--- Ashton ---Bir süre sonra Luke'un ağlaması durur gibi oldu. Saçlarını okşarken bir yandan da kafasına minik öpücükler konduruyordum. Bu gerçek olamazdı öyle değil mi? Daha yeni gördüm onu. Mükemmeldi. Hiçbir hastalık belirtisi yoktu. Sormaya cesaret edemediğim bir sürü soru vardı. Korkuyordum. Onu kaybetmekten çok korkuyordum.
Luke sarılmayı bırakmadan ikimizi yatırdı. Kafasını göğsüme yasladı ve parmağıyla daireler çizmeye başladı.
"Aklında ne varsa sorabilirsin Ashie."
Hıçkırıklarının ardından yavaşça konuşması daha çok ağlamama sebep oldu. Soğukkanlılığımı korumalıydım. Ama koruyamıyordum. Göz yaşlarım benden bağımsız çalışıyordu.
"Ne kadar ciddi?"
Sadece bunu sorabildim. Başka ne sorabilirdim ki. Kanserdi bu. Tedavisi en zor hastalıklardan biriydi. Ve hedef olarak benim prensimi seçmişti.
"Çok fazla ciddi."
"Kurtuluş yok mu?" Daha fazla sessiz kalamıyordum. Onun hıçkırıkları ve benimkiler karışmaya başlamıştı.
"Yok, Ashie. Çok geç kaldım. Belki erken olsaydı olurdu ama-"
Sözünü kesip dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Titrek bir şekilde karşılık verirken hala ağlıyordu. Dudaklarımı ayırdım ve saçlarını okşadım.
"Ağlama bebeğim. Bir çözüm buluruz. Hep bulduk."
"Ash, uyuyabilir miyiz?"
Saçlarını koklayarak öptüm ve kalkmak için yöneldiğim anda Luke beni durdurdu.
"Birlikte."
Geri kafamı yasladım ve Luke'a sarılarak kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
Geçiş bölümüydü sorreh.
Finale son iki bölüm.
Ve 1K olmuş okuyucu.
Ne kadar teşekkür etsem az gerçekten.
Iyiki varsınız.
Seviyorum sizi bye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mention || Lashton
Short Story"Benim için fazla erkeksin." "Bu yüzden beni seviyorsun."