Ertesi gün okul çıkışında Luke, yıllardır gizlice gözetlediği aşkının depoya gelmesini beklerken, heyecandan elleriyle oynuyordu. Evet Luke diğer kişilerin normal diye tanımladığı erkeklerden değildi. Eşcinseldi ve bundan utanmıyordu. Utanmasa bile at gözlüklü insanlar tarafından 7/24 dışlanırdı. Bunu sorun etmezdi Luke ancak hayalindeki erkeğin ona o şekilde bakmayacak olması onu üzüyordu.
Yüzüne karşı senden deli gibi hoşlanıyorum demek isterdi. Ama yapamıyordu.
Açıkça söylemek gerekirse Luke, bütün kızların aksine, Ashton'ın dış görünüşüne değil kalbine aşıktı. Yani elbette kıvırcık saçları, yeşil gözleri, kahkaha atmak yerine kıkırdamayı tercih etmesi ya da davul çalarken kendinden geçmesi de birer etkendi ama Luke her zaman Ashton'ın insanlara karşı hep kibar olmasına aşıktı.
Kolundaki saate baktı. Saat çoktan geç olmuştu. Ashton ortalarda yoktu. Luke gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordu. Göz yaşlarını geriye göndermeye çalıştı.
Cebinden telefonunu çıkarttı ve Ashton'a bir mesaj gönderdi.
Hemmo1996: Senden nefret ediyorum.
Telefonu cebine koyup yürümeye başladığında arkasından o yıllarca adını söylemesini istediği melek sesi duydu.
"Hey Hemmo."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mention || Lashton
Short Story"Benim için fazla erkeksin." "Bu yüzden beni seviyorsun."
