-Bölüm 6-

468 28 7
                                    

Kyungsoo'nun 3 kelimesi tüylerini diken diken etmişti fakat rahatlamış hissediyordu. Ayrılmadan saatlerce sarılmak istiyordu minik bedene. Kyungsoo'nun üstündeki vanilya kokusunu saatlerce içine çekmek istiyordu. Sahi niye bu kadar etkilenmişti Kyungsoo'dan? Ona o kadar güzel gülümseyen ilk kişi olduğu için mi? Masum ve utangaç olduğu için mi? Narin bir yapısı olduğu yada ürkek olduğu için mi sevmişti? Chanyeol'un arkasından paytak paytak koşuşunu anımsadı. Kafasını gömdüğü omuzdan kaldırıp yere doğru baktı. Burnunu çekip buruk bir şekilde gülümsedi.

"Teşekkür ederim Soo. Ben gitsem iyi olacak."

"B-bu halde mi? Kusura bakma ama seni hiçbir yere b-bırakmıyorum."

"Ama ben... Sana yük olmak istemem."

"Saçmalama zaten yarın okul da yok. Be-bende kalabilirsin."

"Ah... Pekala. Arabam hemen şurda."

Beraber arabaya doğru yürüdüler. Önce Kyungsoo ardından Sehun arabaya bindi.

"K-Kyungsoo. Tekrar teşekkür ederim."

Bu sefer kekeleyip yanakları kızaran Kyungsoo değil Sehun'du. Belirgin elmacık kemikleri kızarınca daha tatlı oluyordu. Kyungsoo gülümsemekle yetindi.

"Nasıl bu kadar mükemmel gülebiliyorsun?" diye mırıldandı Sehun

"Ha?"

"E-evin ne tarafta diyordum."

"Bir sokak ilerde sola dönünce."

Yol boyunca ikiside tek kelime etmedi. Eve vardıklarında Kyungsoo her zamanki gibi arabadan hızla inip yürüdü fakat Sehun ile ilgili birşey değildi. Sadece araba onu bunaltıyordu. Kapıyı açıp geriye çekildi ve Sehun'un geçmesini bekledi. İkiside içeri girdiğinde Kyungsoo konuşma cesaretini gösterebildi.

"Benim odamın yanında bir yatak odası daha var. İstersen orda yatabilirsin."

"Ah peki... Yerini gösterebilir misin?"

Odanın yerini gösterdikten sonra Kyungsoo Sehun'u o kıyafetlerle yatıramayacağını farketti.

"S-sana pijama vermeliyim fakat benim kıyafetlerim biraz şey... Kısa gelebilir."

"Sorun yok zaten hava sıcak."

Sehun kıkırdayıp pijamaları bekledi. Kyungsoo çekingen bir tavırla pijamaları uzatınca o masum görünüşüne karşılık hayatında gördüğü en güzel gülümsemeden bir tane daha kaptı.

"Uhm. Ailen nerede?"

"Annem öldü. Babamsa beni terketti."

Kyungsoo o kadar kuru ve hissiz bir tonda konuşmuştu ki Sehun'un sesi ürkek bir tona büründü.

"N-neden?"

"Büyük göğüsleri sevmediğim için."

"Bu kadar güzel bir canlının büyük göğüslü bir yaratığa gitmesi kötü olurdu doğrusu."

"G-güzel mi? Ben mi? Komiksin Sehun."

Bunları söyledikten sonra odasına çekildi. Sehun ise yatağa uzanıp düşündü. Kyungsoo neden böyle demişti ki? Beyazı kiskandıracak kadar güzel bir ten rengi , mükemmel iri gözleri , kızları bile hayran bırakacak kadar mükemmel bir fiziği vardı. Güzel olmadığını söylemesi haksızlıktı. Bunları düşünürken uykuya daldı.

---

Kabuslar yüzünden gece 03.00'te uyanan ve yatakta oturup duvarı izleyen bir adet Sehun. Ne kadar harika. Kendi kendine söylenip duruyordu. Ne yapmalıydı? Hem burası Kyungsoo gibi kokmuyordu bile. Onun evinde onun gibi kokmayan bir odanın ne anlamı vardı ki? O an düşündü. Bunu yapabilir miydi? Evet neden yapmasın ki? Yavaşça yatağından kalktı ve yan odaya yürüdü. Kapıyı çalıp fısıldadı.

"K-Kyungsoo... Kyungsoo."

"Haah?"

"Ş-şeyy ge-gelebilir miyim?"

Kyungsoo kekeleyen sarışına kıkırdadı. Bir insana göre fazla sevimliydi.

"Gel hadi."

Sehun utanarak kapıyı açtı gözlerini yerden ayırmıyordu. Utana sıkıla Kyungsoo'nun önüne geldi ve kızaran yanaklarına içinden küfürler savurdu.

"B-ben. Bu gece gördüğüm altıncı kabus. Sakıncası yoksa... Yani... Şey."

"Y-yanımda yatabilirsin evet."

"Çok sağol. Yerinde başkası olsa bana katlanmazdı."

Kyungsoo cevap vermek yerine gülümseyip uzandı ve yana kaydı. Sehun kendisine bırakılan yere uzandı. Şuan Kyungsoo ile neredeyse burun burunaydılar.

"Kyungsoo?"

"Hmm?"

"Uhm. Biliyorum çok oldum ama. Sana sarılabilir miyim?"

Kyungsoo duyduğu cümleyle beraber kapalı gözlerini irice açtı. Utançla olumlu anlamda kafa sallamasıyla beline bir kolun dolanması ve Sehun'un alnının göğsüne yaslanması bir oldu. Derin nefesler alıp vermeye başladı ve yatışınca burnunu açık sarı saçlara gömdü ve yumuşak saçlardaki mentollü kokuyu içine çekti.

"İyi geceler Barbie."

"Seni duydum Baykuş."

İkiside kıkırdadılar. Baykuş hayran kaldığı mentollü kokuyu , Barbie ise mükemmel bulduğu vanilya kokusunu içine çekerek uykuya daldı...

Love Bites -Askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin