Günün geri kalanında kimseyle uğraşmadım. Metede zaten ben konuşma başlatmadığım sürece benimle konuşmaya utanıyordu. Bazen sadece bana karşı böyle olduğunu düşünüp vicdan azabı çekiyordum. Ama yinede en iyi arkadaşımdı. Benim için yaptığı şey çok büyüktü. Ama bunun farkında bile olamıyordum. Aklımda sadece Ateş vardı. En önemlisi de Dilan. Aynı kişiye aşıktık böyle kötü bir şey olabilirmi? Dilana kızmalımıydım yoksa acımalımıydım? Beni düşüncelerden alan şey çıkış zili oldu. Çantama tıktığım tüm kitapları sıramın altına yerleştirdim ve boş çantayı sırtıma taktım. Eve uğrayıp birkaç kıyafet almam gerekiyordu.
- Mete eve uğramam gerekiyor. Beni sokağın başında beklermisin?
-Olur annem zaten evde olmuyor sıkıntı değil.
Öyle iğrenç bir şekilde gülümsedim ki dünyanın en mutlu kişisi beni görse yıllarca depresyona girebilirdi. Hızlı bir şekilde sınıftan çıktım ve metede beni takip etti. Evet anahtarım hala çantamdaydı. Meteyi sokağın köşesinde bırakıp eve doğru koşar adımlarla yürüdüm. Pis merdivenlerden aşşağıya indiğimde bir an duraksadım. Annemle angutun ayakkabıları hala kapıdaydı. Ah üzgünüm dün çok yoruldunuz ondan gitmediniz işe dimi? Sinirli sinirli kapının kilidini açtım. Kapıyı sertçe örtünce annem ve angut yanıma geldi. Ama onlara söz hakkı vermek istemiyordum. Anında odama girdim ve kapımı kilitledim. Hemen dolabımı açıp çantanın içine giyisi doldurmaya başladım. Tüm giysilerimin altında sakladığım zor günde kullanmak için orada tuttuğum 50 lirayı cebime sokuşturduktan sonra üstümde hırka olmasına rağmen koluma başka bir hırka daha aldım. Kapının kilidini açıp kendime doğru kapıyı çektikten sonra ikisi karşımda dikiliyordu.
Adamın bize geldiği günki ifadesiyle şuanki ifadesi değişikti. Acayip derecede kızgın bakıyordu. Gerçi benim bakışlarım arasında onunki bir hiçti. Omuzuna sertçe vurmaya dikkat ederek yanından geçtiğimde bileğimden sertçe beni yakaladı. Acayip derecede acımıştı.
-Bıraksana yaa.
Diye inlerken bir yandanda korkuyordum.
-Nereye gidiyorsun.
Diye dişlerinin arasından tısladı.
-Sana ne sen benim babam falan da değilsin hiçbir zaman da olmayacaksın.
Elinde tuttuğu bileğimi sertçe itti. Kapının önüne geçip iki elini göğüsüne koydu ve yine tısladı.
-Nereye gidiyorsun.
Annemde köşeden bizi izliyordu. Ama biraz korkmuş gibiydi. Vazgeçemezdim,beni kontrol edemeyeceğini anlaması gerekiyordu.
-Sa na nee!
Bana doğru yürümeye başladı ve hızlı bir tokat attı. Tanrım eli çok ağırdı. İstemsiz bir şekilde gözlerimden yaş geliyordu. Yere düştüğümün farkında değildim yüzümü adama çevirdiğimde annemin adamın kolundan tuttuğunu gördüm.
-Mehmet dur!!
-Sen karışma be kadın zaten bunu hep sen böyle yapmışsın dün yaptığı edepsizliği görmedin mi? Kendimi zor tuttum zaten şimdi birde seni almayayım ayağımın altına!
Kararımdan vazgeçmemiştim hala metenin yanına gitmeyi planlıyordum. Yere düşen hırkayı aldım ve huzlıca kapıdan çıktım. Ayakkabılarımı elime almıştım bu yüzden ayaklarım çok acıyordu. Tam o sırada adamın peşimden geldiğini fark ettim ve daha hızlı koşmaya başladım. Ayağıma küçük bir cam parçası girmişti ama çok acıtıyordu. Adamın artık vazgeçtiğini ve durduğunu gördüm.
-Cehennemin dibine kadar yolun var!!
Diye bağırıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra durdum ve kaldırıma oturdum. Mete yanıma koşarak geliyordu ve ben hala ağlıyordum. Ayağımın altı kanla kaplıydı. Mete yanıma gelince eğildi ve parmağıyla gözyaşımı sildi. Varlığı beni mutlu ediyordu.
-Ne oldu?
Derken bana sarılıyordu. Hıçkırarak cevap verdim.
-Ben o eve bir daha asla gitmiycem ne o adamı ne de annemi görmek istemiyorum.
-Yüzüne ne oldu senin kıpkırmızı?!!
Elimle yanağıma dokundum dokununca bile acıyordu. Cevap vermedim ama ağlamam devam ediyordu.
-Ayağını ver bana. Kötü görünüyor.
Hayır ayağım çok pisti ama itirazda edemezdim. Hafifçe bir eliyle ayağımı tutarken diğer eliylede küçük cam parçasını çıkardı. Küçük bir inilti çıkardım.
-Özür dilerim.
-Önemli değil onun çıkması gerekiyordu zaten. Ama nasıl yürüyeceğim bilmiyorum.
Mete gülümsedi ve
-Ben biliyorum.
Dedi. Yüzüme soru sorarmış gibi bir ifade yerleştirdim.
-Eşyalarını al bakalım yaralı ceylan.
Küçük bir kahkaha attık. Çantam hala sırtımdaydı ayakkabımla hırkamıda elime aldım.
-Eee şimdi ne olacak?
Eğildi ve beni kucağına aldı. Alaycı bir tavırla.
-İtirazın olamaz,çünkü tek çaren bu.
-İtirazım olduğunu söylemedim Mete bey.
Sonra ona sarılıp omuzunda kıkırdamaya başladım o da bana katılmaktan geri çekilmedi tabi. Metenin evindeki sokağa girdiğimizde beni kaldırıma bıraktı ve söylenmeye başladı.
-Sende çok ağırmışsın haa. Sırtım ağrımış.
Hemen kıkırdamaya başladı tipik Mete işte.
-Valla sana beni taşı diyen olmadı?
Biraz trip atmaya çalıştım ama ciddi olamıyordum.
-Tamam,tamam sen kazandın. Şimdi ben apartmanı kontrol edeyim sonra seni almaya gelirim.
Başımla onay verdikten sonra koşarak apartmana doğru gitti. Haklıydı tabii komşular felan beni metenin kucağında görürlerse işimiz bitmiş olurdu. Tekrar yanıma geldiğinde nefes nefeseydi. Hemen beni kucağına aldı ve şakalarına devam etti.
-Kal dı ra mı yo rum.
-Hadi amaa beni şişko hissettiriyosun.
Dedikten sonra dudağımı büzdüm.
-Ama öylesin tatlı patates.
Gülüp omuzuna hafifçe vurdum.
Apartmana girdiğimizde 3.katta olan asansörün aşşağı inmesini bekledik. Asansöre bindiğimizde garip bir atmosfer vardı. İkimizde konuşmuyorduk ve bu çok garipti. 4.kata geldiğimizde kapıyı açmak için beni yere bıraktı. Kapıyı açtığında beni yine kucağını aldı kapıyı ayağıyla kapatıp beni banyoya götürdü.
-Banyo yapman gerekiyor.
-İyi olur ama şey...
-Ne? Bak Alev burası tanımadığın bir ev olsada ben içten söylüyorum. Ayrıca dışarıya çıkmana bile hiç gerek yok. Nasıl olsa kıyafetlerinde burda. Şimdi sana havlu getirmeye gidiyorum ve sende güzel bir duş alıyorsun.
-Teşekkür ederim.
Deyip gülümsedim o da bana gülümseyip banyodan çıktı. Üstümdeki hırkayı çıkarıp kirli sepetinin üstüne koydum. Banyo gayet güzeldi hatta bizim evdekine bin basardı. Metenin banyoya girmesiyle irkildim. Havluyu kapının arkasına asıp banyonun musluğuna yöneldi.
-Su biraz zor ısınıyor. Biraz beklemen yeterli.
Deyip banyodan çıktı. Onun gibi birine sahip olmak çok güzeldi. Çantamdan giysilerimi çıkardım ve hırkamın üzerine koydum. Ayağım hala çok acıyordu. Ama yinede halimden memnundum.