Severed -part 2

969 81 36
                                    

Çeviren: Kaigan
Yazar: LalaLuhanne

O akşamki yemek oldukça olaylıydı. Güneş batarken Chanyeol yaşadığı şoku yavaş yavaş atlatıyordu ve şokun yerini şiddetli bir acı almıştı. Çok korkunç sesler çıkarıyordu, bağırıyor ve inliyordu, özellikle de bacağında değiştirilmesi gereken bir sargı uzun süre kaldığında...

Minseok mürettebat için yemek yapmıştı, ama o ve Kyungsoo yemeklerini, Baekhyun'un Chanyeol ile ilgilendiği kamaraya götürmüşlerdi. Bu şekilde Jongin,Sehun, Luhan ve Jongdae bir başlarına, dört kişiden daha fazlası için yapılmış masanın etrafında toplanıp sessizce yemeklerini yiyorlardı.

Yemeğin tadı güzeldi, Minseok'un yemeklerinin her zaman olduğu gibi, ama Jongin buna rağmen yemeği yutmakta zorlanıyordu.

"Bu berbat." Jongdae güvecini karıştırırken iç çekti. Kesinlikle yemek hakkında konuşmuyordu.

"Ve bu kaptana çok koydu. Hepimize çok koydu. Bu dörtlü asıl mürettebattı biliyorsunuz."

Jongin bilmiyordu, bu yüzden sadece omuz silkti. Luhan onaylarcasına kafa salladı. "Biz hepsinden sonra geldik—o dördü Siren'ı kendi başlarına denize indirdiler ve böyle bir şeyin olmasıyla..."

Masanın etrafındaki dört adam güveçlerine bakarak yalnızca iç çekti.

"Zaten geri dönme vaktimiz gelmişti, ne zamandır denizlerde olduğumuz göz önüne alınırsa... İki ya da üç ay?" Sehun düşünceli görünüyordu, ama Jongin'in pek dinlediği söylenemezdi. O ne kadardır bu gemideydi? Bir ay mı?

"Yine de bu şekilde geri dönmek zorunda olmamız çok kötü."

"Bu Opal Coast tam olarak neresi?" diye sordu Jongin, bu yeri daha önce hiç duymadığını fark etmişti.

"Siren'ın doğduğu yer. Korsanlar için güvenli bir cennet ve orada bir sürü arkadaşımız var. Aslında çoğumuz oralıyız; kaptan, Luhan ve sen dışında."

Sohbet her korsanın Calling Siren'a gelmeden önceki hayat hikâyelerine dönmüştü. Jongdae aile mesleği olan varil yapımında çalışıyormuş ve görünüşe göre, limanda şans eseri Kyungsoo ile tanışana kadar inanılmaz derecede sıkılıyormuş. Hayatının geri kalanında bir yere tıkılıp varil yapmaktansa, ikinci kez mürettebata katılması için sorulmasına gerek bile kalmamış. Bu arada Luhan, uzaktaki Amethyst Krallığı'ndan geliyormuş, ki zaten bu, diğer korsanlarda olmayıp, onda olan o garip aksandan anlaşılıyordu.

"Bir dakika, Amethyst Krallığı gerçekten çok zengin değil mi?"

"Öyle." Jongdae Luhan cevaplayamadan önce ağzına doldurduğu ekmeklerle kıkırdayarak cevapladı. "Yani Luhan da öyle."

"Şımartılarak büyütüldüm diyebiliriz." Luhan bunu söylerken olduğu yerde sindi. "Ama evlendirilecektim, bu yüzden kaçtım. Krallığımızın büyük limanına gittiğimde Siren da orada demirlemişti ve kaptan gemiye binmeme izin verdi. Şanslıyım ki babamla sık sık denize açılırdık ve bu sayede ben çoktan yıldızlarla yön bulmayı biliyordum."

Luhan Jongin'e krallığı hakkındaki her şeyi ve krallığın zenginliğini anlatmaya oldukça hevesliydi. Ve ayrıca Amethyst gemilerinin erzaklar yetersiz ve moraller düşük olduğu zaman iyi bir hedef olduğunu da anlattı. Şimdi Jongin onun geçmişini biliyordu, Luhan'ın konuşması, geri kalan mürettebatla karşılaştırıldığında gerçekten ilginçti— sesindeki yumuşak hareketlilik yüzünden Jongin onu ülkesindeki hikâye anlatıcılardan biri gibi düşündü ve Luhan'ın dikkatli telaffuzu, yetiştirilme tarzının da açıkça bir göstergesiydi. Yanında kaba bir şekilde konuşan Jongdae'yi, Sehun'u, diğer korsanları, hatta kendini bile dinlemektense Luhan'ı dinlemek oldukça keyifliydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siren Song. [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin