Ece

9.3K 717 33
                                    


Her zaman ki gibi okula girdiğimde çevremdeki insanların aşağılayıcı bakışına maruz kalmıştım. Halen benim o oğlanla birşeyler yaptığımı düşünüyorlardı. Sadece gerçeklerin ortaya çıkmasını bekliyordum. Ne kadar dışarından umursamaz  görünsemde, halen umursuyorum. Ama aklım halen almıyor, Aytun'nun bana inanmaması bana güvenmemesi ona karşı olan hislerimi azalttı. "Hira!" Kafamı masadan çevirip, Kayra'ya baktım. "Efendim."  Gözleriyle bir yeri işaret etti. Onun baktığı yöne baktığımda sinirle solumaya başladım. "Bana inat yapıyor." Dedim. Kayra güldü. "Kıskanıyorsun." Gözlerimi devirdim. " Ona karşı duygularımdan emindim ta ki düne kadar herşey değişti."  Kayra elimi sıkıca tuttu. "Düşünsene sen öyle görseydin." Kafamı iki yana salladım. "Beni tanıyorsun, Kayra çabuk sinirlenirim ama yine de dinlerim." Kafasını olumluca salladı. "Haklısın, ben derse kaçar." Diyerek, masadan kalktı. Bende elimdeki kitaba dönmüştüm. Ara sıra Aytuna bakıyor o kızıl kafayla gülerek konuşmasını izliyordum. Sinir bozucu bir durumdu. Gerçekten beni sevseydi bana inanır, beni dinlerdi. Şu an yanımda olması gerekirken tanımadığım bir kızla oturmuş gülerek sohbet ediyordu. Ve bu hareketleriyle gözümden iyice düşüyordu.

"Selam." Karşımda ipek ve tanımadığım kapalı bi kız duruyordu. "Aleyküm selam." İpek kıkırdadı. "Bu arkadaşım azra ve bu da kardeşim Hira." Tebessüm etmiştim. Azra'nın elini sıkmıştım. Güzel bir kızdı. "İpek'le aynı bölümümü okuyorsun." Kafasını olumluca salladı. "Peki sen." Masanın üstünde duran kitabımı gözlerimi devirerek gösterdim. "Hukuk." Azra gülmüştü. "Allah yardımcın olsun." Gülerek ona baktım, ısınmıştım. "Amin, cümlemizin." Sandalyeden kalkıp kızlara baktım. "Ben bahçeye çıkıyorum, gelmek ister misiniz?" İkiside kafasını iki yana salladı. Masamdan çantamı alıp, bahçeye doğru yürümeye başladım. "Hira AYDOĞAN!" İsmimi duymamla yerimde durdum. Arkamı döndüğümde dün ki çocuk masanın üstüne çıkmıştı. Gözleri mosmordu, dudağı patlamıştı. Ben gibi herkes ona bakıyordu. "Herkes beni iyi dinlesin!" Ona doğru yavaş adımlarla yürüyordum. Sadece onun diyeceklerini dinliyordum. "Dün Hira'ya atılan bir iftiraydı. Bunun sorumlusuda Ece'dir." Burnumu çektim. Yanıma kadar geldi ve kafasın eğerek. "Özür dilerim, Hira beni affet." Burukça güldüm. "Ben seni affedemem o bana mahsus değil. Allaha mahsustur. Rabbimden af dile sen." Diyerek yanından uzaklaştım. İpek arkamdan yürüyordu. Ona döndüm. "Yalnız kalmak istiyorum." Elimle göz yaşlarımı silip, dışarıya çıktım. Bahçede boş bir bank bulup, oturdum.

Hem ağlıyor hem de gülüyordum. Garip bir duygu karmaşası içindeydim. Telefonuma bildirim gelmesiyle, çantamdan çıkarıp, mesaj bölümüne girdim. Yine tanımadığım numaradan bir mesaj gelmişti. "Sen hep böyle gül." Etrafıma bakmaya başlamıştım. O kadar kişi arasından nasıl anlayacaktım ki. "Hira." Banktan hızlıca kalktım. Ama önüme geçmesiyle durdum. "Benimle konuşmayacak mısın?" Derin bir nefes aldım. "Önümden çekil." Demiştim. Aytun çenemden tutup, kafamı kaldırmıştı. Göz göze gelmiştik. Bakışlarımı ondan çekiyordum. "Burada konuşmak istemiyorum." Diyerek, bileğimden sıkıca kavradı. "Yeter!" Aytun hızlıca bana döndü. Bileğimi ondan hızlıca çektim. "Kendini bir halt sanıyorsun. Hira gel, Hira git. Ben senin oyuncağın değilim." Gözlerini şaşkınca açmış, bana bakıyordu. "Beni sevdiğini söylüyorsun. Ama seven insan sevdiğine inanır. Ona güvenir. Seven insan sevdiğine sadık kalır. Bugün bakıyorum, bir kızla gülerek konuşmalar. Beni sevmiyorsun, Aytun."  Sessiz kalmıştı. Eğilerek bana baktı. "Körsün. O çocuğu bu hale getirmeseydim. Konuşacağını mı sanıyordun. Ya da Ece bugün okulda gördün mü? Ben senin için birşeyler yapıyorum, ama sen görmüyorsun." Dudaklarımı ısırdım, bu sefer sessiz kalan taraf bendim. Aytun etrafına baktı. "Senin yerinde olmak isteyen kızlar var Hira. Ama ben seni seçtim." Gözlerimi ondan kaçırdım. "Belki benle başka bir amacın var." Dedim. Aytun sinirle, soludu.

"Başka bir amacım olsaydı, senin için bu kadar çabalamazdım. Ve o kıza gelince kız kardeşim gibi gördüğüm, Neşe'den bahsediyorsun."

"Kim olduğunu bilmiyorum sadece yakın konuşuyordunuz." Aytun hafif bir şekilde gülümsedi. "Senin için birşeyler ayarlıyorduk." Kaşlarımı çattım. "Benim için derken." Aytun omuz silkti. "Boşver, gerek kalmadı, artık." Diyerek yanımdan uzaklaştı. Sinirle yerden bir taş alıp, Aytun'nun sırtına attım. Omzunun üstünden bana baktı. Ve umursamayarak önüne döndü. "Senden nefret ediyorum." Aytun, cevap bile vermemişti. Dudaklarımı ısırdım. Arkamı döndüğümde Ece karşımdaydı. Kaşlarımı çattım. Etrafa baktığımda az kişi vardı. "Hayatım senin yüzünden mahvoldu." Elinde silah olduğunu yeni fark etmiştim. Bana doğru uzatmıştı. "Ben sana hiçbirşey yapmadım." Ece kahkaha attı. "Senin yüzünden okulumdan atıldım." Derin bir nefes aldım. "Benimle bu kadar uğraşacağın yerde sınavlarına çalışsaydın." Kahkaha attı. "Sus artık, Sus." Yavaş yavaş ona yürüyordum. Ama karnımdan birinin tutup, beni çekmesiyle. Yere düşmüştüm. Gözlerimi açtığımda Aytun, bana bakıyordu. "İyi misin?" Kafamı olumluca salladım. Üstünden kalkmıştım. Kafamı çevirdiğimde güvenlikçiler Eceyi etkisiz hale getirmişti. İpek ve Kayra hızlıca yanıma geldi.

"İyi misin Hira." Kafamı olumluca salladım. "İyiyim." İpek sıkıca sarıldı. "Hep iyi ol." Aytuna baktığımda bana bakarak birşeyler düşünüyordu. Ondan bakışlarımı çekip, kızlara döndüm. "Enişte bey kahraman." İpeke öldürücü bakışlarımı yolladım. "Enişte diyip durma şuna." Kayra kahkaha attı. "Hira'yı sevmiyor bile. Kızıl kafalı kızla konuşuyordu, bugün." İpek gözlerini kocaman açtı. Ama duyduğumuz ses karşısında hepimiz susmuştuk.

"Ben Hira'yı kalbime kabul ettiğim gün, tüm kadınların cenaze namazını kıldım." Hafif bir şekilde gülümsedim. Omzumun üstünden Aytuna baktığımda bana bakıp, gülerek gitti. Kayra ve İpek susmuşlardı. Onların bu haline kıkırdadım. Daha yeni ölümden dönmüştüm, ama gülüp duruyordum. Sessizce çıkışa doğru yürüyorduk...

FERACELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin