GK-2-UFAKLIK

98 15 4
                                    

Medya- Arctic Monkeys - One For The Road

------------------------

-Doruk! Yardım et...

Doruk yanıma ufak adımlarla gelip dizlerimin önünde çömeldi. Yüzümü avuçlarının içine aldığında daha fazla dayanamadım ve Doruk'a sıkıca sarıldım.

-Şşhhh... Ben buradayım. Sakin ol, gel çıkalım buradan.

Kafamı aşağı yukarı sallayarak onaylayıp ayağa kalktım. Doruk'un göğsünden kafamı kaldırmadan odadan çıkıp salona girdik. Doruk beni koltuğa oturtup yanımdan ayrıldı. Elinde bir bardak suyla mutfaktan çıkan Doruk, yanıma oturup bardağı elime tutuşturdu. İki yudum su aldığım bardağı, önümüzde ki sehpanın üzerine bıraktım.

-Daha iyi misin?

Başımla sadece onayladım. Konuşmak gelmiyordu içimden. Bu olaylardan sonra sadece uyumak istedim.

-Peki ne olduğunu anlatmak ister misin?

Başımı sağa sola sallamakla yetindim.

-Tamam istemiyorsun. Peki içerde biri mi vardı?

Yine başımı sağa sola salladım.

-Bir şey mi var peki, böcek falan?

Yüzüme, ne olduğunu anlamak istermişcesine bakıyordu. Ama anlatamazdım ki. Tekrar kafamı sağa sola salladığımda, eliyle yüzünü sıvazlayıp dışarı sinirden birikmiş nefesini verdi. Evet sinirlendirmiştim onu. Derin bir iç çekti.

-Bak bu durumlarda ne yapılır pek bilmem. Konuşmayarak işleri benim açımdan daha da zorlaştırıyorsun. Neden öyle bağırdın bilmiyorum ama anlatmak istemiyorsan inan zorlamam. Ama ter içinde kalmışsın, bu olanlar bana hiç normal gelmiyor. Anlatırsan belki yapabileceğim bir şey olur. Ha?

Daha fazla kurcalamasına izin vermemek adına, konuyu geçiştirdim.

-Ben şeyy... Boşver beni olur böyle arada. İyiyim zaten baksana.

-Kızım deli misin sen? Arada olur da ne demek. Uyuyakalıp kabus mu gördün, öyle bağırdın?

-Yok uyumadım, kabus falan değil. Sadece kurcalama, lütfen. Ben, belki zamanı geldiğinde anlatırım. Ama şimdi olmaz. Daha fazla insanların benden kaçmasını istemiyorum. Lütfen başka bir şey sorma, lütfen.

Gözlerim bana ihanet ederek yaşları birbiri ardına indirmeye başladı. Lanet olsun, yine ne diye ağlıyorsam.

-Hey hey hey! Dur tamam, sakin ol. Bir şey sormuyorum. Lanet olsun, sadece yanımda ağlama. Anlaşıldı mı? Ağlama bir daha!

Bir an gerçekten korkmuştum. Ne diye bağırıyorsa artık. Bu kadar mı sinirleniyordu ağlamama.

-Tamam, anladım. Yanında ağlamam bir daha.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle hışımla sildim.

-İyi. Şimdi ne yapacaz. Madem anlatmıyorsun hiçbir şey.

-Bilmem. Sadece olanları unutmak istiyorum. Hem sen neden geldin ki? Yani yanlış anlama bağırdığımı duyduysan eğer, Nihal teyze de duymuştur beni.

-Yok, annem gitti. Sana göndermem için yemek yapmıştı, vermezsem öldürürdü beni. Evi düzeltmekten bir şey yememişsindir, dedi. Bende geldiğimde kapı açıktı, kilidi kırılmış herhalde. Sana seslendim evde olmadığını düşündüğüm için yemeği mutfağa bıraktım. O sırada zaten sesini duydum, öyle işte.

-Hmm anladım. Peki bir şey soracağım. Annenle yaşamıyor musun?

- Hayır.  O kendi evine döndü. Ben de orada yaşıyordum ama bazı sebeplerden buraya taşındım. Belki bir gün anlatırım.

GECE'nin KABUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin