Sehun uyandığı anda yan tarafa baktı. Kyungsoo?! Kyungsoo yoktu! Birde burnuna yanık kokusu ilişince kafayı yiyeceğini düşündü. Birde üstüne Kyungsoo'nun çığlığını duyunca tam oldu.
"Soo! Soo!"
Yataktan fırlayıp yanık kokusunun geldiği tarafa koştu. Neyse ki beklediği gibi birşey değildi. Bulduğu şey elinde yanmış sıcak ekmeklerle hokkabazlık şovu yaparcasına çöpe ilerleyen bir adet Kyungsoo idi. Rahat bir nefes aldı ve kenardan sessizce izlemeye koyuldu. Sonunda Soo ekmekleri atabildiğinde Sehun haykırarak gülmeye başladı. Kyungsoo gülmekten yerlere yatan Barbie'ye baktı ve tekrar kızardığını hissetti.
"Yah gü-gülmesene."
"Fakat *kıkırdama* çok tatlıydı!"
Sanki daha fazlası olabilirmiş gibi yine kızardığını hissetti Kyungsoo.
"A-ama ben sana burda kahvaltı ha-hazırlamaya çalışıyordum."
Kyungsoo alt dudağını büzüp başını eğdiğide Sehun yanına ilerleyip çenesini tuttu ve Kyungsoo'nun yüzüne bakmasını sağladı.
"Aww ellerin acıdı mı?"
Kyungsoo masum bir tavırla evet anlamında başını salladı. Sehun Kyungsoo'nun ellerine minik birer öpücük kondurdu. Utançtan ölecek miydi? Evet evet ölecekti sanırım. Bence Sehun onu öldürmek için böyle bir taktik geliştirmişti. Ellerini çekip arkasında birleştirdi ve başını utançla öne eğdi.
"B-ben üstümü değiştirsem iyi olacak."
"Peki."
Kyungsoo üstünü değiştirmeye gittiğinde Sehun sadece düşündü. Neden ondan kaçıyordu ki? Kyungsoo'yu korkutuyor muydu? Çok mu hızlı ilerliyordu? Evet sanırım öyleydi. Daha yavaş gitmeyi deneyecekti.
"Uhm. İstersen sende.
"Evet değiştireyim... Bence de."
Sesi fazla soğuk ve sitemkar çıkmıştı sanırım. Bunu Kyungsoo'nun gözlerinin dolmasından anlamak mümkündü. Bunu gördüğünde derinlerde sol tarafına yakın bir acı hissetti. Yinede normal bir tavırla Kyungsoo kokmayan odaya gitti. Üstünü değiştirip mutfağa ilerlediğinde sonunda normal bir kızarmış ekmek kokusu alabildi. Hani şu yanmamış olanlardan. İstemsizce gülümsedi ve mırıldandı.
"Güzel kokuyor."
"Hm? Ah evet."
Sessizce yemeklerini yediler. Kyungsoo Sehun'un soğukluğundan ötürü yanlış birşey yaptığını düşünmeye başlamıştı. Sehun ise umudu kesmişti. Kyungsoo ondan kaçıyordu işte. Onu sevmediği de barizdi. Onun karşısında utanması yada onu sakinleştirmesi hatta ve hatta beraber uyumaları Sehun'a aşık olduğu anlamına gelmezdi ki!
"Uhm Sehun. Bir sorun mu var?"
"Hayır."
Sehun fazlasıyla soğuktu. Bir sorun olduğu açıktı fakat söylememekte ısrarcıydı. Kyungsoo kırılmıştı fakat belli etmiyordu. Zaten hiç belli etmezdi. Hep içine kapanık biri olmuştu. Her zaman hislerini kendine saklardı. Buda onu ürkek ve çekingen yapıyordu. Tabii içinde yatan yaratık ise cabası. Anlamamıştı. Az önceki Sehun gitmiş yerine soğuk , sitemkar bir Sehun gelmişti.
"Ben gitsem iyi olacak."
"Pe-peki."
Kyungsoo Sehun'u kapıdan geçirip sırtını yasladığı kapıdan yavaşça aşağı kaydı ve dizlerini karnına çekti. Sehun ise dışardan yaslandığı kapıdan aşağı çöküp içerden gelen her hıçkırıkta kalbinin parçalandığını hissediyordu. Hayır Kyungsoo onu sevdiği için ağlamıyordu. Soğuk davranması ağırına gitmişti. Sadece bunun için ağlıyordu. Kyungsoo ona hiç birşey hissetmiyordu ve hissetmeyecekti de.
Kyungsoo ise içerde sevdiği adam için ağlıyordu. Sehun kalkıp arabasına doğru ilerlerken içerdeki kırmızı gözlü eşyaları kırıp döken baykuştan habersizdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Bites -Askıda-
FanfictionHikaye Smut İçerir söylemedi demeyin xjkflfifj --- Üç kurt. İki insan. Çözülemeyen bir gizem. Yıllarca birikmiş saf öfke , özlem ve yanlızlık. Peki bunların hepsi başbaşa bırakılırsa ne olur?