri daldık. Maraş dondurmacısında çalışcaktım. Gidip patronla konuştuk işe alındım. Deneme olarak 2 saatliğine çalışcaktım bugün Caner malıda beni videoya alıcaktı. Gorozokolo. Önlüğümü taktım. Gelen çocuklara dondurma hazırladım. İş gereği dondurmayı eğlenceli bi şekilde çocuklara veririm sanmıştım. Dondurmayı tam çevirdim ki uçtu uçtu... Döndü döndü... Ve en sonunda patronun keltoş kafasına yapıştı. Unutmuştum videoda olduğumu çok garip bir yüz haliyle Canere dönünce Caner'in yerle seviştiğini gördüm. Ayı nolcak. Kesin beni işten atcaktı. Hayır öyle olmadı. Gelip bana sarıldı.
-"Allah senden razı olsun kızım. Bu çocuklar engelliydi. Hiçbir dondurmacı onları güldüremedi. Üstüm başım kirlendi canın sağolsun. Sen bu çocukları güldürdün Allah'ta seni güldürsün kızım deyip içeri gitti ağlayarak."
Resmen işe alınmıştım. 2 saatin sonunda dondurmacıdan çıkıp Mineyle buluştuk. Caner videoyu izletti ve ikiside ayı gibi anırmaya başladı tabi sonunda ise salya sümük ağlamaya başladılar. Nası bu kadar dengesiz olabiliyorlardı anlamıyorum. 2 saat kadar konuştuktan sonra eve geçtim. Biraz dinlenip kaykay sürmeye çıkcaktım. Yatağıma geçtim ve annemi aradım.
-Alo kızım.
-Efendim anne aramışsın.
-Kızım ben bir karar aldım. Senin bizimle yaşamanın senin açından daha sağlıklı olabileceğine inanıyorum.
-Hayır anne istemiyorum. Ben o adamla aynı evde yaşamam.
-Kızım dur bi hayır deme. Daha yararlı olcak inan bana. Düşün biraz. İstediğin zaman yanımıza taşınırsın.
-Tamam anne düşüncem. Ama bu aralar olmaz. Mutluyum.
-Tamam kızım görüşürüz.
-Bay bay.
Bayan bayan.
Bu halde bile iğrenç espri yapabiliyodum. Annemin dediklerini düşünmemeye çalışarak üstüme seksi şortumu ve göbeğimi açık bırakan tişörtümü giydim. Kaykayımıda alıp sokağa çıktım. Paten parkına geldiğimde akrobatik hareketler yapmaya başladım. Zirveye çıkmamla inmem bir oldu. Biriyle çarpışmıştık. Canım çok acıdı. Kendi kendime söylenirken çocuğun kucağına düştüğümü farkettim. Özür dilemeye çalışırken kucağında olduğum kişinin Ege olduğunu farkettim. Kaşlarımı çattım. Heryerde karşıma çıkmak zorunda mıydı? Zıplayıp kucağından kalkmaya çalışırken tekrar düştüm. Sanırım çok kötü bişey yapmıştım. Canı yanmışa benziyodu. Hemen kalkıp tekrar özür dilemeye başladım.
-"Hayatımdaki en tatlı sakarsın" dedi.
Dediğinin farkına varmış olcakki
-"Yanlış anlama yani dilim sürştü. Sen beladan başka bişey değilsin."
Oflayarak
-"Asıl sen belasın her gittiğim yerde sen varsın. En büyük bela sensin."
-"Tamam tamam kızma."
Tam eve gidiyordum ki sözleri beni durdurdu.
"Tatlı belasın"Bu bölümü daha uzun tutmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir shsjsjs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Sırrı.
RandomKaranlık bir çocuk. Gizemli sırlar. Hayatında kimseye aşık olmamış bir kız. Onu gördüğü anda daha ne kadar sakar olabilirki? Mutluluğu arayan zavallıdan başka kim olabilir ki? Hayatında daha başka neler değişebilir ki?