SANA BAKIŞIMI GÖREN

10.3K 854 50
                                    



Alarmın çalmasıyla, gözlerimi yeni bir güne açmıştım. Şükürler olsun. Yataktan kalıp, banyoya girdim. Kısa bir duş alıp, odama geçmiştim. Saçlarımı taramıştım. Aynadan kendime baktığımda suratım bir daha iyi olmuştu. Salona girdiğimde kızlar çoktan uyanmıştı. Kahvaltıyı hazırlıyordu. "Günaydın." Dedim. İkiside aynı anda, "Günaydın." Dediler. Gülmüştüm. Sandalyeyi çekip, oturdum. "Kızlar dün eve geldim, direk yatıp uyumuşum." İpek güldü. "Bizde dinlen diye seni uyandırmadık." Tabağıma kahvaltıklardan birşeyler koydum. "Dışarıyı gördün mü?" Kafamı iki yana salladım. Yerimden kalkıp, balkonu açtım. Çığlık atmıştım. Kar yağmıştı, her yer bembeyazdı. İpek halime gülmüştü. "Ben bu karda arabayı nasıl kullanıcam." Kayra araya girmişti. "Çok fazla yok zaten ince ince yağıyor, sürersin." İpek gülerek saçlarını savurdu. "Otobüse binmektense ölmeyi isterim." Ters bir şekilde bakmıştım. "Düzgün konuş düzgün." İpek güldü. Yerime geçip, tekrardan oturdum. Çayımdan bir yudum alıp, yemeye başladım. "Hira dün sen gittin ya, bizde derse girdik sonra dersten çıktığımızda kantine bir olay oldu." Kayra heyecanla araya girdi. "Ama bir görmeliydin, çok heyecanlıydı." Onları dinliyordum. "Aytun'nun kavgasıydı. Ama çocuğu bir dövdü görmen gerekti. Resmen acıdım, o çocuğa." Aytun acaba kimle kavga etmişti. Üniversite hayatımı inek olarak geçirmek isterdim, ama ekşından kurtulamıyordum. İpek çayından bir yudum alıp, devam etti. "Özellikle burnuna çok vurdu." Kayra'da hemen araya girdi. "Bence o sıra sinir krizi geçiriyordu." İpek kayraya baktı. "Sonra kavgada Kayra'nınkini gördük oğlan meğer Aytun'nun arkdaşıymış." Gözlerimi devirdim. "Yani onun arkadaşıysa." Kayra dudaklarını büzdü. "Olmaz, hira olmaz." Yerimden kalktım. "Kendin vereceğin karar ama bana sorarsan kimseyi arkadaşı kötü diye onuda o kişilikte düşünemezsin." Dedim. Kayra kafasını olumluca salladı. "Ben hazırlanıyorum." İpek ağızındaki zeytin çekirdeğini çıkarıp, bana attı. "Pisleşme, ipek." İpek güldü. "Benide bekle." Kafamı olumluca salladım. Ve odama geçtim. Yatağı topladıktan sonra üzerimi değiştirmiştim. Çantamıda yerden alıp, odamdan çıktım. İpek salonda beni bekliyordu. "Hadi gidelim." Dedim. Kayra bugün evdeydi. İpek ile dersimiz vardı. Evden çıkıp, arabaya binmiştik. İpek arabayı çalıştırıp, sürmeye başlamıştı.

Üniversiteye geldiğimizde, ipek kendi sınıfına ben de kendi sınıfıma gelmiştim. Araç gereçlerimi çıkartıp, sıraya koydum. Hoca sınıfa geldiğinde, bizimle kısa bir sohbet ettikten, sonra dersi anlatmaya başladı. Bugün çok dalgındım. Bazıları bana bakıp, konuşuyordu. Elimi yanağıma götürdüm. Ve derse odaklanmaya başladım. "Ceylin dövdü herhalde." Kızın sesini duymuştum. Kafamı iki yana salladım. Duymamaya çalışıyordum. Ama sanki duymam için çabalıyorlardı. Sinirle çantamı, alıp sınıftan çıktım.

Kantine geldiğimde sıraya girmiştim. Su ve peçete almam gerekti. Telefonumdan saatte baktığımda daha ipek'in dersine bitmesine vakit vardı. "Yanağına çok güzel yakışmış." Kafamı çevirdiğimde. Ceylini görmüştüm. Ellerim titremeye başlamıştı. Sinirle omzuna çarparak yanından geçtim. "Dikkat et. Hareketlerine bu sefer başka yerini çizerim." Arkamı döndüğümde birisi ile çarpışmıştım. Kafamı kaldırıp, Aytuna baktım. "Sakin ol." dedi. Ve bileğimden tuttu. "Aytun bırak bileğimi." Dedim. Ama umursamayarak bir masaya otturmuştu, beni. Kendiside sandalyeyi çekip, karşıma oturdu. "Ne yapıyorsun." dedim. "Bana güveniyor musun?" Kaşlarımı çattım. "Sana neden güveniyim." Aytun dudaklarını yaladı. "Sormadım,say" Sandalyeden kalktım. "Benden uzak dur." Diyerek, yürümeye başladım. İpeki görünce gülümsedim. "Naptın güzelim." Tebessüm ettim. "Seni bekledim." İpek kıkırdadı. Koluma girdi. "Hadi şuraya oturalım." Kafamı olumluca salladım. Masaya gelip, oturmuştuk. "Sence Aytun kötü birisi mi?" İpek kaşlarını çattı. "Yani onun hakkında öyle diyorlar ama ben yakından tanımadığım için bilemiyorum." Kafamı olumlu salladım. "Neden sordun?" Gözlerimi masadan çekip, İpek'in masmavi gözlerine bakmıştım. "Dün eve kadar beraber yürüdük. Ve bana seni koruyacağım dedi." İpek şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Ay düşünsene Hira bunla evleniyormuşsun birde." Güldüm. "Sadece korumak istediğini söyledi evlenmek ne alaka." İpek sırıttı. "Belki kaderinde o yazılı." Omuz silktim. "Belki..."
dedim. "Ben kaçtım." İpeke güldüm. "Görüşürüz." Dedim. İpek masadan kalkmıştı. Bende kitabımı açıp, okumaya başladım.

"Hira sensin değil mi?" Kafamı kitaptan kaldırıp, karşımda duran kızıl saçlı kıza bakmıştım. "Benimde sen kimsin." Gülmüştü. "Ben emel, Aytun'nun plotanlik aşığı." Gözlerimi devirdim. "Eee ne yapabilirim." Kız sinirle saçlarını savurdu. "Onu nasıl tavladın." Şaşkınlıkla kıza bakmıştım. "Ne diyorsun sen?" Ayağa kalkıp, karşısına geçtim. "Aramızda birşey yok." Güldü. "Birşey yok mu? O zaman senin neden bileğinden tuttu." Omuz silktim. "Ne biliyim ben." O sırada Ceylin ve arkadaşlarıda gelmişti. Gerçekten yorulmuştum. Dayanamıyordum. Sabrım taşıyordu. "Ne yaptı sana bu yobaz." dedi. Sinirle etrafa bakındım, Aytunu gördüm. Bizi izliyorlardı, arkadaşları ile birlikte. Tekrar dönüp, kızlara baktım. "Bak Aytunla aramda en ufak dahi birşey yok." Emel omzumdan itmişti, beni. "Ondan uzak dur seni gebertirim." Ceylinde bana iyice yaklaştı. "Şu yanağın boş kalmış. Çizsem mi?" Sinirle önümde duran masayı kaldırıp, attım. "Yeter! Benim kafamdaki örtü seni neden rahatsız ediyor. Senin şu giydiğin mini etek beni rahatsız etmiyorda benim kafamdaki örtü seni neden rahatsız ediyor." Ceylin, buz kesilmişti. Birşey dememişti. "Ben giyişine bakarak sana yanlış ithamlarda bulunmuyorum. Buna hakkım, yok. Ve seninde bana karışma gibi bir lüksün yok." Dedim. Sesim bağırmaktan kısılmıştı. Çantamı yerden alıp, yürümeye başladım. Arka bahçeye vardığımda boş bulduğum bir çardakın içinde oturdum. Göz yaşlarımın akmasına izin verdim. "Aslında bana ihtiyacın yokmuş." Aytunu görünce, elimin tersi ile gözyaşlarımı sildim. "Aytun bak zaten birileri ile uğraşıyorum. Sende uğraşma git." Aytun güldü. "Gidemem." Kaşlarımı çattım. "Neden?" Dedim. "Zamanı gelince öğrenirsin." Üşümeye başlamıştım. Titredim. "Emel, bana kötü bir ithamda bulundu." Aytun kaşlarını çattı. "Kıskanmış, seni." Kaşlarımı çattım. "Neden beni kıskansın." Aytun güldü. "Sana bakışımı gören her kız seni kıskanır, Hira."

Bölüm sonu...

FERACELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin