Welcome Aboard.

1K 77 6
                                    

Çeviren: Yei

Yazar: LalaLuhanne

“Whoa, bak! Bu fıçının içinde meyve var!”
“Su olmadan birkaç günden fazla dayanamazlar. Çürümeden önce yemeliyiz.” 

“Tüm yiyecekleri kadırga*ya götür. Hadi.” *(gemi mutfağı)

Jongin kucağında elma fıçısıyla geride durup sessizce takip etti. Gemideki diğer korsanlardan hiçbiri gemiye bindiğinden ve Kyungsoo kolunu rahat bıraktığından beri onunla konuşmamıştı ama o şimdilik iyi bir çizgide kaldığını düşünüyordu. Birkaç korsan şimdi alt güverteye çıktı ve geminin mutfağına geri kalan yiyeceklerin taşınmasına yardım ettiler. Herkes hiçbir itiraz olmadan Kyungsoo’nun emirlerini yerine getiriyordu. 

Açıkça, anlatılan hikayelerdeki gibi güçlüydü.

Varilleri taşıyıp, yiyecekleri varillere yerleştirmeleri bir saat kadar sürmüştü, güneş ön güverteyi resmen yakıyordu. Deniz ve gökyüzü sonsuz mavilikti, hiç kara parçası ya da herhangi bir yönden gelen başka gemiler yoktu. 

Jongin’in asıl gemisi ve o gemideki talihsiz adamlar… Şimdi neler yaptıklarını, evlerine nasıl döndüklerini, hala kendi rotalarında ilerleyip ilerlemediklerini merak ediyordu. Jongin düşüncelere dalmıştı, dümdüz yürürken neredeyse Chanyeol’a, uzun boylu dalgalı saçlı korsana, çarpacaktı.

Tayfa şaşırtıcı şekilde küçüktü, hatta böyle bir gemi için nispeten küçüktü. Kaptan Kyungsoo’nun kendisi bir yana, Chanyeol, bebek yüzlü Sehun, Jongdae ( biraz medikal bilgisi var gibi görünüyordu, gemiye geri döndüklerinde Sehun’un vücudundaki kesiklerle ilgilenmişti), ve eski gemisinde görmediği diğerleri vardı; giderek daha fazla narin görünen Luhan, nazik konuşan Baekhyun, geri dönen korsanların temizliğiyle ilgilenmekten Jongin’in varlığını yeni fark etmişti ve Minseok vardı, Jongin gemiye bindiğinden beri onu mutfağın dışında görmemişti. Etrafında dönen konuşmalardan, Minseok’un geminin aşçısı ya da onun gibi bir şey olduğunu anlamıştı. 

Diğerleri ona karşı oldukça saygılıydı (eski gemisindekilere göre), her nasılsa, hiçbir şeye yardım etmiyordu ama orada fazladan bir adam olarak görünmesi bile yeterli gibiydi. 

Jongin kaptanın yaptığı gibi başka bir varil almaya gitti. 

“Daha fazla meyve.” Kyungsoo varilin içine göz attı. “Bu sonuncu yiyecekti .Bunu mutfaktaki…” Yukarı baktığında sustu ve aslında kimle konuştuğunu not etti.
“Minseok’a götür. Defolup git.” 

Ve Jongin ayaklarının onu taşıdığı kadar hızlı gitti. Alt güverte Jongin’in eski gemisindeki gibi karanlıktı ve labirente benziyordu. Ama ayakları zaten mutfağın yerini biliyor gibiydi ve nispeten hızlı bir şekilde oraya gitmişti. İçeride sadece Minseok vardı, akşam yemeğini hazırlarken Jongin’e baktı. Jongin içeri girdiğinde kibarca gülümsedi, kaptan dışındaki gemiden kimse ilk bakışta onu fark etmemişti. Bu gülümseme aklında birşeyler varmış türündendi. 

“Kyungsoo daha önce başka gemiden kimseyi getirmemişti.” Minseok’un dikkati tekrar hazırladığı yemeğe kaydığında Jongin varili diğerlerinin yanına bırakıyordu. 

“Hazineleri, silahları ve antikaları alırdı ama insan buna dahil değildi. Bunu ona neyin yaptırdığını merak ediyorum…” Jongin biliyor olmayı dilerdi ama Minseok cevap bekliyor gibi durmuyordu. Sebzeleri doğramaya başladığında aynı uzak gülümseme tekrar yüzünde belirdi. “Diğerleri sana söylememiş olabilir, ismim Minseok. Aslında bu geminin serdümeniyim*.” Oh. Jongin duruşunu düzeltti. “Kyungsoo’dan sonraki ikinci komutanım. Ayrıca yemeklerden de sorumluyum ve diğer gemileri bağladığımız zamanlarda mutfağı korurum. Beni genellikle kamaramda ya da burada bulabilirsin.”

Siren Song. [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin