HOROZ KOROSU- Bölüm 4

66 19 0
                                    

"HOROZ KOROSU"

Sabah her zamankinden daha erken uyanmıştım. İçimde nedenini bilmediğim her zamankinden farklı bir duygu vardı. Garip bir huzur. Ben de bir değişiklik olsun diye bu gün okula yeni sahip olduğum, yaşama yeni bağlamaya çalıştığım yirmilik delikanlım ile otomobilimle gitmeye karar verdim.

Öyle de oldu. İhtiyarı çalıştırdım. Biraz nazlandı, alışmıştım bu haline; biraz kaşlarımı çattım, "Tamam celallenme artık masraf yok." dedi. Kızdığımı bilmesi, beni anlaması hoşuma da gitmedi desem yalan olur. Son bakımdan sonra uslu bir kedi gibi hırlamaya başladı. Bende aferin ne zaman kükremen gerektiğini, ne zaman uyuman gerektiğini artık biliyorsun. Beni anlıyorsun. El alemin yanında beni mahcup etme yeter, nazını zaten çekiyorum derken: kendimizi okulun bahçe duvarının yanına park ederken bulduk. Sessizce hadi eyvallah dedim. Kendimi Okulun nizamiye girişinde buldum.

Nizamiye bekçisi;

İri yarı etine dolgun, hafiften kelleşmeye başlamış, buğday tenli, yağız bir tip. Hani herifi al aşağıya etmeyi pek düşünemezsin. Herife bakınca ürkersiniz. Ama sevimli biri. Tabii güvenlik deyince de adamı biraz ürkütmesi gerekir!

- "Hocam bir saniye, bir şey söyleyebilir miyim?" dedi.

Yüzünde, kurnazlıkla karışık, muzip bir ifade vardı.

-" Eyvah!" dedim. Ne oluyoruz? Şimdi baklayı ağzından çıkaracak.

Dediğim gibi de oldu.

Nizamiye bekçisi;

-" Hocam sizin horozlar var ya!

-" E, e ne oldu? Bizim horozlara" dedim.

-" Daha ne olacak hocam." dedi.

" Gecenin bir yarısında, sabaha doğru, saat kurmak için okulun etrafını dolaşırken, baba horozun önünden geçtim.

Gayet güzel bir şekilde ötüyor." dedi.

-" E, e ne var? Bunda." dedim.

-" Ne var oluğ mu?" dedi. Biraz şiveli aksanıyla konuşmasına devam etti." Bu horozlardan sonra senin horoz-

ların önüne geldim. Senin horozlar sırayla ötmeye çalışıyorlar, ama bir türlü ötmeyi beceremiyorlar." dedi.

Devam etti.

" Öğretmensin gari, artık bu işe bi el atta gari, fukaralar da ötüveysinler."dedi.

Ben biraz mahcup, biraz da sabah sabah gol yemenin verdiği mahcupluk. Bekçiye bir cevap vermeliydim.

"Bizim fukaralar daha küçük, büyümeye, erişkin olmaya çalışıyorlar. Daha dün iki tanesi etrafımda dolaşıp beni dövmeye pozisyon arıyorlardı.

Ben de büyüdüler görevlerini yapıp; Günün doğuşunu sizlere haber verirler.

Sizi sabah kimseler okula gelmeden uyandırırlar. Hatta size dokuz kişilik solo ve koro halinde konser de verirler." dedim.

" Ayıp etmişler valla." dedim.

" Ben onlarla ilgilenirim. O koca horoza söyle, sana zahmet! Biraz abilik

yapsın' Artık." dedim. Olay çok zoruma gitti." Ben de bu böyle olmaz." dedim. Mutlak bir şeyler yapmalıydım. Ama ne yapabilirdim?

Düşünüyorum, bu sabah sabah yediğim gole mi? Yananayım. Herif düpe düz bizimle matrak geçiyor.

ÖYKÜ BAHÇESİ#WATTYS2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin