Sabah erken kalkmıştım çünkü o cadının cırtlak sesini duymak istemiyordum. Dün akşamda zaten yemek hazırlamamıştım. Kapım kilitli olduğu için odaya giremedi ama yaklaşık yarım saat boyunca bağırdı. Bende kahvaltı hazırlamak için kalkmak zorunda kaldım. Kahvaltı yapmak istemiyordum ve bu yüzden dolaptan bir yumurta aldım. Eski küçük tavayı çıkardım ve içine yağ döktüm, yumurtayı kırdım ve pişirmeye başladım. Piştikten sonra altına bir bez koyup masanın üstüne yerleştirdim.
Odama geçip üstümü giyinmeye başladım. Benim tarzım belliydi kot pantolon ve tişört. Tişörtümü tam üstüme geçirirken yine o cırtlak ses allahım ya gene ne vardı?
-Alev.
Bu sefer bağırmamıştı ama sesinden gelen bir piçlik vardı.
-Ne var ?
Cevap yoktu her zamanki gibi beni yanına getirtecekti ve bende inat olsun diye onu tekrar bağırtacaktım ama bu sefer istemedim hala uykum vardı onunla uğraşacak halim yoktu. Yanına gittim ve ona ne var dermiş gibi bir bakış attım.
-Ekmeği ver
Ekmeğe doğru yöneldiğimde hemen laf yetiştirmeye başladı biliyordum onun bir planı olduğunu.
-Bu gün niye kahvaltı hazırladın?
-Seninle daha fazla kavga edersem anlımdaki damar patlıyacakda ondan.
Ekmeği alıp önüne koydum odama doğru yönelirken ki buna izin vermedi
-Bu yumurta ne!
Ağzındakini bir peçeteye boşaltırken
-Yumurta.
Dedim alaycı bir tavırla.
-Tuz mu yoktu?
-Vardı ama sen kilo alma diye koymadım.
Aslında unutmuştum ama iyi fikirdi. Arkamı döndüm odama gittim çantama yine o iğrenç kitaplardan doldurdum. Yine o kırmızı hırkamı giydim. İğrenç gaz bulutundan geçip okula gittim. Mete okula gelmişti üstünde hala montu vardı yanına oturdum. Merabalaştıktan sonra hiç konuşmadık. Ders bittikten sonra teneffüse çıkmak istemedim. Mete tuvalete gitti başımı iki elimin arasına alarak oturmaya başladım. Başımı kaldırdım gözümü sınıfta gezdirdim ve bir kızın yanlız oturduğunu gördüm. Merak ederek yanına yaklaştım. Önündeki sıraya oturdum ve meraba dedim.
-Meraba
-Meraba?
Sanırım yeniydi ve onunla konuşmama şaşırmıştı.
-Yenimisin?
-Evet ve sanırım sende yenisin benimle konuştuğuna göre.
-Evet bende yeniyim
Dedim gülümseyerek
-Adın ne?
-Alev senin?
-Dilan
Adı Kürt ismiydi ama kendisi aşırı olmasada sarışındı Kürt olduğunu belli etmiyordu.
-Benim bir tane arkadaşım var adı Mete. Şu an lavaboda gelince tanışırsınız.
-Bir an arkadaşsız kalacağımı sanmıştım
Dedikten sonra birden rahatladı. Bende hafifçe gülümsedim. Ders zili çaldı ve elimle bay bay işareti yaparak sırama geçtim. Metede çok geçmeden yanıma geldi. Meteye parmağımla Dila'yı göstererek
-Bu kızın adı Dilan oda yeniymiş bizim guruba gelmesinde bir sakınca varmı?
Dila için cidden üzülmüştüm ne hissettiğini gayet iyi anlıyordum.
-Tamam olur peki başka yeni var mı?
-Sanmıyorum.
-Bu arada bizim gurup kelimesi kulağa hoş geliyor.Öğretmen içeri girdi. Sonra garip bir öksürük sesi geldi. Ses cam kenarından geliyordu döndüm ve Dilan'a baktım. Baktığımı görünce öksürmeyi bıraktı. Vücut dili harflerini biliyordum Dilan'da biliyor olmam dileğiyle öğretmenden saklıyarak bana vücut dilinden birşeyler anlatmaya çalıştı.
-Mete o yanındaki mi?
Benimde ona vücut diliyle konuşmam gerekti.
-Evet en yakın arkadaşım ona seni söyledim tenefüste sizi tanıştırırım.
Cevap olarak sadece gülümsedi, bende önüme döndüm. Mete bizi garip bir şekilde izliyordu. Sanırım vücut dilinden anlamıyordu kulağına doğru yaklaştım
-Tenefüste sizi tanıştıracağım.
Dedikten sonra göz kırptım. Ama o beni hala koca gözlerle izliyordu. Yeter ama bu koca gözlere gülmemek elimde değilki. Kendimi gülmemek için sıktım oda zaten yine ağır çekimle gözünü önüne çevirdi. Zil çaldı Dilan neredeyse koşarak yanımıza geldi.
-Meraba.
Dedi ikimizede bakarak.
-Siz tanışın ben biraz bunaldım pencerenin orada takılıyor olacağım.
Dedim yerimden kalktım ve pencerenin oraya gittim. İnsanlara bakıyordum çok kalabalıktılar. Gözümü çeşmenin ordan sağa doğru çevirdim. Tanıdık gelen birisini gördüm dün bana çarpan salak değilmiydi o? Montundan ve saç kesiminden tanımıştım. Çünkü dün yüzünü hiç görmemiştim.
-Çocuklar ben hemen geliyorum.
Deyip sınıftan çıktım. Arkamdan bağırdıklarını duydum. Ama koşarak merdivenden inmeye devam ettim. Bahçeye çıktığımda sağ tarafa doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Hareket ettiklerini görünce koşmaya başladım.
-Hey heeey!
Gurubun yarısı bana baktı ama o bakmamıştı. Dahada yaklaşıp sırtına dokundum.
-Ne var?!!
Oha dedim kısık bir sesle. Yüzü harikaydı ağzım mühürlenmişti konuşamıyordum. Meteyle Dilan az sonra yanıma gelmişlerdi.
-Ne yapmaya çalışıyorsun!! Senin gibi bir aptalla uğraşmak zorundamıyım!! Seni birdaha görmek istemiyorum görürsem fena olur anladın mı beni?!!
Hala sesim çıkmıyordu istesem konuşabilirdim ama söyleyecek bir şey bulamıyordum. Sinirliydim hemde fazlasıyla.
-Merak etme karşına çıkmayız bir daha. Kabalık ettiysek özür dileriz.
Dedi Mete alaycı bir tavırla.
-Hatanızın farkında olmanız güzel şimdi yıkılın karşımdan.
Ağlamak istiyordum Mete ve Dilan'ın biraz önüne geçerek hızlı adımlarla 2. Kata çıktım. Resmen tuvaletin kapısını kırarcakmış gibi açtım. Dilan nereye gittiğimi görmediği için yanıma gelmedi. İçerde 3 kız vardı. Bu yüzden ağlayamadım. Musluğu açtım önce yüzümü yıkadım sonra ellerimi dağınık saçlarımda gezdirdim. Biraz bekledikten sonra Dilan yanıma geldi. Bana sarıldı ve
-Bunu niye yaptın ?
Diye sordu. Cevap vermedim ama ona daha sıkı sarıldım.
-Hadi burdan çıkalım.
Dedi. Yavaş bir şekilde kucağından ayrıldım. Yan yana yürümeye başladık Mete tam o sırada merdivenden iniyordu.
-Size bakmaya geliyordum.
-Önemli değil ben İyiyim ama bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum.
Sesimin iğneleyici çıkmasını ummuştum ama yorgundum ve olmuyordu. Dilan Meteyi ikna ederek bu gün boyunca yanımda oturdu Mete biraz istemsiz olsada kabul etmişti. Bana çok çabuk bağlanmıştı. Diğer derslerin hiçbirinde derse odaklanamamıştım. Sadece ağlamak istiyordum. Pişmandım ama ona meydan okuduğum için değil orda hiçbir ses çıkarmadığım için. Okul çıkışında eve giderken resmen koşuyordum. Apartmanın içine girdiğimde artık daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Çantamdan anahtarı bulup kapıyı açtım. Çantamı olduğum yere bırakıp odama gittim ve kapıyı sertçe kapattım. Öyle bir şekilde ağlıyordum ki annemin evde olduğunu görmemiştim. Ağlamamın sesine annem odama girdi. Ah hayır kapıyı kilitlemeyi unutmuştum. Sırtım duvara dayalıydı annem yanıma gelip oturdu. Odam küçüktü annemde oturduğu yere sığamadı.
-Neyin var?
-Hiçbirşeyim yok.
-Ozaman kes çeneni, yarın eve misafir gelecek bu yüzden okuldan gelince evi bir güzel topla süpür sonrada benim ıslattığım fasülyeyi yap.
Hahaha ne komik milletin annesi kızı ağladığı için gelir benim annem misafir geleceği için. Zaten hemen sonrada kalkıp gitti en azından kapıyı kapatmıştı. Bir dakka ne? Bizim eve hiç misafir gelmezki. Anneme bunu soracaktım ama şu an başka sıkıntılarım vardı. O çocuğun kim olduğunu bulmalıydım.